MIT’nin 2 yıl önce duyurduğu PhotoChromeleon projesi oldukça ses getirmişti. Bu sistem, ışığa maruz kaldığında renk değiştiren yeniden programlanabilir bir mürekkeple çalışıyordu. Sistem için hazırlanan dijital arayüz, kullanıcıların seçtikleri veya yarattıkları bir deseni projeksiyonla nesnenin 3B modeline uygulamalarına imkan tanıyordu. Kullanıcı bir tasarımı o nesneden silmek için nesneyi ultraviyole ışığa maruz bırakıyordu. MIT’nin Bilgisayar Bilimi ve Yapay Zeka Laboratuvarı (Computer Science and Artificial Intelligence Laboratory/CSAIL) bu projeyi günlük yaşama adapte olabilecek şekilde biraz daha geliştirdi ve bu defa ChromoUpdate adlı yeni bir versiyonla karşımıza çıktı.
ChromoUpdate, özellikle moda ve elektronik gibi sektörlerde büyük bir etki yaratabilir
Bir ürünü satın aldığımızda hangi renkteyse genellikle ömrünü de o renkle tamamlıyor. Elbette boyanabilir bir nesneyse ve biz onu boyamak için zaman / bütçe ayırabiliyorsak rengi değişebilir. Ama bunun dışında çoğu elektronik cihazdan giyeceklere hep aynı renkte kullanmak zorunda kalırız. İşte ChromoUpdate, endüstrideki bu durumu değiştirmeyi amaçlıyor. Bir ürün için kalıcı bir renk değil programlanmış geçici bir görünüm kazandırıyor. Geliştirilen ışığa duyarlı boya, hemen hemen her şeyin rengini ve desenini güncellemeyi ucuz, kolay ve hızlı hale getiriyor. Kullanıcının bu boyayı kullanırken ihtiyacı olan tek şey özel bir ışık kutusu ve birkaç dakika beklemek.
ChromoUpdate’in çalışma sistemi oldukça basit. Boya bir ürüne uygulanıyor. Belirli ışık frekanslarına maruz kaldığında, gizli pigmentleri açığa çıkıyor. Boya ultraviyole ışığa maruz kaldığında boya siyaha dönüyor.
Ultraviyole ışık sadece 60 saniye içinde yüksek çözünürlüklü doğrulukla, boyanın yüzeyinde (basılı sözcüklerden dağlık manzaralara kadar her şey) karmaşık bir gri tonlamalı desen oluşturabiliyor. Elbette desenler UV ışıktan sonra da kalıcı ve görünür oluyor.
Gelecekte kullanıcı, o günkü iş planını kahve kupasının üzerinde görebilecek
Sisteme renk eklemek de mümkün. Teknik olarak, MIT’nin boyası CMY (camgöbeği, macenta ve sarı) olarak mevcut ve bunlar karıştırılabiliyor. Renkleri etkinleştirmek için boyaya RGB (kırmızı, yeşil, mavi) ışık yansıtılabiliyor. Böylece istenen renk ışıkla sabitlenebiliyor. Süre de tasarımdaki gerçek renklere göre değişiyor. Şu anda renkli bir deseni yaratmak en az 10 dakika sürebiliyor.
MIT doktora sonrası araştırmacısı ve projenin baş araştırmacısı Michael Wessely, bu renklendirme sistemi sayesinde tasarımcıların ürünleri hızlı bir şekilde test edebileceklerini, renkleri ve desenleri dakikalar içinde değiştirebileceklerini vurguluyor. Daha geniş anlamda, Wessely, temelde verileri günlük nesnelere hızla yansıtmanın, evinizde daha fazla ekran kullanılmadan eşyaları daha akıllı hale getirebileceğini öngörüyor. Araştırma ekibi testlerinde bir kahve kupasına metin ve resim basmış. Her gün, programınızı kupanıza yazdırabileceğinizi ve bir sonraki toplantınızın ne zaman olacağını kahvenize baktığınızda görebileceğinizi hayal edin. İşte ChromoUpdate ile ulaşılmak istenen asıl nokta bu.
ChromoUpdate’in bir ürün olarak piyasaya sürülmesine daha çok var. Örneğin UV ışığı insan cildiyle temas ettiğinde tehlikeli olabilir, bu nedenle MIT’nin araştırması, projektörü saklamak için özel bir UV ışık kutusu kullanmaya dayanıyor. Bu da temel olarak, herkesin evde küçük, güvenli bir aydınlatma teçhizatına sahip olmasını gerektiriyor. Bu pahalı ve hantal bir çözüm olduğundan talep görmeyecektir. Bu nedenle ekip sistemi geliştirmek ve daha pratik hale getirmek üzere çalışmalarını sürdürecek.
Diğer bir konu ise tasarımların zamanla solması riski taşıması. Çünkü nesneler UV ışığa istem dışı olarak maruz kalabilir. Wessely, boyanın kontrastını ve renklerini, muhtemelen güneş ışığından (ve UV ışınlarından) uzakta olduğunuz bir ofis ortamında yaklaşık iki gün koruyabileceğini öne sürüyor. Boyanmış nesneyi dışarıda kullanmak, zaman aralığını önemli ölçüde kısaltıyor. Bu nedenle henüz geniş kitlelerce tercih edilecek bir ürüne ulaşılmış değil.