Makinelerin kendi kendine öğrenme ve veriyi anlamlandırma yeteneği gün geçtikçe gelişiyor. Markalar da bu aracı kullanarak yaratıcı kampanyalar kurgulayarak tüketicilerle bağını güçlendiriyor. Ancak geçmişten farklı olarak markaların hikayeleştirilmiş deneyimler sunarak tüketicilerle gerçek birer insanmış gibi iletişim kurmalarını sağlıyor.
Yapay zeka (artificial intelligence) veya bilişsel / kavramsal zeka (cognitive intelligence) terimleri günümüzün ilgi çeklici tamlamaları arasında yer alırken Cannes Lions’da da bu konu pazarlamacılar, bilim insanları ve ruhani liderler tarafından ele alındı. MIT’de Dalai Lama Center for Ethics and Transformative Values bölümünün ve MIT Media Lab’de Ethics Initiative’in yönetici olan Tenzin Priyadarshi, marka tarafından Sanofi’de Global Procurement pozisyonundaki Astrid Boutaud ve oturumun sponsoru Havas’tan küresel pazarlama bölümü başkanı Jason Jercinovic‘in katıldığı The Creative Ethics of Cognitive Intelligence konuşmada marka, insan ve yapay zeka arasındaki ilişki konuşuldu.
Jercinovic, günümüz yapay zekanın insanlığı nasıl güçlendirdiğini ve ileriye atılmasını sağladığına değindi. Yapay zekanın sağladığı gelişmenin asla yadsınamayacağını söylerken yakın gelecekte bu bilgi birikiminin kötü yollarla kullanılmaması için şimdiden önlem alınması gerektiğini söyledi.
Boutaud da benzer görüşleri paylaşarak yapay zekanın insanlık lehine kullanılması için programlanmalı dedi. Bunun yolunu da şirketlerin varolan şeyleri tekrar tekrar kullanmak yerine yenilikçi, ileri görüşlü ve yaratıcı olmasından geçtiğini paylaştı.
The Venerable Tenzin Priyadarshi, konuyu felsefi açıdan ele alarak düşünce yapısının yapay zekanın birçok insanın iyiliğini düşünerek tasarlanarak minimum pişmanlık amaçlanması yönünde şekillendirmeyi telkin etti. MIT’de yapılan otonom araçların kaza anında alacağı olası iki kararın da birlerine zarar vereceği senaryoları çalışan Morale Machine projesi gibi ikilemleri insanların etik değerleriyle şekillendiğini hatırlattı. Etiğin farklı coğrafyalarda değiştiğini ise bir örnekle açıkladı; otonom aracın sağında ve solunda motosiklet bulunuyor. Soldaki motorsikletteki sürücü kask takmıyor, sağdaki ise kask kullanıyor. Kaza halinde aracın hangi taraftaki araca çarpmasının kabul edilebilir olduğunu sorulmuş. ABD’de yanıtlayanlar hayatta kalma şansı daha yüksek olduğu için kask takanı seçerken Asya’da trafik kurallarına uymadığı için kask takmayanı tercih etmiş.
Oturumun Jercinovic, sonunda şirketlerin kullandığı algoritmaları kamuyla paylaşmaları ve şeffaf bir politika izlemelerinin gelecek için daha faydalı olduğunu söyledi. Algoritmayı açıklamak, şirketler ve bireyler arasında karşılıklı değer paylaşımı ve algoritmanın bir parçası olma veya olmama özgürlüğü sunmanın doğru adımlar olduğunun altını çizdi.
Görsel: YouTube