Kanaviçe çağdaş sanatçılar arasında sıkça kullanılan bir el işi tekniği. Francesca Colussi Cramer’ın eski fotoğraflar üzerine kanaviçe ve nakışla yaptığı müdahaleler, Severija Inčirauskaitė’nin hurdalara kanaviçe ile yaptığı dokunuşlar ve sokak sanatçısı Raquel Rodrigo’nun Madrid sokaklarına işlediği kanaviçe çiçekler akıllara kazanan en etkileyici örnekler arasındaydı. Ulla Stina Wikander ise sıradan eşyaları kanaviçe bir dokuyla kapladığı nefis çalışmalarıyla radarımıza takılmıştı. Wikander bu türden nesneler üretmeye son sürat devam ediyor.
Wikander, feminizm ve ileri dönüşüm gibi konulara mizahi dokunuşlar yapıyor
İsveçli sanatçı Ulla Stina Wikander; 25 Ekim – 23 Kasım 2019 tarihleri arasında, Paradigm Gallery + Studio çatısı altında kişisel sergisiyle sanatseverlerin huzuruna çıkacak. Obsolescence başlıklı sergide, sanatçının sergiye adını veren yeni serisinden işler yer alacak.
Aslen bir resam ve heykeltıraş olan Wikander, çalışmalarında kullandığı kanaviçe işlerini kendisi yapmıyor. İsveç’teki küçük kasabaları gezip başkalarının yaptığı kanaviçeleri topluyor. Bu yöntemle 10 yıl boyunca yüzlerce kanaviçe biriktirerek dev bir koleksiyon yaratmış. Bu kanaviçeleri kesip biçerek objeleri bunlarla kaplıyor. Bazen başkalarının emek verdiği bu kanaviçeleri mahvettiğine dair kötü bir hisse de kapıldığını belirtmiş. Öte yandan unutulmaya yüz tutan bir el işi tekniğinin, çalışmaları sayesinde tekrar gündeme gelmesiyle fayda sağladığına da inanıyor.
Kapladığı objeleri hurdacıları, eskicileri ve bit pazarlarını gezerek topluyor. Çalışmalarında ütü, fön makinesi, mikser, testere, joystick, ayakkabı, çanta, lamba, kitap ve telefon gibi aklınıza gelebilecek her türden nesneye rastlamak mümkün. Bu nesneler, kanaviçe gibi kadın işi olarak görülen bir malzemeyle kaplandığında bağlam değiştiriyor, güçlü mesajlar taşır hale geliyor.
Ulla Stina Wikander’in çalışmalarını internet sitesi ve instagram’ı üzerinden takip edebilirsiniz.
Görsel: Instagram
Manşet görseli düzenlenmiştir.