Kapalı kapılar ardında hayvan yaşamını ve haklarını hiçe sayan et endüstrisinin, insan sağlığını da aynı şekilde hiçe saydığının pek çoğumuz farkındayız artık. Hayvanlar, kısa sürede çok miktarda üretim ve stoklama hedefiyle GDO’lu yem ve hormondan tutun da tüketicinin bilgisi dışında pek çok kimyasal müdahaleye maruz kalıyor. Küçücük alanlarda gün yüzü görmeden işkence dolu bir yaşam sürüyorlar. Daha sonra tıpkı cansız bir nesne gibi seri halde üretim bantlarından geçiriliyorlar ve süpermarket raflarına geliyorlar. Doğadaki etçil canlıların yaptığının aksine, ihtiyaca göre bir et sağlama durumu da yok bu sistemde. Stoklama mantığıyla üretim yapıldığından pek çok gıda ürünü gibi et ve süt ürünleri de çöpe gitmek durumunda kalıyor. Science dergisinde yayınlanan bir araştırma et endüstrisindeki facianın bununla da kalmadığını, bu sistemin iklim krizinin pençesindeki gezegenimize de ciddi hasarlar verdiğini ortaya koydu.
Air Protein, gıda krizinin eşiğindeki dünya için sürdürülebilir gıda endüstrisini öneriyor
Durum böyleyken Impossible Foods, sadece bitkilerden ürettiği et ve süt ürünleriyle, sadece vejetaryenlerin değil, tüketen herkesin dikkatini çekmeyi başardı. Hatta Burger King ile iş birliği yaparak hayvansal gıda içermeyen Impossible Whopper bile yaptılar. Şimdi ise SXSW 2020’de Climate, Culture & Social Impact kategorisinde finale kalan Air Protein var karşımızda. Dünyanın ilk havadan elde edilen gıdası olarak tanıtılan Air Protein, gıda krizinin eşiğindeki dünyada büyüyen küresel gıda taleplerini ekilebilir araziye ihtiyaç duymadan çözen yeni bir sürdürülebilir gıda endüstrisi kurmayı hedefliyor.
Kaliforniya’da kurulan Air Protein, aslında genel olarak havadan elde edilen gıdalar üretme hedefiyle yola çıkmış. İlk adımları ise havadan elde edilmiş et üzerinde çalışmak olmuş. Evet yanlış duymadınız nefes alırken içimize çektiğimiz hava…Şirket, soluduğumuz havadaki elementleri (özellikle karbondioksit, oksijen ve nitrojen) proteine dönüştürerek, gıda üretiminde devrim yaratmayı planlıyor.
Air Protein: “Üretim süreci zehirli kimyasallar, hormon ve antibiyotik kullanımından arındı”
İşlem, havada bulunan elementleri su ve mineral besinlerle birleştirmeye dayanıyor. İçeriğindeki elementler, hayvansal proteinle aynı amino asit profiline sahip olabilmeleri için yenilenebilir enerji ve probiyotik üretim süreci kullanılarak dönüştürülmüş. Ayrıca vegan diyetinde ihtiyaç duyulan B vitamini de içeriğe eklenmiş. Normalde et üretimi aylar alabiliyorken ve hava ve iklim koşullarından da etkilenebiliyorken Air Protein yalnızca birkaç günde protein yönünden zengin bir gıda elde etmenin çözümünü sunmuş oluyor.
Air Protein CEO, Dr. Lisa Dyson’a göre, dünya bitki bazlı eti çoktan kucakladı. Hava bazlı etin de büyüyen nüfusu doğal kaynaklara zarar vermeden beslemenin çözümlerinden biri olarak sürdürülebilir gıda hareketinin evrimindeki bir sonraki adım olduğuna inanıyor. Üstelik Air Protein’in iddiasına göre hava bazlı ette bulunan protein, doğal süreçler kullanılarak üretiliyor. Şirket üretim sürecinin böcek ilacı, herbisit (bitki öldürücü), hormon veya antibiyotik kullanımından da tamamen arınmayı sağladığının altını çiziyor.
Görsel: Air Protein