Müzeler, sanat galerileri, kütüphaneler ve diğer benzer kültür ve sanat kurumları son yıllarda koleksiyonlarını yüksek çözünürlüklü olarak dijital ortama taşıyor. Tüm bu gelişmeleri yakından takip ederek dijital arşiv dosyası altında sizlerle paylaşıyoruz. Pandemi nedeniyle bu girişimler hızlandı. Son olarak Letterform Archive’in (yazı, tipografi, baskı ve grafik tasarım tarihinden parçaları içeren müze ve özel koleksiyon kütüphanesi) ücretsiz olarak internete açıldığını paylaşmıştık. Sıradaki dijital arşiv haberimiz ise Londra’da yer alan British Museum’dan.
British Museum, pandemi nedeniyle dijitalleştirme çalışmalarını hızlandırdı
Seçkin Antik çağ yapıtlarına ve etnografya koleksiyonlarına ev sahipliği yapan British Museum, geçmişte de 3B modellemeyle 360 derece izlenebilen parçalardan oluşan bir dijital arşiv başlatmıştı. Müze, pandemi nedeniyle dijitalleştirme çabalarına hız verdi ve toplamda 4,5 milyon sanat eserini ücretsiz olarak tüm dünyanın erişimine açmış oldu.
Rahip Hornedjitef’in iç tabutu, Mısır, M.Ö. 240
Bu hızlandırma çalışmasıyla birlikte müze, koleksiyonundaki parçaların yarısından fazlasını internete açmış oldu. Dijitalleştirilen koleksiyonda Reşid taşı, Sutton Hoo miğferi ve Parthenon heykelleri gibi çok kıymetli parçalar dahil olmak üzere pek çok tarihi eser; yakınlaştırma ve kaydırma yoluyla ayrıntılı olarak incelenebiliyor. Elbette hepsi yüksek çözünürlüklü. Dijital koleksiyondaki bu son güncellemeyle, 280.000’den fazla hiç yayınlanmamış fotoğraf da herkese açılmış oldu. Ticari olmayan amaçlarla kullanıma sunulan arşiv; özellikle öğrencilerin, öğretmenlerin ve araştırmacıların bu dünya mirasına erişimini kolaylaştırmayı hedefliyor.
Eserlerin pek çoğu aslında İngiltere’ye ait değil
Tarih, sanat ve kültüre adanmış 10 farklı bölümden oluşan müze, dünyanın dört bir yanından 8 milyondan fazla nesneyi ve eseri içeriyor. En dikkat çeken parçalar arasında Antik Mısır’dan getirilen Reşid taşı (Rosetta taşı) ve Yunanistan’dan getirilen elgin mermeri yer alıyor. Aslında duruma farklı bir açıdan bakarsak İngiltere’nin kendine ait olmayan pek çok eseri toplayıp bu müzede sergilediğini fark ediyoruz. O halde dünyaya ait olanı dijitalleştirerek dünyaya açmış olduğunu da gözden kaçırmamak gerek bence. Hatta çalıntı eserler nedeniyle müzedeki bazı etkinlikler ve açılışlar protestolara sahne oldu geçmişte. Aşağıdaki fotoğraflarda göreceğiniz gibi Türkiye’den çıkarılan Büyük İskender tableti ve aslan başı da British Museum’da sergileniyor. Şu an İngiltere 8 milyon eseri dijitalleştirmeye çalışıyor ama yolu ancak yarılamış durumda. Dijitalleştirme çalışmalarını sürdürüyor. Bu eserlerin ait olduğu yerlerden kaçırılması etik değil. Belki de çıkarıldıkları yerlerde kalsalardı her ülke kendi mirasını dijitalleştirilip tüm dünyaya daha hızlı bir şekilde açabilecekti. Elbette bu ülkelerin kendilerine yöneltmesi gereken bir eleştiri de var. Bu eserler çıkarıldıkları ülkelerde bu kadar iyi korunabilecekler miydi? Siz ne dersiniz?
Reşid taşı (Rosetta taşı), Mısır, MÖ 196
Sutton Hoo miğferi, Suffolk, İngiltere, MS 600’lerin başı
Raphael’in “Bakire ve çocuk” çizimi, 1509-1511
Tanrıça Tara, Sri Lanka, MS 700-750
Azteklerin mitolojik yılanı “Xuicoatl”, 1400’ler – 1500’lerin başı
Altın kemer tokası, İngiltere, MS 7. yüzyılın başları
Büyük İskender tarafından Athena’ya adanmış bir tablet, Türkiye, MÖ 330
Aslan başı çeşme ağzı, Efes, Türkiye, MÖ 400-300
Antik Yunan siyah figürlü amfora, MÖ 540-530
Görsel: British Museum