Harvard Üniversitesi GSD (Graduate School Of Design /Tasarım Enstitüsü) öğrencisi Kevin Tang ve MIT öğrencisi Kelly Fang tarafından MIT Design Intelligence Lab‘de yürütülen bir araştırma kapsamında yaratılan gpTea çay seti, çay ritüelini üretken yapay zekâ yoluyla yeniden yorumluyor. MIT’de yürütülen bu proje, yapay zekâyı fiziksel nesnelerin içine yerleştiren ve “büyük dil modelleri için fiziksel arayüz” şeklinde tanımlanan yeni bir etkileşim paradigması olan Büyük Dil Nesneleri (Large Language Objects / LLO) üzerine keşifler yapıyor.
gpTea, her şeyden önce birlikte çay içme ritüelini etkileşimli bir hikaye anlatma deneyimine dönüştürüyor. Kullanıcıları yapay zekâ aracılığıyla dokunsal, insan merkezli bir şekilde bağlantı kurmaya davet ederek daha yavaş, daha derin bir iletişim biçimini teşvik ediyor.
Set, anıların ve anlatılmamış hikayelerin eş zamanlı olmayan paylaşımına odaklanıyor. Uzaktaki arkadaşlar veya aile arasındaki anlamlı alışverişi kolaylaştırmak için tasarlanmış. Çay setindeki her bir bileşen, etkileşimi yönlendirmek için fiziksel olanaklardan yararlanıyor. Çay hazırlamanın ve tüketmenin bilinen ritüellerinden faydalanıyor. gpTea, kullanıcıları sorularla yönlendiren ve yanıtlarını tutarlı bir anlatıya bağlayan, aynı zamanda bir yayılma modeli kullanarak gerçek zamanlı, hikayeyle ilgili görüntüler üreten bir çaydanlık içeriyor. Bu tasarım, kullanıcının çay kültürüne olan aşinalığını güçlendirerek gpTea’nin, geleneksel olarak yansıma ve duygusallıkla ilişkilendirilen günlük bir nesneye yapay zekâ etkileşimlerini sorunsuz bir şekilde entegre etmesine olanak tanıyor.
Yapay zekâ aracılığıyla insan merkezli, dokunsal iletişim
Kevin Tang ve Kelly Fang’ın tasarımı, çayın kültürel önemine saygı göstererek form ve işlev arasındaki sürekliliği vurguluyor. Çay koymaktan yudumlamaya kadar her eylem mecazi olarak hikaye anlatma süreciyle ilişkilendiriliyor. Burada çay koymak bir hikayeyi paylaşmayı, içmek ise kullanıcının bu paylaşılan deneyimi özümsemesini ifade ediyor. Çay fincanı, çay tüketildikçe gelişen anlatıyı görüntüleyen gömülü bir ekranla donatılmış, birincil arayüz işlevi görüyor. Bu yaklaşım, çay içmenin dokunsal, duyusal deneyimini dijital hikaye anlatımıyla birleştirerek kullanıcıları geleneksel ekran tabanlı etkileşimin ötesine geçen yapay zekâ ile sezgisel, uygulamalı bir etkileşime davet ediyor.
gpTea’de fincan, anlatının akışını yönlendirmek için işlevini kullanıcı etkileşimine dayalı olarak uyarlayan dinamik, çok modlu bir arayüz görevi görüyor. Bu merkezi temas noktası, dijital ve fiziksel öğelerin bir arada var olduğu akıcı bir kullanıcı deneyimini teşvik ederek çay setinin gelenek ve teknoloji arasında bir köprü olduğu fikrini güçlendiriyor. gpTea, çay fincanının geleneksel tasarım diline sadık kalan biçim faktörüne dijital bir katman yerleştirerek çay içme eylemini paylaşılan dijital hikaye anlatımı için derin düşüncelere dalma alanı olarak konumlandırıyor. Bu yolla, aşinalığın ve yeniliğin uyumlu bir karışımını yaratıyor.
gpTea ile ilgili daha detaylı teknik bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Görsel: Kevin Tang