Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
Cannes’da Dakikalarca Alkışlanan Film: Ahlat Ağacı [İnceleme]

Cannes’da Dakikalarca Alkışlanan Film: Ahlat Ağacı [İnceleme]

Nuri Bilge Ceylan sekizinci filmi Ahlat Ağacı ile Cannes Film Festivali'ndeki gibi sadece 16 dakika değil daha fazla alkışlanmayı ve izlenmeyi hak ediyor.

Nuri Bilge Ceylan, kendisi dışında ekibiyle de değerli bir sinemacı. Sanatçı ilk olarak 1995 yılında Koza ismindeki kısa filmiyle Cannes Film Festivali’nde yarışmıştı. O zamandan bu zamana 2014 yılında çektiği Kış Uykusu filmiyle 67. Cannes Film Festivali’nde en büyük ödül olan Palme d’Or’u (Altın Palmiye’yi) da ekibine katmıştı. Sanatçı son filmi Ahlat Ağacı’yla da yine Cannes Film Festivali’nde yarıştı ve bu sefer de 16 dakika boyunca ayakta alkışlandı. Ahlat Ağacı, 1 Haziran’da yani bugün vizyona girdi. Dün ise filmin özel gösterimi vardı. Ben de Bigumigu adına oradaydım ve filmi izledim. İncelemede ise filmin keyfini kaçıracak bilgiler (spoiler) bulunmuyor. Gönül rahatlığıyla inceleyebilirsiniz.

Sanatçının filmografisine baktığımızda hem edebi açıdan hem de sinematografik açıdan kendi çıtasını sürekli yükselttiğini görebiliyoruz. Özellikle Kış Uykusu görsel açıdan o kadar tatmin ediciydi ki gerçekten herhangi bir sahneyi dondurup öylece bırakabilirdiniz. Zaten Ceylan’ın filmleri gerektiği kadar diyalog formatıyla kurgulandığı için de sahnelerinin önemi devreye giriyor. Fakat Ahlat Ağacı’nı burada sanatçının diğer filmlerinden ayırmak istiyorum ben.

Ahlat Ağacı, Nuri Bilge Ceylan’ın temelinde bir baba oğul ilişkisini işlediği hikaye. Aynı zamanda sanatçının yeniden yuvaya dönüşünü de yaşadığı bir film. Sanatçı Mayıs Sıkıntısı filminden sonra yine Çanakkale yollarına düşüyor ve karakterlerinin hikayelerini Çanakkale’nin çevresine serpiştiriyor. Ana karakter Sinan edebiyatçı olmayı arzulayan bir genç. Hayatındaki belli sorumluluklarını tamamladıktan sonra doğduğu yere geri dönüyor ve kitabını bastırmak için gereken parayı bulmayı arzuluyor. Fakat bir yandan doğduğu yere, köyüne dönmesi demek özüne dönmesi demek ve yıllardır hesaplaşmaktan kaçındığı sorunlarla yüzleşmesi demek. Sinan bir yandan bu hesaplaşmaları kendi içinde çözdüğünü düşünüyor fakat hiçbir hesaplaşma kolay çözülmez. Özellikle de işin içerisinde öze dönüş ve aile varsa.

Şekilsiz, Uyumsuz ve Yalnız Bir Hikaye

Doğu Demirkol filmde ana karakter Sinan’ı canlandırıyor. Murat Cemcir’se babası İdris’i. Oyuncu seçimleri gayet yerinde ve isabetli olmuş. Oyuncuların gerek yüzleri gerek duruşları yazılan role oturmuş. İki erkek başrol kendini özellikle komedide göstermiş oyuncular. Gerçi Cemcir, Zeki Demirkubuz’un Yeraltı filminde komedi dışında da iyi oynadığını göstermişti izleyicilere. Fakat Doğu Demirkol için Ölümlü Dünya sonrası ikinci filmi olan Ahlat Ağacı gerçekten önemli bir taş olacak filmografisinde.

Şunu da söylemeden geçmek istemiyorum. İlk defa bir Nuri Bilge Ceylan filminde rahatça güldüm. Bu filminde diğerlerinden farklı olarak bolca diyalog yazılmıştı. Bolca diyalog arasında insanı güldüren cümleler oldu haliyle. Ve film her şeye rağmen duygularını çok yalın bir şekilde aktarıyor. Yani siz karakterlerin hislerini hissedebiliyorsunuz ve bu sizi rahatsız etmiyor. O açıdan gerçekten dünya sineması standardında sanatçının işi. Ayrıca bu filminde bolca alıntı var sanatçının, hatta o kadar var ki filmin sonunda yazılar akarken oyunculardan sonra alıntılar kısmını da görebiliyorsunuz.

Kişisel olarak Nuri Bilge Ceylan filmlerini sevmemin en büyük nedeni her filminden çıktığımda beni afallatması. Afallatmak derken kastettiğim dev bir hayranlık hayranlıkla filme bakmak değil. Hiçbir filminden çıktığımda çok etkilenmiş gibi hissetmiyorum fakat sonra fark ediyorum ki filmi izleyeli saatler ve günler geçmiş, ben hala filmden bir şeyler düşünüyorum. Ve anlıyorum filmin bende yer ettiğini.

Ahlat Ağacı bana göre Nuri Bilge Ceylan’ın esas olgunluk filmi. Sanatçı ikinci kez özüne döndü ve gerek kişisel gerek toplumsal hesaplaşmalarını sinemaya döktü. Ve sanatçı ilk defa bu kadar çok kelime sarfetti kendini anlatırken. Belki evet, Bir Zamanlar Anadolu’yla yükseltmeye başladığı çıta Kış Uykusu’nda bir mertebeye ulaştı fakat Ahlat Ağacı benim gözümde tekrar tekrar izlenebilecek bir film. Dediğim gibi ilk çıktığımda ne hissettiğimi ve bu film hakkında ne diyeceğimi bilmiyordum. Ama şimdi, hala bu film hakkında paragraflarca konuşabilirim, anlıyorum.

Vizyondan çıkmadan kendinizi şımartın ve güzel bir akşamüstü ya da öğle sonrasını bu filme ayırın.

Görsel: Ahlat Ağacı