we+, SO-Colored projesinde, mikroalglerin (mikro su yosunları) doğal pigment potansiyelini araştırıyor. Gıda üretimi ve biyoyakıt alanlarında uzun süredir incelenen mikroalgler, bu kez tasarım odaklı bir yaklaşımla doğal ve sürdürülebilir renk kaynağı olarak ele alınıyor.

Suyun içinde, kayalık yüzeylerde, hatta yol kenarlarında ve kapalı alanlarda dahi bulunabilen mikroalgler, yaklaşık 2,7 milyar yıl önce ortaya çıktı ve dünyanın ekolojik evriminde önemli rol oynadı. Günümüzde bu mikroskobik canlıların karbondioksit emilimi, ilaç geliştirme, alternatif enerji ve fonksiyonel gıdalar gibi birçok alanda umut vadettiği biliniyor.

Yeşilin ötesinde bir palet, doğal renklerle bezeli tasarım objeleri

SO-Colored projesi, farklı mikroalg türlerinin doğal pigmentlerinden elde edilen renk çeşitliliğine odaklanıyor. Mikroalgler genellikle yeşil tonlarıyla bilinse de, bazı türleri çevresel koşullara bağlı olarak kırmızı, sarı ve mavi gibi zengin ve değişken renkler de üretebiliyor. Üstelik bu renkler hiçbir yapay katkı maddesi kullanılmadan elde ediliyor ve derinlikli, canlı tonlara sahip.

we+, Algal Bio Co., Ltd. iş birliğiyle mikroalg tozunu doğal reçinelerle harmanlayarak yeni bir biyomalzeme geliştirdi. Bu malzeme kullanılarak çeşitli tasarım objeleri üretildi ve bu sayede biyobazlı pigmentlerin fiziksel tasarım uygulamalarında nasıl kullanılabileceği sergilendi. Proje, 2025 Milano Tasarım Haftası’nda sunuldu ve yenilenebilir malzeme sistemleri ile sentetik olmayan renk uygulamaları üzerine yürütülen küresel tartışmalara katkı sağladı.

Görsel: we+ / Fotoğrafçılar: Masayuki Hayashi, Takumi Ota, Kanichi Murase