Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Yaşam Memnuniyeti Araştırması, 2020 sonuçlarını yayınladı. Araştırma; cinsiyet, yaş, medeni durum ve eğitim durumu gibi parametrelere göre mutluluk oranlarını ortaya koyuyor. Araştırma 2003 yılından bu yana düzenli olarak her yıl gerçekleştiriliyor. Bu yıl ortaya çıkan tablo, mutluluğun ölçüldüğü bu son 17 yılın en düşük seviyesine gerilediğimizi gösteriyor.
Genel mutluluk düzeyi (%), 2003-2020
Araştırma, zihinlere işlemiş bazı genellemeleri destekler nitelikte. Örneğin eğitimli insanların daha mutsuz olduğunu görüyoruz sonuçlarda ve buna hiç şaşıramıyoruz. Bazı sonuçlar ise beklenenin tam tersi. Bu beklenmedik sonuçlardan biri araştırmaya göre evli insanların daha mutlu olması. Özellikle 2020’de pandemiye bağlı olarak artan boşanma eğilimini düşündüğünüzde bu sonuca şaşırmadan geçemiyosunuz. Yine kadına şiddetin ve kadın cinayetlerinin önüne geçilemediği böyle bir dönemde kadınların erkeklerden daha mutlu çıkmış olması oldukça tuhaf geliyor. Gelin hep birlikte bu detaylara yakından bakalım şimdi.
Cinsiyete göre mutlu olduğunu beyan edenlerin oranı (%), 2003-2020
Yaşam Memnuniyeti Araştırması, 2020 için yapılan anketlerde; çok mutluyum diyenlerin oranı %8,8, mutluyum diyenlerin oranı %39,4, ortadayım diyenlerin oranı yüzde 37,3 mutsuzum diyenlerin oranı %10, çok mutsuzum diyenlerin oranı da %4,5 çıkmış. Açıklanan sonuçlarda çok mutluyum ve mutluyum diyen ilk 2 grubun oranları toplanarak mutluyum diyenler genel bir %48,2’lik oranla temsil ediliyor. Yine mutsuzum ve çok mutsuzum diyen son 2 grup da toplanarak %14,5’luk bir oranla temsil ediliyor.
Yaş grubuna göre mutluluk düzeyi, 2020
Yukarıdaki bilgiler ışığında baktığımızda 2020’de Türkiye’de mutlu olanların oranının 2003 yılından beri ölçülen en düşük seviyeye gerileyerek %48,2 olduğunu görüyoruz. Sonuçları daha iyi kavramak adına, 2009 yılını da bir kıyaslama noktası olarak kabul edebilirsiniz. 2008’in son aylarında başlayan küresel ekonomik kriz nedeniyle 2009 yılının da mutluluk seviyesi çok düşük çıkmıştı. Hatta 2020’den önceki en düşük sonuç, 2009 yılında ölçülen %54,3’lük mutluluk oranı olmuştu.
En mutlular kimler? Mutluluk kaynakları neler?
Eğitim durumuna göre mutluluk düzeyi incelendiğinde; 2020 yılında en yüksek mutluluk oranı, %54,4 ile herhangi bir okul bitirmeyenlerde görülmüş. Mutlu olduğunu beyan eden kadınların oranı %53,1 iken mutlu olduğunu beyan eden erkeklerin oranı %43,2. Aslında genel olarak grafiklere baktığınızda sonucun neredeyse her yıl kadınların lehine çıktığını görüyorsunuz. Ama bu defa hem erkeklerde hem kadınlarda mutluluk oranında gerileme olduğu da açıkça görülebiliyor.
Eğitim durumuna göre mutluluk düzeyi (%), 2020
Mutlu olduğunu belirten evli bireylerin oranı, 2020 yılında %51,7. Evli olmayanların ise yalnızca %41,3’ü mutlu olduğunu belirtmiş. Evli olanların mutluluk düzeyi cinsiyete göre incelendiğinde de yine ilginç bir sonuç ortaya çıkıyor. Evli erkeklerin %46,7’si, evli kadınların ise %56,8’si mutlu imiş. Yaş gruplarına göre mutluluk düzeyi incelendiğinde, 2020 yılında %57,7 ile en yüksek mutluluk oranının 65 ve üzeri yaş gruba ait olduğu görülmüş. 2020 yılının en mutsuz yaş grubu ise %45,4 ile 35-44 yaş grubu.
Ankete göre mutluluk kaynağı olan “kişiler” incelendiğinde en yüksek mutluluk kaynağı aile çıkıyor. Bu kaynağın mutluluktaki rolü %69,7. Ailenin dışında sıralanan mutluluk kaynaklarının dahi aileyle ilintili olduğu görülüyor. Bu diğer mutluluk kaynakları; %15,0 ile çocuklar, %4,2 ile kendisi, %3,6 ile anne/baba, %3,5 ile eş ve %2,2 ile torunlar olarak sıralanmış. 2020 yılında mutluluk kaynağı olarak en yüksek orana sahip “değer” ise %70,9 ile sağlık. Bunu; %12,8 ile sevgi, %8,8 ile başarı, %4,6 ile para ve %2,3 ile iş takip ediyor.
Geleceğe dair ümitler 2020’de biraz daha eksildi
Kendi geleceklerinden umutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranı, 2020 yılında %69,6 olmuş. “Her 10 kişiden 7’si geleceğinden umutlu” başlığı altında yer verilen bu oran sanki beklenenin aksine olumlu gibi geliyor kulağa. Öte yandan bu oranın da 2009’dan beri en düşük düzeyine inmiş olması önemli bir detay. Dilerim bu 10 kişiden 7’si gerçekten de pandemi, iklim değişikliği gibi pek çok etkene rağmen geleceğe dair ümit doludur. Aslında her şeyin dibe vurduğu bir anda gelecekten ümitli olmak belki de hayatta kalmak için tutunduğumuz bir dal. Bazen ümit olmasa bile kendimizi aksi yönde telkin edebiliriz, bir ankete “ümidim var” diyerek bile kendimizi daha iyi hissedebiliriz. Hatta bu telkinler işe de yarayabilir ve “çabalarsak” gerçekten ümitsiz bir durumdan iyi bir duruma da geçebiliriz. 2021’in sadece istatistiklerde değil, gerçek anlamda yaşamlarımızda daha iyi etkiler yaratması dileğiyle.
Görsel: Tarık Kaşlı (Unsplash), TÜİK
Manşet görseli düzenlenmiştir.