Önceleri yalnızca çevrecilerin uyarılarıyla gündeme gelen ve bu uyarılara rağmen göz ardı edilen iklim krizi, ne yazık ki günlük yaşamlarımızın içinde somut olarak varlığını göstermeye başladı. Daha geniş bir çerçeveden bakarsak, iklim değişikliğinin sorumlusunun insan olduğunu görüyoruz. Bilim insanları, içinde bulunduğumuz jeolojik döneme Antroposen (İnsan Çağı) adını verdi. Bu dönem, artan nüfusun ve çevre açısından etik olmayan insan faaliyetlerinin gezenegenimiz üzerinde baskın bir etkiye sahip olduğu süreci tanımlıyor. Son yıllarda seller, mega yangınlar ve kuraklıklarla etkisini belirgin şekilde hissettiren iklim değişikliği de pandemi de bu antroposen dönemin tehlikelerini ortaya koyuyor.
Antroposen çağda insanın kendine vermekte olduğu en büyük hasarlardan biri, tüm dünyanın sürüklenmekte olduğu gıda krizi. Gıdanın üretim miktarı da kalitesi de insan talebini ve sağlık gereksinimlerini karşılayamayacak derecede düşmekte. Bu durum salgın nedeniyle sağlığımızı korumaya özen gösterdiğimiz böyle bir dönemde oldukça korkutucu. İnsanın aklına insanların yalnızca haplarla beslendiği bilim kurgu filmlerini getiriyor. Meydan Levy vitamin ve mineral takviyesi içeren Neo Fruit adlı 4B baskı meyveleriyle hem bu soruna hem de insanlığı nasıl bir geleceğin beklediğine işaret etmişti. Tokyo’da yeni açılan Sushi Singularity adlı restoran ise kişinin ihtiyaçlarına özel suşileri 3B olarak sunarak distopik geleceğimiz hakkında ipuçları sunuyor.
“Hiper kişiselleştirilmiş” gıda girişimi: Sushi Singularity
Open Meals’in girişimi olan Sushi Singularity, her müşterinin sağlık durumuna ve besin ihtiyaçlarına uygun olarak “hiper kişiselleştirilmiş” suşiler basıyor. Üstelik ortaya sanat eserine benzer suşiler çıkıyor. Dolayısıyla hem sağlıklı hem de göze hitap eden bir beslenme şekli bu. Sushi Singularity; malzemelerini, tasarımlarını ve lezzetlerini dijitalleştirerek suşide devrim yaratma hedefiyle yola çıkmış. Kendini bir tür “geleneksel gıda konseptlerinden uzaklaşma” girişimi olarak tanımlıyor.
Müşterilerin rezervasyon yaparken sağlık testi kiti aracılığıyla restorana biyolojik numuneler göndermeleri gerekiyor. Bu özel kitlerden toplanan biyometrik verilere ve DNA verilerine dayanarak kişiselleştirilmiş bir besin karışım kodlanıyor. Her misafirin besin ihtiyaçlarına özel olarak kodlanan bu suşi daha sonra 3B yazıcılarla ve lazer teknolojisiyle üretiliyor.
Open Meals’a göre bu fütüristik yemek deneyimi yakında yaygın ve sıradan hale gelecek. Restoran tarafından kullanılan sistem; son teknoloji gıda üretim makineleri, gıda işletim sistemi ve sağlık verisi standartlarıyla işliyor. Bu sistem zamanla daha hızlı ve pratik bir hal alacak ve ardından da genel tüketicilere sunulacak.
“İndirilebilir gıda” gerçeğe dönüşüyor
Open Meals, yıllardır gıdayı dijitalleştirmek üzere çalışmalar yürütüyor. Hatta 2 yıl önce SXSW’teki Sushi Teleportation gösterisiyle büyük ilgi toplamış. Dünyanın ilk veri gıda aktarım modeli olarak duyurulan bu proje, ilk kez “indirilebilir gıda” fikrini gündeme getiren çalışma olmuş.
Sushi Singularity’nin dijital mutfağı, gıda ve teknoloji dünyası arasında güçlü bir iş birliği gerektiriyor. Yiyecekler doku, tat, ısı, koku ve benzeri özelliklerin kontrolü için karmaşık algoritmalarla kodlanıyor. Bu kodlanmış yemeklerin Foodbase adlı platformda çevrim içi olarak yer alması için de çalışmalar devam ediyor. Bu yemekleri yemek isteyen herkes, bu kodları indirip yemeği 3B olarak basabilecek. Ancak bu online müşterilerin 3B yazıcının yanı sıra doğru malzemeleri -gıda filamentlerini- bulundurması gerekecek. Bu filamentlerin tazeliği, katkısız ve sağlıklı olup olmayacağı da elbette insanın aklına takılıyor.
Open Meal’ın projelerinin çoğu, geleneksel Japon mutfak geleneğine dayanıyor. Fütüristik teknolojinin ve geleneğin birleşimi, biyometrik olarak optimize edilmiş suşiler yaratıyor. Open Meals ayrıca bitkisel malzemelerden yapılmış geleneksel bir Japon şekerlemesi olan Wagashi’yi de 3B baskı verisi olarak sunacak.
Ne dersiniz, evlerde 3B baskı ile basılacak yiyeceklerin tüketildiği bir yaşam biçiminin ne tür sonuçları olur sizce?
Görsel: Sushi Singularity