İnsan sevdiği birini yitirmeden her acıyı katlanılamaz sanıyor. Aslında sevdiğin birini kaybetmen dahi katlanılabilir bir acı. Sadece o boşluğun seninle ömür boyu olacağını fark etmelisin. Ama insan eşiğini hemen yükselten bir varlık. Hemen adapte olabiliyoruz, tolerans geliştiriyoruz. Yaşadığımız acı tatlı öykülerden de kendimize ders çıkartmayı çabalıyoruz. Düşüyoruz, kalkıyoruz arada çok doğal bu da. Sonuçta canlıyız ve dünyada bizim kontrolümüz dışında gerçekleşen birçok şey var. Fransız elektronik müzik ikilisi The Blaze de 7 Eylül’de çıkaracakları albümlerinin görsel dünyasında bizim dışımızda gelişen ve içerisinde bulunduğumuz öyküleri görselleştiriyor ve acının ardından bize kalan güzel hatıraları Queens parçasının videosunda bizlere sunuyor.
Karakterler Ölse de Hikayeler Devam Edebilir
Jonathan ve Guillaume Alric isimli iki kuzenin bir araya gelerek oluşturduğu The Blaze, sadece müzik yapmayı seven iki kişinin bir araya gelmesi değil. Fransız ikili aynı zamanda videoları da kendileri çekiyor, müzik yapımcılığını da üstleniyorlar. Müzik videolarının aksesuar ya da şarkıyı tanıtıcı bir araç gibi kullanılmasındansa günümüzde çoğu sanatçı artık görsel ve işitsel bütünlüğü sağlamayı arzuluyor. The Blaze de onlardan. Şarkılarında ve görsel dünyalarında görsel-işitsel bir dil kullanmayı seviyorlar. Müzik ve video birbirinden besleniyor ve ortaya ortak bir form çıkartıyor. İkili daha evvelinde zaten Virile ve Territory videolarıyla Cannes Lions’da Film Craft Grand Prix‘si ve Berlin Music Video Awards’ta da En İyi Yönetmen ödüllerini kazanmıştı.
İkili 7 Eylül’deki albüm öncesinde Heaven isimli şarkılarının da etkileyici olan, görsel-işitsel anlatıya sahip videosunu yayınlamışlardı. Şimdilik albüm öncesi yayınlanan iki müzik videosu ve dört şarkı var. Queens ve Heaven videoları dışında Faces ve She şarkılarını da paylaştı ikili dinleyiciyleriyle. İki gün önce yayınladıkları ve yönetmen koltuğuna yine kendilerinin geçtiği Queens videosu da mum ışıklarıyla açılıyor. Etrafta yanan mumlardan bir karavana giriyoruz kamerayı takip ederek ve genç bir kadının vefatına konuk oluyoruz. Etraf onu seven ve onun için mum yakan dostlarıyla çevrili. Video boyunca ise geride kalan ve bu acıyla yaşayacak arkadaşın, ölen kişiyle birlikte yaşadıkları anları görüyoruz. Geçmiş sahnelerde ikili birlikte serserilik yapıyor, insanlara sataşıyor, dans ediyor, birbirlerine değer veren bir şekilde davranıyor. Sözler ise sahnelerle yeterince uyumlu; “Hoşça kal, sen benim her şeyimdin, şimdi senin için sadece şarkı söyleyebilirim”.
Ölüm herkesin yaşayacağı bir acı. Birilerini sevdiğimiz müddetçe birilerini kaybedeceğiz. Hayvanların yas tuttuğu bir dünyada bizlerin bu boşlukla yaşamayı öğrenmesi ölümden daha acı olan bana göre.
Görsel: YouTube