Nisan ayının başından beri reklam sektörü önemli bir soruşturmayla çalkalanıyor. Dünyanın en büyük reklam ve pazarlama iletişim ağı WPP’nin yöneticisi Sir Martin Sorrell hakkında 4 Nisan’da WPP yönetimi görevini kötüye kullandığı iddialarıyla soruşturma başlatmıştı. Bu soruşturma Martin Sorrell’in varlıklarını kötüye kullanmasını ve uygunsuz davranışlarını inceliyordu. 14 Nisan’da Martin Sorrell görevinden istifa ettiğini açıkladı.
WPP Yönetim Kurulu bu soruşturmayla ilgili bağımsız bir avukat tayin etmişti. Yabancı basının gündemine yerleşen bu soruşturma için şirketin isimsiz bir hukuk bürosuyla çalıştığı söylenmişti. Fakat kurulduğu günden beri WPP’nin başında olan Martin Sorrell ve WPP 14 Nisan’da eş zamanlı olarak yöneticinin şirketi bıraktığının haberini paylaştı.
33 Yılın Ardından WPP Artık Yoluna Onsuz Devam Edecek
Yayınlanan bildiride WPP’de Sorrell’den boşalan Yönetim Kurulu Başkanı pozisyonunu yeni biri atana kadar WPP Başkanı Roberto Quarta’nın devralacağı yazıyor. Müdürlük pozisyonu ise iki kişiye devredilecek. Wunderman ve WPP Dijital Yöneticisi Mark Read’le WPP Kurumsal Geliştirme Yöneticisi ve Avrupa Müdürü Andrew Scott artık bu görevde birlikteler. Sir Martin Sorrell’in geçiş sürecinde şirkete yardımcı olacağı da bildiride yazıyor. WPP’nin açıklamasına göre yayınlanan bildiri maddi olan tutarları içermiyor. Yabancı basında şirketin araştırma sonuçlarını bu hafta içerisinde açıklayacağından bahsediliyor. Geçici Yönetim Kurulu Başkanı olan Quarta da bildiride Sir Martin’e şirketin gelişimindeki itici güç olduğu için teşekkür ediyor.
Sir Martin ise açıklamasında yaşanılan karmaşaların iş üzerinde gereksiz baskılar yarattığını söylüyor. Kendisinin de bu baskıdan ötürü WPP şirketi ve şirketin etkileyeceği her bir birey adına koltuğundan kalkmasının yapması gereken eylem olduğunu belirtiyor. Her ne kadar bu kararı alırken üzgün olsa da bu kararının doğru olduğunu bildiğini söylüyor ve WPP’nin her zaman onun gözbebeği olacağını belirtiyor.
Analistlere Göre Şirketin Geleceği Karanlık
WPP 33 yıldır bünyesine JWT, Ogilvy, Young & Rubicam, Grey gibi birçok şirketi katmıştı. WPP, şu an 112 ülkedeki iletişim ağına bağlı şirketlerle dünyadaki en büyük şirketlerin başında geliyor. Geçtiğimiz günlerde 1999’dan beri en sert hisse düşüşünü yaşayan WPP’nin bu değer kaybıyla ilgili Sorrell’in açıklamaları da tepki çekmişti.
Yabancı basındaysa analistler hemen bu durumu yorumlamaya başladılar bile. Analistler bu kararın dünyayı iletişimle ören WPP’nin dağılmasına sebep olabileceğini düşünüyor. Cenkos Securities Medya Analisti Alex de Groote’a göre şayet WPP parçalanırsa bu Omnicom, Interpublic Group ve Publicis Group gibi diğer önemli şirketlerin içerisinde de bir hareketlenme yaratabilir. Hatta de Groote hissedarların WPP üzerinde farklı planları olabileceğini de belirtiyor. Liberum Capital’dan Ian Whittaker ise WPP’nin dağılmasından ziyade sadeleştirme sürecine girebileceğini düşünüyor.
Kişisel olarak bu kadar büyük bir şirketin sanki Jenga’da yanlış taşı çekmişsiniz gibi dağılacağını sanmıyorum ama elbette uzun vadede hissedar değişimleri ve iletişim ağına bağlı küçük şirketlerin el değiştirmesi gibi durumlar yaşanabilir.
Ne olursa olsun, Sir Martin’in soruşturması ve akabinde işi bırakması reklam ve iletişim dünyası için çok çok çok önemli bir gelişme. Dünyanın herhangi bir yerindeki bir ajans çalışanı belki bu olaydan fazla etkilenmeyecek ama sektör gerek şirket modelleri gerek hissedarlar açısından dalgalı bir sürece girecek gibi. Ne demiş Sir Martin veda notunda “Hepimizin şansı açık olsun. Artık “Geleceğe Dönüş” vakti”.
Görsel: The Drum, Mumbrella Asia, Flickr