Biyo bazlı yapı malzemeleri, günümüz dünyasında hem ekolojik hem de sosyal açıdan pek çok soruna çözüm olmakta. Örneğin Kolombiyalı inşaat şirketi Woodpecker WPC, kahve atıklarını düşük gelirli topluluklar için düşük maliyetli ve çevre dostu evler inşa etmekte kullanıyor. Ekvador’daki kakao yetiştiricileri içinse kakao atıklarından 3B baskıyla inşa edilecek olan Cacao Eco Village isimli bir yerleşim alanı yaratılıyor. Bu defa Gana’nın başkenti Akra’dan benzer bir örnek var karşımızda. Akra’da, tarımsal atıkları uygun fiyatlı biyo-bazlı yapı malzemelerine ve su kalitesini artıran arıtma sistemlerine dönüştüren Willow Technologies’in çalışmalarına yakından bakalım.
Hindistan cevizi ve soya atıklarıyla inşaat
Willow Technologies’in kurucusu Mae-ling Lokko, sağlıklı bir tasarım modelinin uygulanabilirliğini ispatlayan önemli girişimcilerden. Lokko, dha sonradan tarımsal atık malzemeleri üst düzey akustik uygulamalar için kullanacak olan AMBIS Technology adlı bir şirket daha kurmuş. Şirket, 2016’da Akra’daki Chalewote Sokak Sanatı Festivali’nde AMBIS Hindistan Cevizi Duvarını sergileyerek oldukça dikkat çekmiş. Bu festivalden paylaşımları aşağıda görebilirsiniz. Mae-Ling Lokko’nun ileri dönüşüm pavyonu adını verdiği bu paneller, hindistan cevizi kabuğuna ek olarak başka malzemeler de içeriyor. Kakao ihracat endüstrisinde kullanılan geri dönüştürülmüş çuval bezleri üzerine, e2e Materials şirketi tarafından preslenmiş hindistan cevizi kabuğu lifleri ve soya bağlayıcılar eklenmiş. Kioskun inşasında ayrıca, petrol varillerinden elde edilen plastik atıklardan ve popüler bir yerel şirket olan Trashy Bags’in reklam panolarından geri dönüştürülen atıklardan yapılan malzemeler de kullanılmış.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Mae-ling Lokko, hindistan cevizi kabuğu yapı panelleri projesini, ABD’deki Rensselaer Politeknik Enstitüsü ile birlikte yürütüyor. Bu paneller, enstitünün Mimarlık, Bilim ve Ekoloji Merkezi’nde (CASE) geliştirilmekte olan birkaç malzemeden biri. e2e Materials ile iş birliği içinde, binalarda nem kontrolüne ve termal transfere yardımcı olabilecek toksik olmayan duvar modülleri ve panel sistemleri oluşturmak için de hindistan cevizi kabuğu üzerinde duruyorlar.
İnşaat sektöründe talep patlaması olsa da malzemelerin ithal edilmesi sorun yaratıyor
Çok sayıda hibe ile desteklenen araştırmanın liderleri; Demetrios Comodromos, Josh Draper, Gustavo Crembil. Bu ekip Mae-ling Lokko ve birkaç mimarlık lisans öğrencisi ile birlikte birkaç kez Gana’ya gitmiş. Gana hedef bir ülke çünkü inşaat patlaması yaşıyor, inşaat malzemeleri ise büyük ölçüde ithal ediliyor. Hindistan cevizi ise gıda endüstrisinde yaygın olarak kullanılıyor ancak kabuk yan ürünleri çoğunlukla çöpe gidiyor.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Profesör Comodromos, hindistan cevizi kabuğu panellerinin üretimde maliyeti aşağı çekmek için büyük bir fırsat olduğuna inanıyor. Lokko da bunların Gana’daki sunta ve kontrplak ürünleriyle maliyet açısından rekabet edebileceklerini savunuyor.
Profesör Crembil ve Lokko, 2016’da üçüncü ve dördüncü sınıf mimarlık öğrencileriyle birlikte “Golden Cube” isimli bir başka sürdürülebilir yapı da inşa etmiş. Bu yapıyı kampüsteki Greene Building’in önüne konumlandırmışlar. Yapı geri dönüştürülmüş kağıt, un ve nişasta ile yapılmış panellerden inşa edilmiş. Crembil’in geçtiğimiz yıllarda miselyumla gerçekleştirdiği projeleri de mevcut. Anlayacağınız bu ekip biyo bazlı malzemeler konusunda uzmanlaşmış. Willow Technologies’in son yıllarda Yale CEA (Yale Center for Ecosystems + Architecture ) ile de iş birliği yaptığı görülüyor.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Dileyenler şuradan Mae-ling Lokko’nun tarımsal atıklarla inşaat konulu yeni podcast’ine de erişebilir.
Sürdürülebilir ürün ve yapı malzemeleri ilginizi çekiyorsa, ayçiçeği atıkları üzerinde çalışan Hollandalı tasarımcı Thomas Vailly’nin ürün tasarımlarına da şuradan göz atabilirsiniz.
Hindistan cevizi kabuğuyla yapılmış iç ve dış mekan uygulamaları:
Görsel: Instagram, Yale CEA