Hollanda’nın dünyaca tanınmış B Corp sertifikalı çikolata markası Tony’s Chocolonely, son yıllarda özellikle kakao endüstrisindeki işçi sömürüsüne karşı duruşuyla ses getiriyor. Şirketin misyonu, kakao endüstrisinde modern köleliğe ve sömürüye son vermek. Hatta kendi markalarının da ötesinde hedefleri, dünya çapında çikolata endüstrisini değiştirmek ve %100 sömürüsüz bir sistemin kurulmasını sağlamak. Tony’s Chocolonely’nin en önemli özelliklerinden biri çikolata barlarının eşit boyutlarda olmayan bloklardan oluşması. Yani çikolatayı açtığınızda yanınızdakilerle eşit bir şekilde paylaşmanız mümkün olmuyor. Endüstrideki eşitsizliğe dikkat çeken bu tasarım, endüstri tamamen köleliği beslemekten vaz geçene kadar da öyle kalacak. Marka, son zamanlarda bir başka tasarımsal farklılıkla nedeniyle de konuşulmaya başladı. Bu farklılık, logosunun vektörel değil fotoğrafik olması.
Fiziksel bir varlık olarak logo
Markanın yaratıcı yönetmeni Arjen Klinkenberg, LinkedIn’de yaptığı paylaşımla fotoğrafik logo konusuna açıklık getirmiş. Açıklamayı özetlemek gerekirse, markanın DNA’sıyla ve misyonuyla uyumlu bir seçim olduğunu dile getirmiş.
Açıklama şöyle:
“Bu bizim logomuz. Evet, fotografik. Tasarım camiasında bunun yapılma şeklinin genellikle böyle olmadığını biliyoruz. Ama yine de, işleri farklı şekilde yapmak DNA’mızda var.
Tony’s Chocolonely ‘Neden?’ sorusu sorularak kuruldu. Keyif aldığımız çikolata neden yasa dışı çocuk işçiliği ve modern kölelik üzerine kurulu? Ve ‘neden?’ bizzat her gün en çok sorduğum sorudur. 2 yaşındaki profesyonel bir çocuk gibi.
Neden logoların neredeyse tamamı vektör tabanlı, tek renkli kelime görsellerinden oluşuyor? Neden fotografik değil? Neden 3 boyutlu değil? Neden animasyonlu değil? Bir faks mesajında tanınabilme zorunluluğunun sınırlamalarını neden hâlâ düşünmeye devam edesiniz ki?
Tony’s, çikolata yapımında endüstri standardına meydan okumak için var ve aynı şekilde biz de tasarım ve markalama endüstrisine meydan okuyoruz.
İnsanlar logomuzu gördüklerinde bizim sadece bir marka değil, fiziksel bir şey olduğumuzu anlasınlar istiyoruz. Görünüşte basit bir çikolata barı. Her şeyi başlatan ikonik kırmızı barımız. O diğerlerinden farklı; her seferinde bir barla sektörü içeriden değiştiriyoruz.
İnsanların bunu ellerinde hissetmelerini istiyoruz; ağırlığı, kağıt ambalajın buruşmasını, ambalajı açmanın heyecanını ve içindeki çikolataya dişlerini geçirmesini.
Ve hatırlamalarına yardımcı olmak istiyoruz: Bir başkası yerine bu çubuğu alarak değişim yaratırsınız.
Bu yüzden bu bizim logomuz.”
Siz logoyla ilgili bu farklı yaklaşım hakkında ne düşünüyorsunuz?
Görsel: Arjen Klinkenberg