Filmin adı Ahnectha ''voiceless room'', türü ''steampunk'' yani bir bilimkurgu alt türü. Bu nedenle, belki de Türkiye'de bir ilk. Bilgi Üniversitesi öğrencilerinden Can Eren'in yazıp yönettiği Ahnectha ''voiceless room'', görsel açıdan Türk kısa filmleri arasında alışılmadık derecede zengin duruyor. Filmin tür ve tekniğini bir kenara bıraktığımızda hikayesiyle de sıradanlıktan uzak.
Film üzerine yazılmış beğendiğim bir yazıyı da buradan paylaşıyorum: ''Hepimizin hayatında mutlaka deneyimlediği ya da deneyimleyeceği bir yanılsama bu filmde anlatılan. Hayatı elimizde olanlar ve olmayanlar arasındaki bir med cezir olarak tanımlayabilirsiniz. Bu olan ve olmayanların değeri kişilere göre değişir, aralarındaki denge de zamana ve mekana göre her an değişir. Ve bu kaosu biraz irdelediğinizde aslında size gerekli olanı anı dondurduğunuzda görebileceğinizi fark edersiniz. Bu insanı tedirgin eden bir farkındalık. Hatta hastalıklı bir detay. İnsanı huzursuz kılan, omuzlarına fazladan yük bindiren şeylerden biri. Ya da değil, bilemiyorum. Ama bu her ne ise işte tam bu filmde olan şey. İşte bu karışıklık, bu huzursuzluk var filmin her saniyesinde.''