İspanyol çizer Ricardo Cavolo resimlerinde ve mural çalışmalarında ırk, kültür ya da yaşam biçimi nedeniyle toplumdan dışlanan, ötekileştirilen topluluklara odaklanıyor.
Çingene kökenli bir ailede yetişen Ricardo Cavolo, henüz çocukken toplum dışına itilmenin ne demek olduğunu deneyimlemiş. Hiç kimsenin bakmak istemediği, bakmaya korktuğu bu diğer yüzün büyüleyici güzelliklerini sanatçı resimleriyle ifade ediyor. Ateş, kalp, kuş ve yılan gibi yinelenen semboller, sanatçının Kanye West, Star Wars, Frida Kahlo portreleri de dahil çalışmalarının tümünde karşımıza çıkıyor. Bu motifler aracılığıyla odaklandığı sorunları kodlanmış hikayeler olarak izleyiciye aktarıyor. Yine figürlerinde çok sayıda göz kullandığı görülüyor. Bu da “ne kadar çok görürseniz o kadar çok bilirsiniz” inancıyla işlediği, bilgeliği temsil eden bir yaklaşım.
Kültür kodlarının çarpıştığı bir evren
Ricardo Cavolo işlerinin tamamını elle boyuyor. Resim yapma deneyimini, altında ağ olmadan ip üzerinde yürümeye benzetiyor. Bu hassas süreçte dengede kalabilmek için malzemeyi hissetme ihtiyacı duyuyor. Tuvale veya kağıda dokunmak, fırçanın boyayı nasıl yaydığını hissetmek, Cavolo’ya göre iyi bir seks yapmak gibi. Cavolo’nun renk paleti ise tanrıların ve şeytanın eylemlerini tasvir etmek için çarpıcı renkleri kullanan 12. yüzyıl rahiplerinin el yazmalarındaki gibi. Kendisi dindar olmasa da dini ikonografiyi; mistisizm, kendi kültüründen uzak kültürlerden ödünç aldığı Orta Çağ ve ilkel sanat stilleri ile harmanlayarak kullanmayı seviyor. Dolayısıyla sanatçının çalışmaları, adeta referansların çarpıştığı bir rüya gibi. Kendi yaşamına ait bireysel hikayeleri bu referanslar aracılığıyla aktarmayı seviyor. Yalnız bir çocukluk geçiren sanatçı, kitaplardan, filmlerden, çizgi romanlardan besleniyor. Bu kaynaklardan aldığı her şeyleri, zihninde bilinç dışı bir şekilde harmanlayarak kendini ifade ediyor.
Sanatçının çalışmalarını Facebook sayfası üzerinden de takip edebilirsiniz.
Görsel: Facebook