Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
Bir Beyaz Yakalının Gözünden İstanbul’un Bedeli

Bir Beyaz Yakalının Gözünden İstanbul’un Bedeli

140journos'un hazırladığı İstanbul'un Bedeli belgeselinin ilk bölümünde bir beyaz yakalının gözünden İstanbul'da yaşamanın nasıl bir kapana kısılmışlık hissi olduğu anlatılıyor.

140journos, İstanbul’da yaşamanın bedellerini ve sonuçlarını farklı sosyal sınıflardaki insanların gözünden anlattığı İstanbul’un Bedeli isimli bir belgesel serisine başladı. İlk bölümünde 31 yaşında ve finans sektöründe çalışan Onur Serttaş, 3 sene önce geldiği İstanbul’daki yaşama deneyimini anlatıyor.

Onur’un anlattığı gerçekler, 140journos’un derlediği ve görselleştirdiği veriyle birleşince İstanbul’da yaşamanın gerçek bedeli de yüzünüze çarpıyor. Yabancısı için gerçekten lisenin ilk gününde çevreye şaşkın şaşkın bakan “çömez” öğrencileri anımsatan metrobüse binme anı, metroda nezaket ve etik değerlere karşı hayatta kalma savaşı İstanbul’da yaşamanın sadece tek bir boyutu. Tek başına yaşayamamak, ev arkadaşına mahküm olmak, evlenmenin ütopik bir hayal olması bir beyaz yakanın gözünden bu şehrin gerçekleri arasında. Çünkü İstanbul’da yaşıyorsanız fakir demek asgari ücretin altında kazanmak değil, iyi giyinmek de iyi gelirli olmak değil.

Onur, yaşadığımız hayatı “İstanbul’da her şey pahalı. Bir yere gidiyorsun, yemek yiyeceksin, içmeye gideceksin pahalı. Keyif mi çıkaracaksın? Herkesle birlikte çıkarman gerekiyor. Güneşleniyorsun, hava alıyorsun, hep birlikte. Niye? Her yer insan.” sözleriyle özetlerken toplanan verinin detaylarına 140journos’tan ulaşabilirsiniz.

Görsel: 140journos