El yapımı minyatür mimari modeller, her tasarımcının kendince yorumlayarak ve farklı malzemeler kullanarak özgün işler üretebildiği bir alan haline geldi. Camille Benoit ve Mariana Gella, karantina döneminde kağıt kullanarak Invisible Cities adlı fantastik mimari modeller üretti. Yine karantina döneminde evlerinden çıkmayan tasarımcılar hayallerindeki evleri kilden evleri yaptılar ve Clay Play adlı yarışmada yarıştılar. Pandemi sürecinde çalışmalarına yeni bir boyut katarak dikkat çeken bir başka minyatür model sanatçısı ise Frank Kunert.

Sosyal eşitsizliğe dokunan, kültür-sanat dünyasını ve mimari trendleri tiye alan minyatür modeller

Alman model tasarımcısı ve fotoğrafçı Frank Kunert, büyük bir titizlikle mantık sınırlarını aşan mimari modeller inşa ediyor. Modellerin tamamı el yapımı. Ardından bu modelleri kendisi fotoğraflıyor. Sanatçının ilham kaynakları çok sıradan, sıkıcı ve hatta bazen çirkin denilebilecek türde yapılar. Ancak çalışmalarındaki binalar ve sahneler hiçbir şekilde mevcut bir binanın ya da yerin kopyası değil.

“Umarım izleyici bu çalışmalardan hoşlanır; aynı zamanda çalışmalarımdaki hüznü ve hayatın belirsizliğini, uygar dünyamızın komedisini ve trajedisini hissedebilir.” şeklinde açıklıyor amacını. “Bu fikirler, kelimelerle ve cümlelerle oynayarak gelişiyor. İletişim ve insanların birbirleriyle başa çıkmak için izlediği garip yollar benim için hiç bitmeyen bir konu.” diyor.

Dikkatli baktığınızda Kunert’in modellerinde oldukça etkileyici alt metinler yakalayabilirsiniz. Örneğin Place In The Sun adlı modelde zengin ve yoksul arasındaki farkı balkonlar üzerinden anlatıyor. Güzel ve yeni bir villanın terası, komşu binanın balkonun üzerine binmiş ve onu kullanılamaz hale getirmiş durumda. One Bedroom Apartment ise mikro ev trendini tiye alıyor. Kültür ve sanat dünyasına da iğnesini batırmaktan çekinmiyor. At a High Level adlı çalışmasında; çağdaş bir sanat galerisini erişilemeyen merdiven basamakları olan bir binaya yerleştiriyor.

80’lerde model yapmaya başlayan Frank Kunert, 1994 yılında fotoğraf çekmek için ilk mimari setini yapmış. Model hazırlama sürecine geçmeden önce sahneyi eskizleyerek işe başlıyor. Bina duvarlarını yapmak için sanat malzemeleri dükkanlarından aldığı köpük panelleri, tahta çubukları ve kartonları kullanır. Bardak ve desenli halı gibi minyatür nesneleri ise bebek evi dükkanlarından ve bit pazarlarından satın alıyor. Ayrıca ambalaj malzemeleri gibi atık malzemeleri de biriktirip yeri geldiğinde kullanıyor.

Diğer birçok yaratıcı gibi Kunert de karantina döneminden etkilenmiş. Özellikle A Room with a View gibi yeni çalışmaları bu dönemin etkisiyle ortaya çıkmış. Sosyal mesafe kuralı ise sanatçıyı eski çalışmalarını gözden geçirmeye itmiş ve bu dönemde yeni anlamlar kazanabilecek Privacy gibi eski bir çalışmasını da gün yüzüne çıkarmış.

Frank Kunert’in çalışmalarını internet sitesi ve Instagram’ı üzerinden takip edebilirsiniz.

Görsel: Instagram