Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
Cam Bir Ekrandan Bize Bakan Hücreler

Cam Bir Ekrandan Bize Bakan Hücreler

Thomas Medicus yeni multimedya yerleştirmesinde, geleneksel olarak üretilmiş vitray paneli soyutlanmış bir hücreye dönüştürüyor.

Cam önemli bir malzeme. Hayatımızın birçok alanında hep cam var. Zaten camın tarihi antik çağlara kadar uzanıyor. İlk olarak ne zaman üretildiği net bir şekilde bilinmiyor ama bulunan en eski cam eşyalar yaklaşık olarak MÖ 2500 yıllarına kadar uzanıyor. O tarihten beri yaşayan cam eşyalarsa Antik Mısır boncukları. Cam tür olarak da özel bir madde. Bize öteyi göstermeye devam ederken belli belirsiz görüyoruz kendimizi de orada. Zaten eski cam eşyaların sıcakta içerisine nefes üfleyerek yapıldığını hatırlarsak da insanın hep camla özel bir bağ kurduğunu düşünebiliriz. Avusturyalı sanatçı Thomas Medicus da camla arasında özel bağ olan biri. Kendisi bir hobiden ziyade akademik olarak cama yönelmiş bir sanatçı. Her projesinde bizleri kendine hayran bırakıyor. Crystalis’te doğa ve mimari arasındaki ilişkiyi vurgulayan sanatçı, Emergence Lab’de de baktığınız açıya göre üzerinde gördüğünüz resmi değiştiren anamorfik bir heykel tasarlamıştı.

Thomas Medicus yeni multimedya yerleştirmesi “Intercella“da, geleneksel olarak üretilmiş ve asılı duran bir vitray paneli arkasına projeksiyonla haritalama yaptığı bir ekrana dönüştürüyor. Bu şekilde de vitraylı bir camla dijital animasyonları harmanlayarak yepyeni bir görünüm elde ediyor sanatçı. Bu harmandan yoğun biçimde boyanmış bir görünüme sahip soyutlanmış bir hücrenin tasviri ortaya çıkarıyor.

Hisseden Biz miyiz Yoksa Hücrelerimiz mi?

Sanatçı eski çağlara kadar uzanan bir zanaatı çağdaş bir şekilde yeniden yorumlayı hedefliyor bu projesinde. İzleyiciye yoğun zihinsel ve fiziksel deneyimler konusunda öznel bir bakış açısı getirmeyi amaçlıyor. Projede kullanılan dairesel metal çerçevenin çapı 1,5 metre ve vitray cam parçası iki güvenlik camı arasına bu çerçevede sıkıştırılıyor. Arka bölmede konuşlanan şeffaf holografik projeksiyon filmiyse, heykelin yarı saydam karakterini korumak ve projeksiyonları uygun hale getirmek için monte ediliyor. Diske ışığın eşit şekilde dağılması için de, heykelin arkasına iki projektör yerleştiriliyor.

İzlerken videonun ne kadar sakin olduğunu anlayacaksınız. Sanatçı gerçekten soyut bir hücre yaratmış projesinde. Videoyu kulaklıkla izlemenizi tavsiye ederim. Çünkü arkadaki ses ve yaşayan vitray görüntüsü birleştiğinde daha etkileyici oluyor. Sesle birlikte görüntü uzaydan sizi izleyen bir gözmüş gibi de oluyor. Sanki bir Doctor Who bölümünün içinde görsek yadırgamayız bu cam vitrayı.

Görsel: Vimeo, Intercella