Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
UX Alive Etkinlik Özeti

UX Alive Etkinlik Özeti

Konuşmalardan önce çıkanlar.

Her girişim, ürün ve servis son halini alıp kullanıcıya ulaştığı anda bir deneyim sunuyor. O ürünü kullanırken yaşananlar ve hissedilenler marka değeri ve başarıyı beraberinde getiriyor. UX Alive da Facebook, Uber, Medium, The New York Times gibi küresel markalardan Bigumigu, Hepsiburada, Çiçeksepeti, Sendloop gibi Türkiye’de faaliyet gösterenlere kadar geniş konuşmacı profiliyle 13 – 14 Mayıs’ta katılımcılarına kullanıcı deneyimi ve tasarım konusunda kilit bilgileri paylaştı.

Etkinliğin ilk günü oturumlara ve konuşmacılara ayrılırken ikinci gün (bugün) eğitimlere odaklandı. Biz de oturumlarda önce çıkan bilgileri ve bu markaların tasarım sürecinde edindiği tecrübeleri derledik.

Etkinliğin açılış konuşmasında Userspots‘un kurucusu Mustafa Dalcı, katılımcıların ve kullanıcı deneyimi alanında çalışanların UX Alive‘ı değerli hale getirdiğini vurgularken etkinlik boyunca kazanılacak tecrübenin de katılımcıların tasarım sürecine olumlu katkılar sağlamasını dilediğini sözlerine ekledi.

Dalcı’nın sözlerinden sonra başlayan ana oturumların ilkinde Simple and Useable‘dan Giles Colborne, konuşmasını hoşnut kelimesi üzerinden kurgulamıştı. Kullanıcıların ürünle karşılaştığı sırada yaptığı işlemler ve adımlar sonucunda ortaya çıkan hissin tatmin, keyif, stres ve endişe gibi karşılıkları olabiliyor. Bunlar yerini hoşnutluğa bıraktığında ise kullanıcı yaşadığımı deneyimi paylaşmaya değer görüyor. Hoşnutluk kimi zaman yorucu bir bekleme ve müşteri hizmetleri deneyiminden sonra kimi zamanda efor sarfetmeden ortaya çıkan satın alma işleminden sonra doğuyor. Kullanıcıların içgüdüsel, davranışsal veya tepkisel olmak üzere üç temel alışkanlıktan sonra hoşnut hissedebileceğini ve bunu gözlemleyerek kavranabileceğinin üzerinde durdu.

Facebook’un ürün yöneticisi ve Elaine Brechin Montgomery ise şirketlerin arkasındaki şirketler vizyonuyla Facebook’un bilmediğimiz markalarını paylaştı. Messenger, Instagram, Whatsapp gibi Facebook’un bilinen markalarının yanı sıra Power Editor, Business Manager, Atlas, Ads Manager uygulaması, mobil için tasarlanan Lightweight Interfaces gibi birçok ürün sadece kurumsal kullanım için geliştiriliyor ve daha iyi Facebook deneyimini markalara yaşatmayı amaçlıyor.

Hindistan’daki cep telefonu kullanım alışkanlığının “çaldır kapat” mantığı üzerine kurulu olduğunu gören Montgomery, bu bölge için farklı stratejiler geliştirmiş. Çünkü bölgesel farklılıklar ve kullanıcı tercihleri, deneyimi doğrudan etkiliyor. Tasarım sırasında bu farklılıklar da göz önüne alınarak insanlarla şirketler arasında kurulacak bağın planlanmasının gerektiğine dikkat çekiyor.

Uber‘in EEMA bölgesi genel müdürü Jambu Palaniappan, mobil devrimin ve paylaşım ekonomisinin kullanıcılara yeni imkanlar sunmak ve toplumsal sorunları çözecek deneyimler yaşatmak için yepyeni alanlar yarattığını vurguladı. Kredi kartıyla ödeme yapma, uygulama üzerinden çeşitli ölçeklerde araçlar çağırma gibi olanaklar sunan Uber, bu hizmetleri standart haline getirdikten sonra yaz aylarında hizmet verdiği ülkelerin neredeyse tamamında dondurma hizmeti veren Uber Ice Cream ile yeni bir deneyim yaşatmayı başardı. Paylaşım ekonomisinin değerinden faydalanan Uber Pool servisi ise, araç sayısının fazla yolcu sayısının düşük olduğu şehirlerde trafiği azaltmak adına aynı rota üzerinde seyreden yolcuların araç paylaşarak ben doğayı korumasını hem de farklı deneyimler yaşattığını hatırlattı.

Medium‘un tasarım ekibinin başındaki eski isim, Dustin Senos tasarımın ve detayların kullanıcı deneyiminin öznesi olduğu görüşü üzerinden Medium’u ve prensiplerini paylaştı. Bireysel yazıların yayın organı olan Medium, kendini diğer yayın ve bloglardan aynı bir konuma yerleştiriyor. Tumblr’ı GIF’lerin iletişim kanalı, Facebook’u beğenilen içeriklerin paylaşımı, Twitter’ı mikro blog olarak görürsek bu mecraların hepsi görüş ve düşünce belirtecek yazılar yayınlamak için doğru mecralar olmuyor. Medium, arayüzünü yazarlarken kullanıcılarına yazı yazmaya motive edecek şekilde adımlar atıyor. Bomboş ve beyaz bir sayfada, kullanıcının dikkatini dağıtacak hiçbir öğe eklemiyor. Böylece kullanıcılar kendileriyle baş başa yazı yazabiliyor.


Görsel; Medium

Ana oturumlardan sonra kısa bir kahve arasından sonra Baymard Institute‘un eşkurucusu Christian Holst, kişiselleştirilmiş tasarımların e-ticaret sitelerinin verimliliğini arttıran öncemli bir kaide olmasını açıkladı. Rafine arama sonuçları, ürün incelerken yan ve benzeri ürünlerin doğru konumlandırılması, adet başına fiyatlandırma bilgileri, sınıflandırma ve aranan ürüne kolayca ulaşma gibi değişkenlerin e-ticaret sitesi tasarımında kullanıcı alışkanlıklarını ve site deneyimini etkileyen başlıca maddeler olarak listeledi.

Bankacılık ve finans kontrolü uygulaması Simple‘ın kullanıcı deneyimi yöneticisi Toby Sterrett, ürün tasarımı sırasında kullanılan minik detayların kullanıcılar üzerinde etki yarattığını ve bu sayede geleneksel bankacılık sisteminden farklılaşabildiklerini açıkladı. Yapılan tüm kredi kartı işlemlerini listelemenin ötesinde kategori, kişiselleştirilmiş bütçe, finansal hareketleri detaylandırma gibi özelliklerle farklı bir deneyim sunan Simple, bahşiş bırakma ve fatura teslimi konusunda akıllı telefonların bildirim özelliğini aktif kullanarak olumlu yorumlar alıyor.

Smashing Magazine eşkurucusu ve genel yayın yönetmeni Vitaly Friedman, internet sitesi ve arayüz tasarımında değişen medya boyutlarıyla birlikte dikkat edilmesi gereken en önemli değişkenin tepkisel tasarım ilkesi olduğunu belirtti. Web, mobil, tablet, akıllı televizyon üzerinde görüntülenebilen internet sitelerinin her birine uyumlu arayüzü olmalı ve hepsinin dinamiklerini sindirmesi gerekiyor.

Arayüz tasarımında ana öğeler, hedef ve araçlar gibi geleneksel düşünce yerine atomik tasarım yönteminin etkili olduğunu savunuyor Friedman. Bu yöntemde tasarımı oluşturan her öğeyi daha küçük parçalara bölüp sonrasında birleştiriyor. Bu sayede tepkisel tasarım kullanılırken her öğe küçük parçalara ayrılabiliyor ve adapte olabiliyor.


Görsel; Brad Frost

The New York Times’dan Alessandra Villaamil, yayıncılığın dijital çağa geçişinden sonra günümüzde yaşadığı değişim ve farklı ekranlara farklı dillerle içerik üretmek gerektiğini açıkladı. Apple Watch uygulamalarında güncel gelişmeleri birkaç cümleyle özetlerken mobil uygulamalarında da telefonların kilit ekranlarından faydalanıyorlar. Böylece önemli bir gelişme olduğunda kullanıcılarını doğrudan kilit ekranı üzerinden bilgilendirebiliyorlar.

Hepsiburada’dan Gökhan Besen, Upwork (ElanceoDesk)’ten Eileen Chang ve Foursquare’dan Başak Haznedaroğlu arayüz tasarımlarında ve kullanıcı davranışlarını incelemede sürekli olarak A/B testlerini uyguladıklarını ve bu sayede kullanıcı davranışlarını analiz edebildiklerini kendi tecrübeleriyle açıkladı. Bir butonun konumundan kullanıcı karşılayan ana sayfaya kadar birçok aşamayı bu teste tabii tutarak kullanıcılara yönelik tasarımlar geliştirdiklerini, bunun sonucundaysa arayüz verimliliğinin kayda değer oranda arttığını örneklediler.

Twofour54‘un dijital ayağının yöneticisi Mehmet Doğan, konuşması boyunca minimalist, sade ve kullanıcı doğrudan ürünün içine bırakan arayüzlerin her zaman en etkili yöntem olmadığını örnekledi. Bu tasarım vizyonları kadar önemli olan bir diğer değişken ise ayrışma ve farklılık. Her asansörde yer alan kapı kapama düğmesinden Van Halen’ın konser istekleri arasında kahverengi şekerlemeleri ayrılmış M&M isteğine kadar detaylar birçok noktada olaylar kendine has anlamlar kazanabiliyor.

Fotoğraf düzenleme uygulaması Hipstamatic kullanıcılarına fotoğrafa son halini vermeden önce onlarca farklı filtre ve araç sunuyor. Küçük oyunlarla günlük beyin jimnastiği ihtiyacını karşılayan Lumosity ise üyelik sırasında 4 aşamada tercih ve planlamayla kendimizi ne yönde geliştirmek istediğimizi seçmemizi istiyor. Ürün veya hizmetin içine kullanıcıyı birden sokarak ne olduğunu anlamaması yerine seçim ve tercihlerle kullanıcılara süreçle birlikte bir deneyim sunmak da kimi zaman doğru bir alternatiftir. Bunu değerlendirmek ve çeşitliliği göz önüne almak gerekir.


Görsel; Lumosity

Bigumigu eşkurucusu ve genel yayın yönetmeni Yalçın Pembecioğlu, kullanıcı deneyiminin iletişim dünyasında yarattığı fark vizyonuyla ele alarak Tinder’ın benimsediği sağa kaydırma hareketiyle çeşitlenen Cute or Not, LetsLunch uygulamalarını örnekledi. Bu iletişim yelpazesine bir de teknolojiyi ekleyen projeler arasına KFC’nin Double Zinger Deneyi ve S7 Airlines’ın katılımcıları beyin dalgalarıyla seyahat etmeye davet ettiği çalışmasına ekledi. Coca-Cola’nın içilebilir açıkhava reklamıyla kullanıcı deneyiminin her alanda her medyada aktif olarak gözlemlenebilen bir kavram olduğuna işaret etti.

Kullanıcı deneyimi ve arayüz tasarımcı Hasan Yalçın, ana akım tasarım dilleri olan flat, materyal, minimalist ve tepkisel tasarımın geleceği şekillendirdiği ve uyum sağlamanın herkesin faydasına olacağını vurguladı. Grafik, organik ve doğal arayüzlerin bu süreçte yeni anlamlar kazanacağı ve her birinin birbiriyle olan iletişiminin artacağını söyledi.

Sendloop‘un CTO’su Mert Hürtürk, sarkan program ve kahve ihtiyacına karşılık doğaçlama yürüttüğü konuşmasında tasarım içinde yer alan küçük detayların büyük farklar yarattığını ve bu detayların markalar tarafından sahiplenilerek kendilerini anlamlandırdığından bahsetti. Bu mikro etkileşimler kullanıcı deneyimini hissettirmeden değiştiren ve iyileştiren öğeler olduğu için ancak ortadan kalktığında varlığının fark edilebileceğinin üzerinde durdu.

Görsel; Mustafa Dalcı