Bugün İPZ 2011'in kapanış oturumunda sevgili Günseli Özen Ocakoğlu'nun yönetiminde, Refik Çağlayan, Arzu Cihangir, Alemşah Öztürk, Selim Yörük, Onur Yüksel ve ben eski pazarlama blog yazarları olarak 5 yılda neler yaptığımızı konuştuk.
Konuşma sırasında bana sorulan sorular, genel olarak tüm Bigumigu takipçilerini de ilgilendirdiği için buradan yazılı olarak da yanıtlamak uygun olur diye düşündüm (Aygül'ün elinde tavayla tepemde yazıyı zorla yazdırdığını aklınıza bile getirmeyin yoksa :P).
İlk soru dostum Aycan Çevik'ten geldi. Çeşitli dergiler için röportajlar da yapmış, gazetecilik tecrübesi olan bir hınzır olarak gayet ilginç bir soru sordu Aycan: sorusunda yeni kurduğumuz işimizle ilgili olarak, hizmet verdiğimiz markalar dışında ajanslara da trend sunumları yapmanın bir cüret, cesaret işi olup olmadığını, ajansların zaten bu yenilikleri takip ediyor olmalarının gerekip gerekmediğini sordu. Benim bu soruya yanıtım şöyleydi; bugünün pazarlama iletişimi ortamında müşterilerin ajanslarından bu tip sunumları beklemeleri artık biraz naiflik. Ajansların bu tip araştırmalara ayıracak yeterli kaynakları yok ve onların da bu hizmeti dışkaynaklardan temin etmeleri daha uygun oluyor. Biz Aygül'le hem internette belli konularda araştırmalar yapma konusunda, hem de reklam ajansı ve markaların pazarlama bölümlerinde görev yapmanın getirdiği tecrübe ile tüm zamanımızı bu işe verebiliyoruz. Bir ajansta bizim tecrübemizde bu araştırmaları yapabilecek kişilerin o sırada yapacak mutlaka daha önemli işleri olacağından bizim sunumlar kadar geniş kapsamlı ya da derin analizli sunumlar ortaya çıkarmaları kolay değil.
Diğer bir dinleyicimiz de (umuyorum ki buraya yorum yazarak kendini tanıtır, ben sahne heyecanının da getirdiği dalgınlıkla ismini unuttum), Bigumigu'nun eski günlerinde daha yorum içeren analizlerle haberler hazırladığımız ve eskiden haberlerde daha çok yorum olduğuyla ilgili fikrimi sordu. Yorumların azalmasıyla ilgili olarak düşüncem, sizin de tahmin ettiğiniz gibi; Bigumigu'nun kurulduğu ve popülerliğini kazandığı 2005-2008 arasında Facebook çılgınlığının başlamamış olmasıyla doğrudan alakalı. Bireylerin kendi içeriklerini profillerinden paylaşma olanağı olmadığı zamanlarda Bigumigu ve benzeri niş sosyal ağlar, hem iletişim kurmak için, hem de düşüncelerimizi paylaşmak için en uygun alanlardı. Facebook devriminden sonra artık tüm içerikleri kendi profilimize taşıyıp tartışmaları ve yorumları da kendi evrenimizin merkezinden yönetme fırsatı bulduğumuzdan olsa gerek, yorumlarımızı hem Bigumigu'dan, hem de başka blog ve benzeri sitelerden esirger olduk. Bu anlaşılabilir bir durum ve bizim bu konuda ilk aşamada iş listemize aldığımız çözüm, yorumları Facebook'la eşleştirmek. Bu konuda ikinci bir düşüncem de, yorumların azalmasından yakınan Bigumigu dostlarının kendilerinin yorum yazması halinde bu eğilimin yeniden başlayabileceği yönünde. Ne de olsa Aygül ve ben hala zamanımızın önemli bir oranını Bigumigu'da geçiriyoruz ve sizlerle samimi iletişimimizi yorumlardan da sürdürmek bizim için her zaman çok keyifli bir internet eylemi.
Sorunun ilk kısmıyla ilgili olarak da bundan sonra yeniden haberlerimizi daha fazla yorum ve düşünceyle zenginleştireceğimizi, bu konuda önerilerinizin bizim için çok önemli olduğunu söyleyebilirim.
Bugünkü gibi toplantılarda, sunumlarda ilk defa karşılaştığım ama Bigumigu sayesinde hep tanışıyormuş gibi yakın hissettiğim tüm değerli üye ve takipçimize ilgileri ve geri bildirimleri için tekrar çok teşekkürler.