Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda üretmek günümüzde proje üretirken göz önünde bulundurulan önemli etkenler arasında yer alıyor. Yapılan tasarımlar hem atık ürünleri yeniden değerlendirmeyi hem de kullanılabilir alan üretmeyi sağlıyor.
1 Kasım – 14 Aralık 2014 tarihleri arasında gerçekleşen 2. İstanbul Tasarım Bienali kapsamında Tasarım Atölyesi Kadıköy (TAK); Kadıköy Belediyesi, 72 Hour Urban Action ve gönüllülerle birlikte Kadıköy’ün 5 farklı noktasına geri dönüştürülen atıklardan kullanılabilir tasarımlar yaptı. Bunu takip eden günlerde bir başka ilimizde daha benzer bir proje bienal programına dahil oldu.
Mimarlık ve grafik tasarım üzerine yoğunlaşan İyi Ofis, İzmir Ekonomi Üniversitesi sponsorluğunda İzmir’deki Pasaport bölgesine Use of Shores projesiyle çeşitli amaçlarla kullanılabilen yüzen iskele yerleştirdi. 40 gün boyunca sahilde yüzen geçici yerleştirmeyi kent sakinleri balıkçılık, fotoğraf çekme, kitap okuma veya dinlenip denizi seyretme gibi çeşitli amaçlarla kullandı.
Projelerin üretim aşaması, bienale dahil olma süreci ve tasarımların toplumsal sonuçları üzerine TAK ve İyi Ofis’le kısa bir röportaj yaptık. Sorulara geçmeden önce Use of Shores (Kıyıların Kullanımı) projesinin üretim videosuna göz atabilirsiniz.
Tasarım Bienali için üretim süreciniz nasıldı?
İyi Ofis: Üretim sürecimiz bienalden bağımsız olarak ilerledi. Eylül ayı boyunca, yani bienal başlamadan 2 ay önce, iskelelerin suda kalması için izin aldığımız için bütün sürecimizi buna göre ayarladık. Projemiz İzmir Ekonomi Üniversitesi sponsorluğunda gerçekleşti ve üniversiteden Gudjon Erlendsson ve Ertunç Hünkar yardımı ile, bütün süreci İEÜ’nün ahşap atölyesinde gerçekleştirdik.
Bienal küratörleri, birçok genç tasarımcıyı davet ettikleri “Talk to Us” adlı toplantılar düzenlemişlerdi. Kendileriyle tanışıp olumlu izlenimler edindikten sonra projemizi kendilerine ve İEÜ’ye götürdük. Projemiz herkes tarafından çok iyi karşılandığı için çok şanslıyız. Üretim ölçeği kentsel, işletimsel riskleri yüksek bir projeydi.
Tasarım Atölyesi Kadıköy: TAK olarak katılıma açık proje tasarım süreçlerini bir süredir yürütüyoruz. Kıyı Köşe programımız da bu türde bir yapı üzerine kurulu. 2. İstanbul Tasarım Bienali ve 72 Hour Urban Action ekibi ile gerçekleştirdiğimiz süreç ise bu durumu biraz daha ilerleterek, hem tasarımların, hem de uygulamaların gönüllüler tarafından gerçekleştirileceği bir sistem şeklinde kurgulandı. Kadıköy’de belirlediğimiz beş buluşma noktası üzerinden yaptığımız tasarım çağrısını “Kadıköy’den Bul, Kadıköy’de Buluştur” (How to Do Too in Kadıköy) duyurusuyla başlattık. Tasarımların oluşma süreci öncesinde katılımcılarla birlikte Kadıköy Belediyesi’nin atık ve hurda depolarında kısa geziler gerçekleştirerek kullanılacak malzeme potansiyelini değerlendirdik. Ardından gerçekleşen kısa bilgilendirme çalıştayları sonrasında elimize kırka yakın proje ulaştı. Tasarım Bienali’ndeki yürütücü ve küratörler, 72 Hour Urban Action ve TAK ekibi olarak gerçekleştirdiğimiz değerlendirme sonucu 5 nokta için 5 projeyi uygulamaya geçirmek üzere benimsedik.
İkinci aşama olan uygulama sürecinde öncelikle projelerin üretilebilirliğini denemek üzere proje tasarımcıları ve uygulama süreci için gönüllü olan arkadaşlarla birlikte Kadıköy Belediyesi Destek Hizmetleri’ne bağlı ahşap ve metal atölyelerini kullanarak, seçili 5 projenin prototiplerini ürettik. Bienal’de sergilenmek üzere Galata Rum Okulu’na aktarılan bu örnekleri, Kasım ayı başında gerçekleştirdiğimiz diğer atölyeler izledi. Bu iki günlük atölyelerde ise tasarımları seçili alanlarda üreterek, o alanlara yerleştirdik. Ve elbette uygulama sürecindeki tüm detaylar, video ve fotoğraf olarak aşama aşama kayıt altına alınarak Tasarım Bienali’ndeki sergiyle paralel olarak gösterilmek üzere kurgulandı.
Görsel; TAK
Bu tasarımların ve geri dönüşüm ürünlerinin, bu ekosistem dışındaki insanlara da ulaşabileceğini düşünüyor musunuz?
İyi Ofis: İskelelerin kıyıda kaldığı süre içerisinde günde 250-300 kullanıcı ağırladığını biliyoruz. Yerel halk tarafından yoğun bir ilgi ile karşılandı. İEÜ aracılığı ile bize destek veren İzmir Ticaret Odası da süreçten ve kullanımdan çok memnun kaldı. Hem halkın kullanımı hem de sponsorlarımızın katılımı, projenin geniş bir kitleye hitap ettiğini bize gösteriyor.
Tasarım Atölyesi Kadıköy: Açıkçası buna inancımız tam. Her ne kadar benzeri atölye süreçlerine hakim insanların bulunduğu bir program yürütülmüş olsa da aslen gönüllülerin enerjisi bizi çok şaşırttı. Bununla birlikte kamuya açık gerçekleştirdiğimiz ikinci aşamadaki atölye çalışmaları çok fazla ilgi çekti ve merak uyandırdı. Tasarımların uygulanma sürecinde kamerayla birebir ilişki içerisinde olduğu ‘Nasıl Yapılır?’ videoları 72 Hour Urban Action ekibi tarafından yönetildi ve kurgulandı. Bu videoların üretim amacı da, bu ve benzer tasarımların başka kişiler tarafından da tekrar uygulanabilir olduğunu göstermekti. Ortaya çıkan ürünlerin kullanıcı tarafından benimsenmesi başka bir konu başlığı elbette; ancak tamamen “çöp” veya “hurda” olarak nitelendirilebilecek malzemelerin tasarıma aktarılarak yeniden kullanıma geçmesi fikri, yürüttüğümüz atölyenin temas ettiği gönüllülerin ve kullanıcıların ötesine ulaştı diyebiliriz.
Görsel; İyi Ofis
Yapılan yerleştirmeler geçici miydi kalıcı mı? Bulundukları alanla birleşen bu tasarımların kalıcı olması için planınız var mı?
İyi Ofis: İskeleler 40 gün süre ile İzmir Pasaport iskelesinde kullanıldı. Bütçemiz gereği zaten daha dayanıklı malzemeler kullanmamıştık. Projemizin bazı teknik sorunlarını gidererek bunu kalıcı bir hale getirmeyi çok istiyoruz. Umarız bahar aylarında iskeleler üzerinde tekrar çalışmaya başlayacağız. İzmir Ticaret Odası ile konu ile ilgili görüştük, onlar da heyecanlı ve istekliler.
Büyük ölçeklerde dubaların su üzerinde sabit kalması sorun yaratabiliyor. Farklı disiplinlerden de yardım alarak çok daha efektif kullanılabilir bir uygulama yapmayı hedefliyoruz.
Tasarım Atölyesi Kadıköy: Bu noktada esas amacımız yerleştirilen ürünlerin en az bir sene kullanımda kalabilmeleriydi. Malzemelerin sürdürülebilirliğinin farklı zamanlarda kontrol edilmesi ve gerekirse tasarımların yenilenmesi bu bir senelik sürecin bir parçasıydı. Ancak gerek üretim sırasında yaşadığımız bazı aksilikler, gerekse de kaçınılmaz olan dış etkenler bizi amacımızdan biraz alıkoydu. Örneğin Moda Çay Bahçesi civarına yerleştirdiğimiz projenin yerinde iki gün geçtikten sonra yeller esiyordu! Bu şekilde edindiğimiz çeşitli tecrübeler, gerçekleşecek benzer etkinlikler açısından bizim için yönlendirici oldu. Özellikle de proje alanlarının aktif kullanıcılarıyla proje süreçlerinin paylaşılması, onların da projenin bir parçası olması ve yapılan işleri en başından itibaren benimsemeleri, kalıcılık adına öncelikli olarak düşünülmesi gereken bir ihtiyaç olarak öne çıktı.
Görsel; TAK
Düşük maliyetli geri dönüştürmeyle yaratılan eserleri ihtiyaç sahiplerine iletmek değerlendirmek mümkün mü? Bu yolda nasıl ilerlenebilir? Üretim toplumsal fayda için doğrudan kullanılabilir mi?
İyi Ofis: Sudan çıkarıldıktan ve bienalde sergilendikten sonra modüllerin bir kısmı İzmir Ekonomi Üniversitesi Tasarım Fakültesi’nin açık alanına, bir kısmı da Piri Reis Üniversite’sine gitti. Havaların sıcak olduğu aylarda açık mekanlarda kentsel mobilya olarak kullanılıyorlar. Ancak, projemizde geri dönüştürme öncelikli bir kaygı değil aslında. Kentsel mekanı toplumsal bir ihtiyaç olarak görüyoruz ve kentsel mekan üretim metodlarını geliştirmek için çalışıyoruz. Ne ürettiğinize göre bunun toplumsal fayda veya zarar getireceği değişir.
Uygulama maliyetlerinin düşüklüğü, yapılan uygulamanın çok daha kolay, ulaşılabilir ve risk alınabilir olmasını sağlamakta. Kalıcılık ve maliyet problemleri ortadan kalkınca, kentsel uygulamaların herkese ulaşması bizce çok daha mümkün hale gelecektir.
Tasarım Atölyesi Kadıköy: Elbette ki mümkün. Bizim de geri dönüştürülebilecek malzemelerle yapılabilecekleri keşfettikten sonra ilk aklımıza gelen projelerden birisi bu oldu. Pek çok kişi taşınırken ya da ev mobilyalarını yenilerken eskilerinden kurtulmak istiyor ancak nasıl taşıyabileceğini nereye bırakabileceğini bilmiyor. Bir taraftan da senelerini geçirdiği pek çok anısının olduğu mobilyalarını sokak kenarına bırakıp gitmek istemiyor. En azından ihtiyacı olan birilerinin o eşyaları kullanmasını istiyor. Kadıköy Belediyesi’nin Açık Gardırop projesi tam olarak bu ihtiyaca cevap vermek üzere kurgulanmış bir projeydi. Ancak bu projeye tasarımcı eli değdirerek, ikinci el eşyaları gerekirse kullanım amacını dahi değiştirecek şekilde yeniden tasarlayarak ihtiyaçları karşılamak mümkün.
Önümüzdeki günlerde bu konuda çalışmak ve geri dönüşümün önemini hissettirecek yeni projeler üretmeyi istiyoruz. Bu konuda yaptığımız projelerden bir tanesi de mahalle sakinleri ile birlikte tasarımcıların bir atölye çalışması sonucu ortaya koydukları ambalaj tasarımlarını geri dönüştürülebilir kağıtlardan üreterek, mahalle esnafına dağıtmak.Böylelikle hem esnafın ihtiyaçlarını giderebilecek tasarımların ortaya çıkıp yayılmasını hem de geri dönüştürülebilir kağıt kullanımının yaygınlaşmasını hedefliyoruz.
Görsel; İyi Ofis
Farklı disiplinlerle tasarım ve üretim içindesiniz. Yakın dönem planları içinde farklı kamusal yerleştirme projeleriniz var mı? Yoksa farklı disiplinlerle mi devam edeceksiniz?
İyi Ofis: Kamusal yerleştirme projeleri, sürdürülebilir bir iş modeli oluşturmak için yeterli olmuyor. Hem talep, hem bütçeler çok kısıtlı. Fakat fırsat ve kaynak buldukça bu konuda çalışmayı çok seviyoruz ve sürekli alternatif kaynaklar arama halindeyiz. İstanbul Sidewalk projemizi Lipton ve TC Turizm Bakanlığı yardımıyla, Use of Shores projemizi de İEÜ yardımıyla gerçekleştirdik. Özel kurumlardan da yerleştirme talepleri geliyor.
Bunun dışında iç mekan tasarımları ve uygulamaları yapıyoruz. Uygulama pratiğinin içerisinde yer almak bizim için çok keyifli, yerleştirme işlerimizi yaparken de buradan edindiğimiz deneyimi değerlendiriyoruz.
Görsel; TAK
Tasarım araştırma ve katılım merkezli bir iletişim alanınız var. TAK’ta bir süredir engelli bireyler odaklı programlar devam ediyor. Engelsiz Günler, Modern Tiyatroda Önermesiz Metin Yazarlığı birebir takip edebildiklerim. Tasarım Bienali kapsamında da FilmTAK programını takip etme şansım olmuştu. Bu yoğun program içinde yakın dönemde farklı kamusal yerleştirme projeleriniz var mı? TAK’ın gelecek programında hangi konular yer alıyor?
Tasarım Atölyesi Kadıköy: Sizin de söylediğiniz gibi TAK, Tasarım Araştırma Katılım başlıkları altında programlar içeriyor. Bu programlar her ne kadar birbirinden farklı olsa da temelinde Kadıköy’de yaşayanların sorunlarını, geliştirilmek istenen projelerin muhatapları ile tasarımcıları bir araya getiriyor. Beraber sorunları tartışmanın ve farklı disiplinlerden tasarımcıların sorunları beraber çözmeye çalışmasının kentlerin ve kent yaşamının şekillenmesinde önemli olduğunu düşünüyoruz.
Engelliler ile yaptığımız programlar bizim için oldukça önemli çünkü toplumun engellilere yönelik algısı sonucunda yaratılan fiziksel çevre, engelli bireyleri kamusal hayatın dışında tutmaktadır. Bu sebeple bugün engellerle dolu fiziksel çevreyi yani sokakları, kaldırımları, bina girişlerini tasarlayanların engelli bireyler ile empati geliştirmesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Şu anda Kadıköy Belediyesi Engelli Merkezi ve Tiyatro Laboratuvarı ile “Modern Tiyatroda Önermesiz Metin Yazarlığı” atölyemiz Mart’ın ortasına kadar devam edecek. Bu atölyede göreme engelliler ve görme engeli olmayanlar bir grup olarak beraber tiyatro metni yazacaklar. Engelsiz Günler kapsamında Braille alfabesi dersi, DEM Dernek ile birlikte Demo-Cezve projesi kapsamında işaret dili eğitimleri devam ediyor.
FilmTAK programı bizim için önemli çünkü içerisinde bulunduğumuz bina Kadıköy Belediyesi tarafından, Çekül ve Kentsel Strateji şirketleri ile birlikte geliştirilen bir proje sonucu bir tasarım atölyesi olarak restore edilmeden önce eski bir sinemaydı; Özen Sineması. Burada film izleme kültürünü yaşatmak bizim yerel ile kurduğumuz bağ açısından çok önemli. Bu program çerçevesinde aynı zamanda film üretimini de teşvik ediyoruz. Önümüzdeki günlerde mevcut projelerin dışında kamusal alanı etkileyen “Kıyı Köşe” projelerimizi geliştirmeyi Kadıköy’ün tasarım kimliğini ortaya çıkartmaya yönelik çalışmalara devam etmeyi amaçlıyoruz.
Manşet görseli; İyi Ofis