Çevirmeli telefonun, walkman’in, video kaset oynatıcının ya da atarinin seslerini hatırlayan var mı? “80’lerde çocuk olmak” temalı haberlerle arada sırada bu eski zamanları yâd ediyoruz belki ama ya sesleri? Conserve the Sound, bizleri zamanda yolculuğa çıkararak, 80’lerden çok daha gerilere de götürebilen bir ses arşivi projesi olarak bu sesleri hatırlatıyor.
Yok olmaya yüz tutmuş her şeyin sesi Conserve the Sound’da!
Arşivler ve müzeler genellikle nesneye odaklanırken, Conserve the Sound projesi eski teknolojinin ve nesnelerin kullanımıyla üretilen sesleri sabırla belgeliyor. Örneğin 70’lerden kalma bir vantilatörün sesini, 30’lardan kalma bir filmli kameranın çalışırken çıkardığı sesleri dinleyebiliyorsunuz. Arşivde yalnızca teknoloji ürünlerinin değil, her tür şeyin sesine rastlamanız olası. Plastik oyuncağın sesi, Dortmund’un eski bir haritasının hışırtısı, 30’lardan kalma bir kütüphane kaşesinin sesi, yine 30’lardan kalma bir uçağın sesi bir yandan fotoğraflarına bakarak dinleyebileceğiniz sesler.
Arşivin video şeklinde olmaması da bence çok iyi olmuş. Çünkü böylece sesleri dinlerken ve fotoğraflara bakarken diğer yandan hayal gücünüz ya da hatıralarınız devreye girebiliyor. Sesler ve fotoğraflar, video kadar algılarınızı meşgul etmiyor. Merakınız sizi yönlendirirken diğer yandan yoğun bir düşünce ve hatıra tüneline sürükleniyorsunuz.
Conserve the Sound arşivinin yaratıcısı Alman tasarım stüdyosu Chunderksen. Stüdyo, proje için Film und Medien Stiftung NRW enstitüsü ile iş birliği yapmış. Projeyle ilgili gelişmeleri Conserve the Sound Facebook sayfası ve Twitter profili üzerinden takip edebilirsiniz. Ses arşivleri ilginizi çekiyorsa NASA’nın uzay sesleri kütüphanesine de göz atabilirsiniz.
Görsel: Conserve the Sound