2025 yılına kadar, Y nesli ve Snapchat bağımlısı haline gelen Z neslinden yeni anne-babalar ailelerini kuracak. Bu insanlar, hayatlarını sürekli internete bağlı olarak geçirecek ve bir şey satın almak istediklerinde üründen ziyade üründen elde edecekleri deneyimi ve faydayı ön plana alacak. Peki, bu insanların bebek ürünleri neye benzeyecek?
Bu paradoks, Fisher-Price’ın tasarım danışmanlığını Continuuum’un gerçekleştirdiği yeni konsept videosunda mükemmel şekilde işlenmiş. 86 yıllık geçmişe sahip, 1993 yılından beri Mattel’in alt markası olarak hizmet veren oyuncak markasının yeni reklam videosunda, 2025’te teknolojinin anne-baba olmaya nasıl etki edeceği ve oyuncakların nasıl bir değişim geçireceği konusunda öngörüler yer alıyor. Bu göz kamaştırıcı görsellerin ardında yatan düşünceyi ise Fisher-Price’ın tasarım müdürü Mark Zeller anlatıyor.
Zeller’e göre teknolojinin giderek ulaşılabilir olmasına rağmen Fisher-Price oyuncaklar, gelecekte günümüzdekinden daha pahalı olacak. Oyuncakların fiyatı, kullanılan malzeme kalitesi ve interaktif özellikleriyle doğru orantılı biçimde artacak. Ancak, oyuncaklar daha dayanıklı olacağı için çocuklarla birlikte yaş alacak. Kullanılan malzemeler, çocukların iyi hissetmesini sağlayacak ve evleri farklı görüntüleriyle birlikte güzelleştirecek.Ayrıca, oyuncaklardaki yazılımlar çocukların daha iyi gelişmesine yardımcı olacak.
“Future Of Parenting” adındaki videoda, hologram görüntülerin yer aldığı kısım oldukça dikkat çekiyor. Hologram teknolojisiyle oluşturulan ormanlar çocukların etrafını sarıyor ve onları evlerinin oturma odasında bir safariye çıkarıyor. Geleceğin oyuncakları ekran merkezli değil. Her şey görüntülenebilir olacak fakat teknoloji fiziksel alanların içinde çözünecek. Zeller’e göre ebeveyn-çocuk etkileşimi oyuncaklarda ön planda olmaya devam edecek, herhangi bir konuyu öğrenmekten yola çıkan eğitici oyunlar farklı olasılıklara açık olacak.
Fisher-Price, dokunsal ve fiziksel oyun deneyimini yakın gelecekte de bir kenara bırakmak istemiyor. Bu yüzden videoda çeşitli akıllı tekstil ürünü oyuncakların da yer aldığını görüyoruz. Hologram ve yansıtma önemli bir yer tutacak ancak, fizikselden dijitale dönüşen yeni oyuncaklar çocukların ilgi alanlarına göre şekillenecek ve çocuk gelişimine fiziksel bir oyuncağın şimdiye kadar sağlayamadığı katkıyı sağlayabilecekler.
Peki, böylesine teknolojik oyuncaklar çocukluğu nasıl etkileyebilir? Zeller, bu oyuncaklarla oynayacak olan çocukların kendilerinde ya da gelişimsel yapı taşlarında değişim yaşanmayacağını düşünüyor. Ayrıca, Fisher-Price’ın oyun ve öğrenmeyi daha önce görülmemiş bir biçimde evlere taşıyacağına inanıyor. Fisher-Price’ın geleceğin ebeveynleri hakkında düşüncesi, anne-babaların oyun oynadıkları sırada çocuklarının daha çok keyif aldıklarını görecekleri yönünde. Tabii, evlerde hologram görüntülerin gittikçe çoğalacağını da unutmamak gerekiyor.
Görsel: YouTube