Oturumun SXSW resmi sayfasındaki tanıtımı Steve Jobs’un sözüyle başlıyor; “Beyninizi rafa kaldırmak istediğinizde televizyonunuzu dönersiniz, tekrar beyninizi kullanmak istediğinizde bilgisayarınıza.”
Artık sosyal televizyon kavramı ile televizyonun bu algısı tamamen değişiyor, çünkü televizyon değişiyor. Oturum televizyonu yeni deneyimlere çevirme işine atılmış markaları konu alıyor.
Konuşmacılar kendi alanlarında son derece yetkin kişiler, ama bambaşka karakterler ve sektör insanları olmaları oturumu ayrı bir yere götürdü. Örneğin Hermione Way Twitter fenomeni diyebileceğimiz, bol takipçili, Bravo TV’de Start-Ups: Silicon Valley programının sunucusu, yapımcısı aynı zamanda ınternet video yapımcısı olup BBC, Facebook, Paypal ileChannel 4’a video içeriği üreten Newspepper’dan çıkışlı, son olarak da start-up yarışması StartUpWorld’in yaratıcısı. Tech Crunch Avrupa’yla da ortaklaşa çalışmışlığı var. Yani internet aleminde video programcılığı, bir nevi yeni nesil televizyonculuğun yüzü. Kendi tabiriyle ‘digital whore’.
David Beck, Hispanık Amerika’nın medya lideri Univision‘ın sosyal medya direktörü. Univision birçok programının sosyal medya ile entegrasyonunu sağlamakta başarısıyla öne çıkan bir medya şirketi, Beck de bu projelerin arkasındaki isim.
Jason Hoch, sosyal televizyon alanında birçok ödül almış ve birçok ödüle aday gösterilmiş bir isim, sektör etkinliklerinin de vazgeçilmez konuşmacısı; şimdiye dek Mashable, The Next Web, Tech Crunch’in organizasyonlarında konuşmacı olarak yer almış. Şimdi ise ilk ve en büyük gerçek zamanlı platform altyapısı geliştiricisi Echo’nun müşteri stratejileri kıdemli başkan yardımcısı.
Jesse Redniss sosyal televizyonun kitabını yazmış olan USA Network‘un digital bölüm başkan yardımcısı. USA’in dijital ekibi sosyal televizyonun en iyi örneklerini uygulamış. Medyalar arası hikaye anlatımı (transmedia storytelling), karakterle chat, site içi oyunlaştırma mekanizmaları şimdiye kadar hayata geçirdikleri uygulamalardan birkaçı.
Suits, USA Network’ün en pöpüler yapımlarından, USA Network’ün tüm diziler için yarattığı sayfalara ve sunduğu interaktif içerik çeşitliliğine bir örnek.
USA, yeni sezonu kitle-kaynak yönteminden de fezy alarak izleyicilere şekillendirmeleri için bırakmış. White Collar için yaptıkları kitle-kaynak işi şöyle:
PSYCH de USA Network’ün popüler projelerinden biri, yine 360i sosyal medyada tüm gece boyunca süren bir maraton (all-night social media powered marathon) projesini hayata gecirmis. Gece 12’den sabah 6’ya kadar süren projede kontrol odasına da 15 çalışan koyarak, durmaksızın birçok ayrı platformdan (GetGlue, Twitter, Tumblr vs) içerik üretilmiş.
İnsanlar Etkileşime Girmek İstiyor
Redniss, hikaye anlatımının insanların bir araya gelip bir kültür yaratmasına yardımcı olduğunu söylüyor. O’na göre insanların kendisi birer platform, sosyal medya hesaplarından Facebook’u insanlarla iletişim kurmak ve onlar için deneyim yaratmak için kullanıyorlar. Twitter’da da en çok konuşulanlar listesine girmek önemli değil, yine anlamlı deneyimler yaratmak ön planda.
Beck, insanların televizyonda gördüklere insanlara daha yakın hissetmek istediğini söylüyor, deneyim yaratan içerikler organik olarak yayılıyor. İnsanlar örneğin başbakan adayına soru sormak; televizyondaki kişiyi ya da yarışmayı, içeriği desteklemek; kararı veren kişi olmak; izledikleri için ödüllendirilmek, fikirlerini duyurmak istiyorlar. Bu yüzden univision canlı sosyal oylama sistemini (live social based voting) çokça uyguluyor.
Artık Tüketicinin Devri
Redniss, Netflix’te yayınlanan ve şu günlerin en çok konuşulan yapımı House of Cards’ıörnek veriyor ve artık tüketicinin devri geldi diyor. İnsanlar istediği zaman izleyebildiler Netflix’in yeni geliştirdiği modelle. Way de izleyicinin katılımını vurguluyor, Harlem Shake yalnızca 1 video idi, artık sosyal televizyonun da ötesine geçiyor, insanlar katılıyor ve içeriği geliştiriyor.
Way’e göre sosyal medyada insanların mesajlarına bir bir yanıt vermek, içeriği yaratmak kadar önemli az. İçerik hala kral olduğuna göre, ciddi bir paya sahip yanıt vermek de. ‘Benim mesleğim bu’ diyor Way.
Herkes Birer Gazete
Way gerçek zamanlı veri akışının (instant data) her zamankinden yoğun olduğunu, çok şeyin değiştiğini vurguluyor. Artık herkes birer gazete ve kendi içeriğini üretiyor.
Evinde Oturan İçin Sosyal TV Diye Bir Şey Yok
Oturum teknolojinin televizyonu götürdüğü yeri sonuna kadar irdelemiş olsa da Redniss olaya en doğru yerden baktığını şöyle dile getiriyor: “Ortalama televizyon izleyicisi, hatta insanların %99’u için sosyal tv diye bir şey yok veya ikinci ekran kullanımı (second screening) nedir bilmiyorlar. Onlar yalnızca televizyonu deneyimliyorlar, sosyal televizyonu değil.” Televizyon kendi zamanında ne getiriyorsa o aslolan izleyici için.
Redniss‘e göre geleneksel anlamda televizyon + dijital = bir platformlar arası hikaye anlatımı demek değil. Hikaye anlatmak için geleneksel televizyon yapımcılarının kendi sınırlarını zorladıklarını ve eski kriterlerini yeniden değerlendirdiiklerini anlatıyor.
Yapımcılar Gözünden Sosyal Televizyon
Beck artık sosyal medya hesaplarındaki topluluk yöneticileri ve prodüktörler birlikte çalışmak durumunda olduğunu söylüyor. Çünkü birinci öncelik içerik, teknoloji ikinci sırada geliyor hikaye anlatımı için.
Artık yapımcılar, televizyon programlarını planlarken satış paketleri geliştiriyor, bunun içinde sosyal medyada programların/dizilerin diğer kanaldan nasıl devam ettirileceği de yer alıyor. Dijital bir yol haritası çiziyorlar, bunun içinde hikaye ve karakterler dijital dünyada da yaşatılıyor.
Yapımcılar artık yapımın en başından hikaye, oyuncular gibi ögeler kadar hayran ve markaları da işin içine katıyor.
Sosyal TV Reklamcılığı Değiştiriyor: Marka ve TV Yapımı İşbirlikleri
Sosyal televizyonun belki de en dev örneklerini vermiş olan Redniss, artık yapımcılar en baştan ışın sosyal medya ayağını da satış dosyalarına koyduğu için bunun bütçelerini yansıyışının da geleneksel anlamda yapımcılığı zorladığını söylüyor. Markaları en baştan projeye katmak, reklamcılığın değişmesi demek. Markalar artık dizilerin/yapımların içinde yer almak için aralarda reklam filmlerinde varlık göstermekten çok öteye gidiyor, yapım aşamasında televizyonla masaya oturuyor. Markalar zaten ilk etapta sosyal medyada da bir şeyler yapabilmek amacıyla geliyor.
Dizilerin her bölümü için her sosyal medya ağında proje geliştirmek sosyal televizyonun bütçelerini çok arttırıyor, çünkü gerçek zamanlı pazarlaması ve onların güçlü içerik yaratması için yeni ekipler alınması gerekiyor.
‘Sosyal televizyon için bütçe yok’ lafı geçtiğinde tabir-i caizse konuşmacı profili içinde işin geyiğinde olan Way konuya girip ‘içerik hala kralsa ve içerik pahalı diyorsanız içeriği izleyiciniz oluştursun’ diyor. Bana kalırsa Way’in bakış açısı kendi yaptığı iş için geçerli olabilir, fakat bir televizyon yapımında yapımcıların geleneksel anlayışı bırakıp yeni bütçelerle uğraşıyor olması konusuyla ilgili değil. Redniss‘in bahsettiği bütçeler ise değişime çok güzel örnek teşkil ediyor.
Zaten Redniss de bozuluyor 🙂 Ve örneklerine geçiyor: USA, dizisi White Collar için Ford Fusion ortaklığıyla bir oyunlaştırma projesi de yapmış. Her hafta dizinin konusundaki suçu çözmek için siteye giriş yapıp birer birer ipucu buluyorsunuz. 36 Hours sitesine girenler 36 saat içinde sırlar çözerek puanlar topluyor.
Totoya da USA’in dizilerinden biriyle işbirliği yapmış bir otomotiv markası, Royal Pains dizisi için Saatchi&Saatchi ile proje geliştirilen projede yıllardır sponsorlukla giden işbirliği USA’in uygulaması characher chatter’a taşınmış ve kullanıcılara interaktif bir deneyim yaşatılmış. Deneyimde ikinci ekran kullanımı ile kullanıcılar sezon ortası ve finalinde yayınlanmamış dizi görüntülerini de izleyebilmiş.
USA Network projesi dizi Suits, erkek giyim internet mağazası Mr. Porter ile de işbirliği yapmış, ajanslari 360i de tabii birçok ödül almış bu projeden. Bu da projenin mobil uygulaması.
Suits Recruits, USA’in dizisi Suits için Lexus markası ile yola çıkılan 5 haftalık, platformlar arası hikaye anlatımı deneyimi yaşatan sosyal oyun projesi.
Sosyal TV’nin Geleceği
Way kendi programlarında programın ismi olan etiketle tweet gönderenlerin onlarla etkileşime girdiğini, kamera arkası görüntülere eriştiklerini, şova dahil olduklarını, hatta tweet’lerinin billboard’larda yayınlandığını örnek olarak veriyor.
Californication dizisi Youtube kanalında kamera arkası görüntüleri için videolar yayınlıyor, bir anlamda izleyiciye şeffaflık sağlıyor.
Eskiden televizyondaki insanlar daha ulaşılmaz ve sahteydi, şimdi ise sosyal medya şeffaf ve otantik bir deneyim yaşatıyor, 360 derece olan bir deneyim. Sosyal televizyonun geleceği, geleneksel televizyondaki sahteliğe zıt olarak şeffaflık.