2004 yılında kurulan BitTorrent, internet üstünden açık kaynaklı, peer-to-peer (eşdüzeyler arası) veri alışverişinin ve dosya paylaşımının yapıldığı bir platform. Küresel anlamda benimsenen teknolojik ekosistemleri, tüketici elektroniğini ve tüketici yazılımlarını insanların dijital medyayı en etkin şekilde kullanabilmesi için geliştirmeye çalışan ve BitTorrent protokolünün yaratıcısı olan platformun dünya çapında milyonlarca kullanıcısı bulunuyor. Torrent paylaşım sistemi, kürsel internet trafiğinin %20 ila %40’lık bir kısmını kontrol ediyor.
RISE 2016’da BitTorrent Yaratıcı Girişimler başkan yardımcısı Straith Schreder ve platformda çeşitli eserleri yer alan ve BitTorrent’in gelişmesini destekleyen müzisyen- söz yazarı Saul Williams, Thomson Reuters muhabiri Pete Sweeney’e konuk oldu.
Schreder, BitTorrent’in hem yaratıcılar ve sanatçılar için hem de internet kullanıcıları için bir fırsat olduğunu düşünüyor. Kullanıcıların müzik, film, çizgi roman gibi daha pek çok içeriğe ücret ödemeden ulaşabildiği bu platformun, eser sahipleri için çözüm üretmeye devam ettiğini söylüyor. Geleneksel modellerden farklı bir sistemle çalışan BitTorrent direkt ödeme gibi seçeneklerin üstünde duruyor. BitTorrent, diğer platformlara kıyasla eser sahiplerine mülkiyet hakkı veriyor.
Williams ise sanatçılara eserlerini paylaşmak için yeni yollar sunan BitTorrent’in, eser sahiplerinin ilk elden paylaşım yapmasıyla birlikte hukuksal zorlukları ortadan kaldırdığını ve yaratıcı insanların hikayelerini anlatmak için onlara farklı alternatifler sunduğu fikrinde. Williams, Moby gibi dünyaca ünlü müzisyenler de BitTorrent kullanmayı artık bir suç olarak görmediğini belirtiyor ve müziğin gelecek için en etkili silah olduğunu savunuyor. (Kullanıcılar, Moby’nin 11. stüdyo albümü Innocents’ı; müzik, video, fotoğrafların yer aldığı zengin paket içeriğiyle yalnızca e-posta adresleriyle kaydolup indirebiliyorlar.)
BitTorrent, rekabet içinde olduğu Apple’ın iTunes gibi uygulamalara insanların ulaşmasına ve buradan müzik satın almasına da engel olmuyor. Schreder, platformda torrent dosyası olarak yer alan ve paylaşılan içerikleri kendilerinin oraya yüklemediğini, insanlar tarafından yüklendiğini ve o dosyaların onlar istemediği sürece kaldırılamayacağını savunuyor. Schreder, Günümüzde dosya transferlerinin şeffaflıkla yapılması gerektiğini, sansürün ortadan kalktığını da sözlerine ekliyor.
Mümkün olan her çeşit formatı değerlendiren ve içlerinden en kullanışlısını tercih eden BitTorrent, sanatçılara verinin önemini hatırlatıyor ve her yaratıcı için bir ölçümleme sistemi geliştiriyor. Geleneksek sistemde veri karmaşası yaşanabildiğini söyleyen Schreder, BitTorrent’in daha kullanışlı bir sistemle bu karmaşayı ortadan kaldırdığının altını çiziyor.
Asya’ya açılmak isteyen BitTorrent, bu yeni pazardaki potansiyelin farkında ve buradaki genç dinleyici ve izleyicilere ulaşmak istiyor. Ancak, Asya’da hükümetin yürüttüğü bazı katı internet politikaları bulunuyor. BitTorrent, bu politikaları sürdürülebilirlikle ve Asya ekonomisinde herkesin kazanacağı bir sistemle hafifletmeyi düşünüyor. Yaratıcı iş modelleri üstünde duran platform, Asya’da da canlı video yayını ve BitTorrent kullanıcılarının aşina olduğu dosya indirme konusuna ağırlık verecek. İnsanlar, nasıl Facebook, Twitter, Amazon ve Wikipedia kullanıyorsa BitTorrent’i de rahatlıkla kullanabilecek.
Görsel: Bigumigu; RISE