Birçoğumuz uzaktan (remote) çalışmaya, geçen yılın Mart ayında, COVID-19 pandemisi Türkiye’de de tedirginlikle panik karışımı bir artış seyri göstermeye başladığında geçti. 2019 sonunda günlük 10 milyon kişinin toplantı yaptığı Zoom’da, Mart bitip de Nisan 2020’ye geçtiğimizde bu sayı 300 milyonlara çıkması, Zoom adlı uygulamayı bilip de kullanan insan sayısının 3 ayda 30’a katlandığı anlamına geliyordu (kaynak).
Tıpkı Zoom gibi pandemi öncesinde var olan ve kullanılan ancak pandemi süresince kullanımı artan uygulamalardan birisi de Discord. Discord oyuncular birbirleriyle rahat iletişim kursun diye kurulmuş, sonrasında tüm internetin buluşma noktalarından biri olmayı başarmış bir platform. Konu başlıkları altında tartışma alanı sunmasıyla 20 yıl öncesinin internetinin forum kültürünü hatırlatsa da asıl önemli özelliği sesli sohbet odalarının yaygın şekilde kullanıldığı ilk sosyal uygulamalardan birisi olması. Discord’da arkadaşlarınızda bir sohbet odası açıp aynı anda muhabbet edebiliyorsunuz. Discord, derli toplu konu başlıkları ve sesli sohbet odaları ve bu odalara video özelliğinin de eklenmesiyle pandemi süresince eğitim kurumları için kullanışlı bir iletişim uygulaması alternatifi olmayı başardı ve 1 yıldan kısa bir sürede kullanıcı sayısını %50 oranında artırmayı başardı (kaynak).
Sesli Sohbet Odaları Ne İşe Yarıyor?
Asenkron sesli mesaj on yıllardır hayatımızda mevcut. Telesekreter denilen aleti 1990’larda büyük bir keyifle kullanıyordum. Şimdinin profil fotoğrafı ya da bio açıklaması o zaman telesekreter karşılama mesajıydı. Telesekreter tek taraflı bir iletişim aracıydı, günümüzde mesajlaşma uygulamalarından attığımız sesli mesajlar asenkron ve karşılıklı sesli iletişime en iyi örnek. Sohbet odaları ise birden fazla kişinin aynı anda (elbette bir sıra hiyerarşisiyle) konuştuğu alanlar. Eller serbest (hands-free) modunda telefonla konuşanlar bilir, canlı sesli iletişimde mikrofonunuz hoparlörünüzden gelen sesi de alıp saçmalamasın diye otomatik ses kesme özelliği ile çalışır. Sohbet odalarında bu mantık ufak yazılım destekleriyle akıllı hale getirilmiş durumda. Yani 5 kişiden kim konuşmasına devam ediyorsa onun profili ana ses kaynağı kabul ediliyor, dinleyiciler otomatik olarak kısık sese alınıyor. Discord geçtiğimiz Nisan ayında yeni bir teknoloji de duyurdu, noise suppression adı verilen bu teknolojiyle odadakilerin ortam sesleri mikrofonu aktive etmiyor, sadece konuşmalar aktif ses olarak tanımlanıyor ve kullanılıyor (kaynak). Bu da odadaki sohbet iletişmini kolaylaştırıyor.
Günümüzde görüntülü toplantı ve sohbet ihtiyacı çok büyük bir pazar, fakat uzaktan çalışırken Zoom ya da başka bir uygulama ile toplantıya girmek demek, toplantıdaki kişilerin diğer tüm işlerini o sırada askıya alması anlamına da geliyor. Sohbet odalarıysa ofis hayatının günlük akışına biraz daha benziyor. Kimi zaman bir toplantı organize etmeden ekiple bir konuyu hızlı bir şekilde tartışabiliyorsunuz, kimi zaman da bir yandan basit işleri temizlerken bir yandan arkadaşlarınızla canlı bir akışta iletişimde kalabiliyorsunuz. Birden çok kişiden anlık geri bildirim almak gibi farklı birçok kullanımı da ekleyebilirsiniz yaptığınız işe ve yaratıcılığınıza göre.
Sesli İletişim Trenine Kimler Önden Atlıyor?
Discord’la özdeşleşmiş sesli sohbet odaları kavramının en hızlı kullanımını nerelerde görebiliriz? Tabii ki mesajlaşma uygulamalarında. Telegram şimdiden mesaj grupları için sesli sohbet odası özelliğini aktive etti bile (kaynak). Çok yakında WhatsApp ve diğer mesajlaşma uygulamalarında da kalıcı bi özellik olarak görmeye hazır olun.
Geçtiğimiz yılın Silikon Vadisi’nde en çok parlayan uygulamalarından biri olan Clubhouse da spontan sesli sohbet üzerine kurulmuş bir sosyal ağ. Clubhouse hala beta sürümünde ve davetiyeniz yoksa uygulamayı indirseniz de kullanmaya başlayamıyorsunuz. Zaten ilk kullanıcılarının Silikon Vadisi süperstarları ve Hollywood ünlüleri olmasıyla ses getirmeyi başarmış ve Andreessen Horowitz’in yatırım desteğini almışlar (kaynak). Clubhouse’da bir konunun konuşulduğu odaya girip muhabbete katılabilirsiniz. Sohbet bitince hiçbir şey kayıt altında kalmıyor ve siliniyor.
Clubhouse’un özelliklerini aynen uygulayarak Twitter da sesli sohbet odası kavramını hayatımıza sokmaya hazırlanıyor. Twitter Spaces olarak tanıtılan özellik şimdilik kısıtlı bir kullanıcı grubuyla deneniyor. Yakında sesli tweet atma özelliği gibi herkese açılabilir. Twitter Spaces’ta da sohbetler kayıt edilmiyor (kaynak). Snapchat’in hayatımıza soktuğu, Instagram’ın yaygınlaştırdığı 24 saat içinde silinen içerik formatı şimdi de sesli sohbet olarak hayatımıza giriyor.
Senkronize dijital sohbetin zorluğunu Zoom’u sık kullananlar iyi bilir. Herkes aynı anda konuşmaya başlarsa ses kesilmeleri bir anda konuşulanların anlaşılmasını imkansız kılar. High Fidelity gibi şirketler bu konuyu çözecek teknolojiyi çoktan geliştirdiler bile. Spatial Audio denilen bu teknoloji ile çoklu dijital sohbetler bir ses sırası hiyerarşisi olmadan yönetilebiliyor ve kimse sessize alınmadan birçok kişi aynı anda konuşabiliyor. Teknolojinin nasıl çalıştığını aşağıdaki demo videosunda izleyebilirsiniz:
Podcast ve Arkaplanda Dinlemenin Yükselişi
Sesli sohbet odaları dinleme odaklı tek yükselen iletişim trendi değil. Podcast kullanımının yaygınlaşması yeni bir trendi de ortaya çıkardı; arkaplanda dinlemek. Birçok podcast dinleyicisi podcast dinlemeyi aktif bir eylem olarak değil, ev işi yaparken, yatarken, yolda yürürken yaptıkları bir arkaplan eylemi olarak tanımlıyor. Bu da kulaklığı bir mecra olarak tanımlıyor: “yeni dijital mecra: kulaklıklarımız!”. Eskiden sadece müzik uygulamalarının pay almaya çalıştığı bu mecrada artık podcast uygulamaları da kendi paylarının peşinde. Peki kulaklığımızda gözü olan uygulamalardan birisin de Netflix olduğunu biliyor musunuz? Netflix “sadece ses” modunu beta olarak denemeye başladı (kaynak). Bu özellikte uygulama içindeki -tamamı video olan- içerikleri sadece ses olarak dinlemek de mümkün olacak. Crown gibi görsel zenginliğini de sevdiğimiz içerikleri sadece ses olarak tüketmek başta mantıklı gelmiyor bana da ancak belgesel, komedi gibi birçok içeriğin aslında videosuz tüketilebileceği de bir gerçek. Daha önemlisi, benim ne düşündüğümün ne önemi var; Netflix kimseye bir şey sormayıp insanların kullanım datasıyla onlara istediklerini verme konusunda en başarılı şirketlerden birisi, belli ki sandığımızdan daha fazla içerik sadece ses olarak tüketilmeye hazır.
Gözlerimizle bağımlı hale geldiğimiz sosyal medya uyarıcılarının kulaklarımızı da kalıcı ve sürekli olarak ele geçirmek istemesi tedirgin edici gibi görünse de bu platformların hepsinde yer almamıza gerek olmadığını anlayıp tercih ve keyfimize göre bir tüketim karışımı ortaya çıkarabildiğimizde yeni iletişim yolları yeni fırsat ve kolaylıkları da beraberinde getirebilir.
Manşet görseli: Discord
Yazıya verdiği ilham için Hüseyin Savaş‘a teşekkür ederim.