Hieronymus Bosch, bana göre döneminin en yaratıcı ressamlarından biri. Bileği kuvvetli bir ressam olmanın ötesine geçerek hayal gücünü sonuna konuşturmuş bir sanatçı. Bunun en açık örneği de Dünyevi Zevkler Bahçesi adlı tablosu. Bu tablo, birbirinden tuhaf ve fantastik figürleriyle adeta bir ikon ve günümüzün yaratıcılarına ilham vermeye de devam ediyor. Hollandalı sanat kolektifi SMACK’in SPECULUM serisi de en dikkat çekici çağdaş yorumlardan biri.
Hareketli triptik
Bu modern triptiğin orta paneli olan Paradise ilk olarak 2016’da MOTI/Museum of the Image’in (şimdiki adıyla Stedelijk Museum) siparişi üzerine yaratılmış. Eden ve Hell isimli diğer iki panel ise Matadero Madrid ve colección SOLO tarafından sunulan bir grup sergisinin parçası olarak yeni tamamlanmış. Sergiye katılan her sanatçı, Bosch’un Madrid’deki Prado Müzesi’nde bulunan 15. yüzyıldan kalma başyapıtı Dünyevi Zevkler Bahçesi üzerine kendi benzersiz bakış açısını sunuyor. Üstelik yapay zeka, ses sanatı, dijital animasyon, resim, heykel ve yerleştirme gibi çeşitli ortamları ve teknikleri kullanarak üretim yapmışlar.
SMACK‘in SPECULUM hakkında yaptığı açıklamalarda; izolasyon, teknoloji bağımlılığı, kendini sevme ve kendinden iğrenme, gibi çağdaş temalar etrafında döndüğü belirtilmiş. Eserde; bir internet trolünün bir hashtag boyunduruğuyla cezalandırıldığını, gözetleme kameralarının işkence araçları haline geldiğini ve daha nice ilginç sahneyi görebilirsiniz. SMACK; Ton Meijdam, Thom Snels ve Béla Zsigmond üçlüsünden oluşuyor. Üç sanatçı da St. Joost Sanat ve Tasarım Okulu’nda (AKV) okumuş ve 2005 yılından bu yana birlikte çalışıyorlar.
Grup sergisinde SMACK’in yanı sıra Mario Klingemann, Miao Xiaochun, Cassie Mcquater, Filip Custic, Lusesita, La fura dels Baus-carlus Padrissa, Mu Pan, Dan Hernández, Cool 3D World, Sholim, Dustin Yellin, Enrique del Castillo, Dave Cooper ve Davor Gromilovic adlı sanatçıların/sanat kolektifinin eserleri yer alıyor.
İspanyol sanatçı Filip Custic, insanlık tarihini ‘HOMO -?’ adlı bir video enstalasyonuyla özetlerken, ABD’li sanatçı Cassie Mcquater ‘Angela’s Flood’ adlı eseri için 90’ların video oyunlarından ilham almış. Serginin başka bir bölümünde, Lusesita seramik ve tekstil triptiğiyle izleyicide hem hassasiyet hem de rahatsız edicilik uyandırıyor. ayrıca, Sholim, Bosch’un orijinal bahçelerinin alternatif vizyonlarını sunarken,Davor Gromiloviç’in karakalem çizimleri de dikkat çekiyor. Bu eserlere buradan göz atabilirsiniz.
Görsel: SMACK