EMUNARQ, mimaride doğadan ilham alan bir yaklaşımı benimsemiş. Hazırladıkları dijital mimari görselleştirmelerde, kozalak pullarını andıran yüzeyler, nem, ışık ve iklim koşullarına bağlı olarak açılıp kapanabilen adaptif cephe sistemleri görülüyor. Tıpkı kozalakların tohumlarını korumak için açılıp kapanması gibi, bu mimari de çevresiyle etkileşime girerek dinamik bir şekilde yaşıyor.
Yüzeyler, ışık geçişini, hava akışını ve çevresel korumayı sağlamak üzere katlanıyor, kayıyor ve üst üste biniyor. Böylece yapı, klasik anlamda sabit bir form olmaktan çıkıp, doğayla birlikte değişen, adeta nefes alan bir varlığa dönüşüyor.
Organik mimari
Bu vizyon, mimarlığı sadece yapılar inşa etme sanatı değil, aynı zamanda çevresiyle uyum içinde yaşayan ve dönüşen organizmalar yaratma çabası olarak tanımlıyor. EMUNARQ’ın bu yaklaşımı, sürdürülebilirlik ve çevresel duyarlılık açısından da dikkat çekiyor.
Aşağıdaki paylaşım, mimariyle ilgilenmeyen sosyal medya kullanıcılarında dahi ilgi uyandırmış.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Çam kozalağından ilham alan cepheler, güneşe ve neme uyum sağlıyor; ışığı ve havayı içeri almak için açılıyor, korumak ve gölgelendirmek için kapanıyor.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Görsel: EMUNARQ