İklim krizi artık geleceğin değil bugünün gerçeği. Aşırı sıcaklar, orman yangınları, sel felaketleri, erozyonlar, fırtınalar ve diğer çeşitli doğal afetler bu gerçeği insanların yakinen hissetmesine neden oluyor. Çok yönlü sanatçı Sruli Recht tasarladığı ayakkabılar ile insanların geleceğin dünyasına nasıl uyum sağlayabileceğini sorguluyor. Sruli Recht tarafından sürdürülebilir şekilde üretilmiş fütürist tasarıma sahip ayakkabılar gelecek yıllarda karşımıza çıkacak olası problemlere dikkat çekerken benzersiz görünümüyle geleceğin yaratıcılarına ilham oluyor.
Damage: Shoes for a Post Traumatic Future isimli seri zorlu hava koşullarıyla mücadele etmek durumunda kalacak insanlar için bir dizi yenilikçi tasarım içeriyor. Ayakkabıları işlevsel bir nesneye dönüştürme fikrinden yola çıkılan projede, şehirleri yıkıcı etkisiyle vuran afetlere dikkat çekiliyor. Bu afetlerin dengesiz sonuçlarıyla baş eden insanları korumak için konsept tasarımlara odaklanılıyor. Sellerden bunaltıcı sıcaklara kadar farklı noktalara odaklanan üç benzersiz tasarım bulunuyor. Recht, tasarımlara başlamadan önce ayakkabı tarihinin izini sürüyor. MÖ 8000 yıllarda hayvan derileriyle yapılan ve tamamıyla koruma amaçlı üretilen tasarımlardan estetik tasarımlara dönüşen o uzun uzun süreci araştırıyor.
Selden ve aşırı sıcaktan koruyacak konsept ayakkabı tasarımları
Venice Heel (Venedik Topuğu) adı verilen ilk ayakkabı tahmin edileceği üzere sel bölgelerinde rahatça yürümek için tasarlanmış yüksekliğiyle dikkat çeken bir ayakkabı. Yeşim ve turkuaz mermer maddelerinin soluk renkleriyle birleşen devasa topuklar kullanıcıların kentsel alanlardaki ani su baskınlarında yürümesi için tasarlanmış. “Hi Tide” ve “Lo Tide” olarak iki farklı modeli bulunan tasarımların birinde ayak bilekleri ve parmaklar açıktayken diğerinde daha kaba ve yüksek bir tasarım dikkat çekiyor.
Vücudu ayaklardan yukarıya doğru soğutarak ısı dengesini sağlayan Phase Change isimli bir diğer model sıcaklığı herhangi bir güç kullanmadan dengelemeyi hedefliyor. Bu noktada yardımcı ise vücudun içinde sürekli dolaşım haline olan kılcal damarlar sayesinde en uç noktalara kadar ilerleyebilen kan oluyor.
Bu tasarımda fillerden ilham alan Sruli Recht klimaların yaratmış olduğu paradokstan da besleniyor. Bir alanı serinletmek için gezegeni her geçen gün daha sıcak hala getiren bu aletler olmadan, yani bir enerji harcamadan doğal yöntemlerle insan vücudunu nasıl serinletebilirim sorusuna yoğunlaşıyor.
Cyborg esintileri sunan çizmenin tabanında sıcaklık 95 derecenin altındayken sıvı olan ancak bu derecenin üstünde gaza dönüşen bir madde bulunuyor. Bu madde ayakkabının tabanındaki borularda yer alıyor ve vücudun dolaşım sistemini taklit eden bir soğutma sistemi oluşturuyor. Tıpkı fillerin bir kalkan görevi gören kulaklarında yer alan damarların soğuk havayı kan yoluyla vücudun diğer bölgelerine iletmesi ve bu döngüyü tekrar tekrar yapması gibi.
Sruli Recht, son tasarımda ise yaşlılığın de getirmiş olduğu sorunlara da odaklanıyor. Gençken daha rahat olan ama yaş ilerledikçe paslanan denge ve hassaslık sorunları “Un-Balanced” isimli tasarımın kaynağı oluyor. Zihnin dikkatini toplaması ve kendini sürekli olarak daha temkinli hissetmesi için özel olarak tasarlanan konsept ayakkabı açılı bir şekilde yere değen pençe benzeri eklentilere sahip. Adeta bilim-kurgu filmlerinden çıkmış gibi duran bu ayakkabılar sayesinde dengesizlik yanılsaması yaşayan kullanıcılar beyinlerin dengesini düzenlemesine yardımcı oluyor.
Ayakkabılar üretilip satılmak üzere değil NFT pazar yerleri üzerinden satılmak üzere tasarlandı. O yüzden henüz bu tasarımların bir prototipten öteye geçtiğini söylemek ve işlevsellikleri hakkında yorum yapmak mümkün değil. Ancak iklim krizinin boyutu ve gerçekliği düşünüldüğünde (bu yıl Kanada’da yaşanan rekor sıcak hava dalgası ve buna bağlı ölümler, Batı Avrupa’daki sel felaketi) bu tasarımların hiç de uzak olmayan bir gelecekten geldiğini düşünebiliriz.
Görsel: Sruli Recht