Yüzme bilenlerimiz dahi kimi zaman can yeleğine ihtiyaç duyabilir. Ekstrem sporlarla uğraşanlar bir güvenlik önlemi olarak can yeleği takmak durumunda. İlerleyen yaş, geçirilen sakatlıklar ya da başka rahatsızlıklar dolayısıyla da kendimizi yüzerken risk altında hissedebiliriz. Eğitim gibi bir sosyal hakkın doğru dürüst karşılanmadığı bir ülkede yaşıyor olmanız dahi can yeleğine her gün ihtiyaç duymanıza neden olabilir. Örneğin cankurtaran sırt çantası projesi Kolombiya’da güvenli olmayan ulaşım araçlarıyla nehirleri aşarak okula gitmek zorunda olan çocuklara çözüm sunuyordu. Bir Alman girişimi olan PLOOTA da güvenlik ihtiyacına küçücük boyutlarıyla pratik bir çözüm sunuyor.
Su altında da güvenliğinizi korumaya devam ediyor
PLOOTA boynunuzu kolye gibi saran bir sensör kontrollü yüzme emniyeti cihazı olarak tanımlanabilir. Hem kompakt hem de tekrar kullanılabilir. Sıradan can yeleğinin aksine, su altında da kullanılabiliyor. Bu gerçekten çok çok önemli bir fark. Şnorkelle yapılan dalışlarda veya derin dalışlarda bir terslik yaşanırsa, cihaz kullanıcıyı yüzeye çıkararak onun hayatını kurtarabiliyor. Görünümün şık olması ve dışarıdan bakıldığında ne olduğunun bilinmemesi de bir avantaj. Bu PLOOTA’yı çocukların oyun oynarken herhangi bir çekingenlik duymadan kullanabilecekleri bir ürün haline getiriyor.
Standart can yeleklerinden 50 kat küçük olan PLOOTA, yalnızca 280 gr olan ağırlığıyla kullanıcıya varlığını hissettirmiyor. Böylece yüksek efor gerektiren sporları yapan kişilerin de hareketleri kısıtlanmamış oluyor. Tehlike anında yan tarafındaki yastıklar dışarı çıkarak şişiyor ve hızlı bir şekilde kullanıcıyı su yüzeyine çıkarıyor.
Görsel: Facebook