Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
Beyoncé ve Jay-Z’den Sanat Tarihi Dersi: APESHIT

Beyoncé ve Jay-Z’den Sanat Tarihi Dersi: APESHIT

Beyoncé ve Jay-Z, The Carters adıyla "Everything is Love" albümünü ve sanat dolu videoları "APESHIT"i yayınladı.

Videoların çağında müzik videolarının manasız olması beklenemezdi. Özellikle yakın geçmiş ve geleceğimizde müzisyenler duruşunu sergilemekten kaçınmadılar, kaçınmıyorlar ve belli ki kaçınmayacaklar. Childish Gambino adıyla bilinen on parmağında on marifet sanatçı Donald Glover’ın This is America videosuna izleyen herkesin hayran kaldığını biliyorum. Farklı farklı ülkelere göre versiyonları yapıldı şarkının, tüm ay boyunca internette meme seviyorsanız karşınıza çıktı şarkı. Ve tabii videonun içerisindeki göndermeler, sahnelerin detayları inanılmazdı. Şimdi de hiphop ve rap dünyasının en büyük iki isminden Kral ve Kraliçe’sinden inanılmaz bir video ve albüm karşımızda! Beyoncé ve Jay-Z, The Carters adıyla “Everything is Love” albümünü ve sanat dolu videoları APESHIT’i yayınladı.

Beyoncé ve Jay-Z’nin aşkı yıllardır gündemimizde. İkili ilişkileriyle, aralarında geçenlerle gerek albümlerinde gerek de magazinde bolca yer buluyor kendisine. Şimdi de ilk kez ikisi birlikte bir albüm yayınlıyorlar. Kariyerlerini solo sürdüren çift The Carters adıyla bu albümü yayınladı. İlk olarak TIDAL’da yayınlanan albüm şu an Spotify, Apple Music ve Amazon Music’te de hayranlarıyla dinlemeleri için buluştu. Şimdilik albümü bir kenera bırakıp Bey ve Jay-Z’nin yayınladığı müzik videosuna odaklanmak istiyorum ama ben. Çünkü video gerçekten harika.

Louvre Müzesi’ne İstila Var!

Altı dakikalık video muhtemelen 2018’in en iyilerinden biri olarak kabul edilecek. Bey ve Jay-Z’ye bu videoda bir grup dansçı eşlik ediyor, The Carters ve dansçı grubu Louvre Müzesi’ni müzik ve dansla ele geçiriyor. Videonun zaten benim için en önemli özelliği Jay-Z ve Bey’in bu videoyu Louvre’da çekmiş olması. Yani bir bakıma çift ne kadar güçlü olduğunu da belli ediyor. Hatta kendileri de buna şaşırıyor ve şarkı sözlerinde “Yaptığımıza inanamıyorum. Bu yüzden minnettarız” diyorlar.

Louvre Müzesi’ndeki eserleri incelediğimizde ağırlıklı olarak beyaz bir alan. Beyaz bir alan olmasının tarihte beyazların ve erkeklerin egemen olduğu bir dönem olmasıyla ilgisi var. Bu açıdan Louvre’a beyaz, erkek ve heteroseksüel bir tarihin mikrokosmosu dememiz yanlış olmaz. Geleneksellik ve Louvre bu kadar kol kola gezen bir yerken Beyoncé ve Jay-Z gibi güçlü iki kişinin bu tarihe dik bir şekilde durması ve ateşi yüksek bir videoyu orada hayata geçirmesi o yüzden çok önemli bir politik duruş. Bir yandan oradaki ortamla The Carters ikilisinin zıtlığı belki izleyenlere rahatsızlık vermiş olabilir ama bu rahatsızlık negatif bir şekilde algılanmak zorunda değil. Ki izleyenlerin bu zıtlıktan memnun kaldığı da tepkilerden belli oluyor.

Videoda 6 dakika boyunca Louvre’da sergilenen bir çok eseri görüyoruz. Mesela Venüs Heykeli’nin önünde el ele tutuşuyor Beyoncé ve Jay-Z, burada ikili aşklarının üzerine sembolik bir anlatım gerçekleştiriyorlar. Belli ki Lemonade sonrası ikili mutlu zaten. Birbirlerine baktıklarında gözlerinin içi gülüyor çünkü. Ya da Mona Lisa gibi çok önemli bir eserin önünde gururla duruyorlar ve Mona Lisa’nın yüzünde ne kadar hüzün varsa Bey ve Jay-Z’nin yüzünde de o kadar gurur ve siyah ırkın yaşadığı zorlukların izi var. “Mona Lisa” gibi, Beyoncé ve Jay-Z de sadece giyinmiş ama güçlüler. Hem parlak renklerle hem de onlara özgü stillerle içinde yaşadıkları süreleri temsil ediyorlar. Ama resmin bir yankısı gibi dümdüz güçlü bir bakış, dudaklar kapalı, omuzlar geri. Onlar bize bir söz bile etmeden, “Mona Lisa” gibi ikonik olduklarını söylüyorlar.

Beyazların Arasındaki Siyah İnciler

Bir diğer önemli ögeyse videoda kullanılan Marie-Guillemine Benoist’in yaptığı “Portrait of a Black Woman (Negress)”. Bu tablo 20. yüzyıl öncesine ait olarak Louvre’da sergilenen tek siyah içeren tablo olmasıyla tanınıyor. Bu kadar beyaz bir ortamda siyah bir inci adeta. Resim köle ya da benzer şekilde boyun eğmiş bir insan olmayan siyah bir kadını tasvir ediyor. Ayrıca yine erkek hakim bir müzedeki nadir kadın bir ressamın elinden çıkma işlerden olmasıyla da ayrı bir öneme sahip. Videoda da kapanışta gösterilen iki eserden birinin bu tablo olması yine Bey ve Jay-Z’nin çokça düşünüp taşındığını hissettiriyor bizlere.

Ayrıca “Semadirek Kanatlı Zaferi” heykelinin sıkça görülmesinin de bir iması var. Zafer ve iktidarı temsil eden heykel, yüzyıllar boyunca yaşadı ve Carters ailesi de onun önünde durarak belki de kendi zaferlerine ve elde ettikleri güce işaret ediyor. Helenistik döneme ait olan heykel, Rodoslular tarafından deniz zaferini anmak için yaratıldı ve kadın bedenini yüceltmekte. Bu yüzden de Beyoncé ve kadın dansçılarının oradaki sahnesi heykelin tarihindeki zaferle ve sanatçının kişisel zaferleriyle de örtüşüyor.

“Napolyon’un Taç Giyme” tablosu da bir başka önem taşıyan detay. Bu tablo 2 aralık 1804 tarihinde Notre Dame Katedrali’nde düzenlenen taç giyme töreninde Napolyon’un eşi Josephine de Beauharnais’e taç giydirdiği anı resmeder. Napolyon’un burada Papa’nın rolünü üstleniyor ve Josephine’i kendi taç takıyor. Papa’yı bu taç giyme törenine çağırmasına rağmen Napolyon bu görevi kendisi gerçekleştiriyor. Tarihsel açıdan önemli bir iktidar gösterme hareketi gerçekleşiyor. Beyoncé de burada Josephine’in taç giydiği rolünü elinden alıyor ve gücün sembolik bir gösterisini sergiliyor.

Tarihe Etkileyici Bir Bakış Açısı

Videoda başka bir Jacques-Louis David tablosu daha kullanılıyor. “Sabine’li Kadınların Araya Girişi” Roma mitine dayanan bir tablo. Resimdeki olaylar sahnenin ortasında kollarını açmış kadın figürü Hersilia’nın etrafında gelişir. Nüfusun az olduğu Roma’da bir şölen daveti verilir ve oraya gelen Sabine’li kadınlar kaçırılır. Bu tablonun videoda 6 dakika boyunca tamamı gösterilmiyor. Hep parça parça görüyoruz. Fakat gösterilen parçalarla kadınlar ve siyah toplumunun yaşadıklarının bağdaştırılması çok hızlıca okunabiliyor.

Müzedeki varlıkları ayrıca tarihin en önemli sanat eserlerinin şu anki konumuna da bir eleştiri bir bakıma. Sonuçta bu eserler bizleri dönemsiz bir şekilde etkileyebiliyor fakat modern toplumda bir bakıma artık bunlardan çok etkilenemiyoruz. Birçok sanat eserinin koltuktan farkının kalmamasının yarattığı boşluğu yaşıyoruz hepimiz. Ve bu eserlerin yanında beden dilini çokça kullanan bu video, tabloların eski eser olarak var olmaya değer olduklarını ima ediyor bir bakıma. Tarihimiz biz çok iyi, dürüst ve düzgünüz diye beyaz değil sadece beyazlar dışında birinin sesini çıkarmasına izin vermedik diye beyaz. Fakat bu video buna da bir noktada sert bir tepki gösteriyor ve sanatsal geleneklerimize daha dik bakmayı işaret ediyor.

Gerçekten Louvre’a gitmiş kadar oluyoruz videoyu izleyince. Hatta Beyoncé ve Jay-Z’yle aynı turda gezer gibi hissettiriyor insana bu video. Çok başarılı, sanata acıktıkça izlenilesi bir video olmuş.

Görsel: YouTube