ABD’li öğrenciler, iklim değişikliği kaynaklı kirlilik konusunda farkındalık yaratmak için dört ay boyunca karanlık bir odada posterler “yetiştirdi”. “Climate Chronicles: Images of Yesterday, Today, and Tomorrow” (İklim Günlükleri: Dün, Bugün ve Yarından Görüntüler) isimli poster serisi, insanlığın son 200 yılda çevreyi nasıl etkilediğine ışık tutarken, 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmak için atılabilecek daha büyük eylemlere ilham veriyor.
Öğrenciler geçmişe, bugüne ve geleceğe bakmak için, mikografi olarak bilinen ve bir şekilde analog fotoğrafçılığın özünü taklit eden bir biyobaskı tekniğinden faydalanmış. Süreç, karanlık bir odada ekmek mayası ve UV ışığı kullanarak agar plakaları üzerinde canlı organizmaların yetiştirilmesiyle gerçekleştirilmiş. Böylece mantar yetiştirir gibi görüntü yetiştirmişler.
Öğrenciler Erika Donley, Alyssa Jackson, Grace Lovell ve Zach Smith, yardımcı doçent Devon Ward ile birlikte deneysel mikografi baskıresim tekniğini öğrendikleri bahar döneminde, İklim Günlükleri’ projesini yaratmışlar. Johanna Rotko’nun daha küçük maya baskıları oluşturma yönteminden uyarlanan bu yöntem, birkaç değişiklik dışında analog fotoğrafçılık teknikleriyle benzerlikler taşıyor. Örneğin fotoğraf kağıdı yerine 30 cm x 40 cm’lik agar plakalarında yetiştirilen ekmek mayası kullanılmış. Geleneksel fotoğrafın küçük 35mm negatifi ise öğrencilerin tasarımlarının negatifini bastığı büyük bir şeffaf sayfa ile değiştirilmiş. Karanlık oda foto projektörlerinde bulunan geleneksel ampullerin yerine kullanılan UV ışığı ekmek mayası için bir büyüme inhibitörü işlevi görmüş. İşlem başladıktan 48-72 saat sonra canlı bir görüntü oluşturabilmişler ve UV’ye maruz kalma sona erdiğinde maya büyümeye devam etmiş. Dolayısıyla bu teknikte, görüntü belirip izleyiciye mesajını ilettikten bir müddet sonra kayboluyor.
Hiçbir baskı birbirinin aynısı değil
Mikografide standardizasyon ve aslına uygun mükemmel görüntü elde edilemiyor. Fırıncı mayası her pozlamada farklı tepki verdiği için her baskının benzersiz olmasını sağlayarak tasarım sürecine de bir benzersizlik katıyor. Üretilen görüntünün tamamen kişinin kontrolünde olmadığı fikri, İklim Günlükleri için önemli bir metafor haline gelmiş ve fırın mayası ile tasarımcı arasındaki tesadüfi etkileşim, doğal dünyayla olan ilişkimizi temsil ediyor. Bu sınırlı kontrol ve içsel değişkenlik, çevresel konulara yaklaşımımızda uyum sağlama ve esneklik ihtiyacını hatırlatıyor.
Tasarımlar ne anlatıyor?
İklim Günlükleri insanların son 200 yılda çevremizi nasıl etkilediğini ortaya koyan bir üçlü seri. Geçmişten bir tablo, günümüzden bir fotoğraf ve spekülatif bir geleceğin yapay zeka tarafından oluşturulmuş bir görüntüsü gibi zamana dayalı manzaralar sunuyor. Bu üç görüntü birlikte, son iki yüz yıldaki insan kibrinin öyküsünü anlatıyor: Buhar makinesinden otomobile ve doymak bilmez kömür ve petrol tüketimine, endüstriyel tarıma ve kirli nehirlere, hızlı moda ve planlı eskimeye, donanım ve yazılıma kadar… Eylemsizliğe, nihilizme, yalnızlığa ve kaygıya yol açan akılsız kaydırmayla e-atık üretimini de ortaya koyuyor. “İklim Günlükleri, dizginsiz büyümeye ve ‘ilerleme uğruna ilerleme’ kavramına karşı bilinç uyandırmak isteyen bir yaklaşım sunuyor. Ayrıca çevreyle ilişkimizin nasıl değiştiğine dair üç farklı örnek sunuyor. Bu ilişki biçiminin ilki, insanın doğadan duyduğu korku ve hayranlık. İkincisi 19. ve 20. yüzyıldaki Antroposen dehşeti. Üçüncüsü ise 21. yüzyıldaki geleceğe yönelik eko-endişe. Ancak gelecek kesin değil ve nihai görüntü kaderimiz olmak zorunda değil’ diyor Devon Ward.
Üçüncü görsel Midjourney ile üretildi, ekmek mayasıyla hayat buldu
Öğrenciler, çevre ile ilişkimizin zaman içinde nasıl değiştiğini tarihi temsillerle izleyiciye yeniden sunmayı amaçlamış. Geçmişe odaklanan ilk görüntü, Sanayi Devrimi’nin çevresel etkilerinin henüz tam olarak hissedilmediği bir zamanda yaratılan ve yüce olanı tasvir eden David Caspar Friedrich’in 1810 tarihli ‘Deniz Kenarındaki Keşiş’ tablosunun bir mikografını sergiliyor. İkinci mikograf, Yunanistan’daki 2021 orman yangınları sırasında Konstantinos Tsakalidis tarafından çekilen ve Antroposen trajedisini temsil eden bir fotoğrafı betimleyerek günümüze getiriyor. Üçüncü görüntü, bir uyarı işareti olarak geleceğe odaklanıyor. Ufalanan gökdelenlerin, köhne altyapının ve şehrin sokaklarını kaplayan molozların olduğu spekülatif bir manzaranın mikografisi. Öğrenciler bu görüntüyü Midjourney ile basit bir istem kullanarak oluşturmuşlar. İstem (prompt/metin) şuymuş “İklim değişikliği.” Çökmüş toplum.” Bu mikograf, medeniyetin küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi sıcaklıkların yalnızca 1,5°C üzerinde sınırlama hedefine ulaşamayacağına dair korkuyu yansıtıyor.
Görsel: designboom