2010 yılında Twitter'ın kullanımının Türkiye'de de yaygınlaşması üzerine elbette pazarlama sektörü bundan nasiplenme gayreti içerisinde ajanslarına koştu.
Sosyal medyada özellikle Twitter'da, tüketici ile iletişime geçebilen markalar başarılı kabul ediliyor. Twitter'ın kendi sitesinde başarılı gördüğü çalışmaların özetleri yer alıyor: business.twitter.com/optimize/case-studies
İnterneti yoğun şekilde kullanan nesil için sosyal medya denen şey zaten iletişimin, internetin, cep telefonlarının bir uzantısı. Yani pat diye ortaya çıkmış değil, zamanla iletişim yöntemlerimizin teknoloji ve uygulamalarla dönüşmekteki hali.
Dolayısıyla sosyal medyada başarılı bir proje yapmak isteyen markanın da öncelikle aynaya bir bakması ve şu soruyu sorması gerekiyor: "Ben sosyal bir marka mıyım?" Sosyal olmayan bir markanın sosyal medyada başarılı proje yapabilmesi gerçekten çok istisnai bir durum.
Bir çok markanın sosyal medyayı kaçırılmaması gereken bir iletişim trendi olarak görmesi ve ajanslarına proje geliştirmeleri için baskı yapması sonucunda sosyal medyada benim en zayıf bulduğum iletişim yöntemi yaygınlaşmaya başladı.
XYZ markasına bir Twitter hesabı açılır, markanın sponsor olduğu bir etkinliğe bu hesaptan davetiye verileceği duyurulur ve takipçilerden markanın mesajının RT (retweet) edilmesi istenir.
İşte sosyal medyanın, web 2.0'ın yani karşılıklı iletişimin eski kafayla, yani tek taraflı yayın kafasıyla değerlendirilmesi sonucu ortaya çıkan bu kampanya mekanizmasına ben sosyal spam adını verdim.
İnternetteki sosyal spam, sizi takip eden insanlara sırf bir hediye ya da promosyon malzemesi kazanabilmek için ticari bir içeriği paylaşmak demek. Bunun Twitter'daki hali RT kampanyalarıyken, Facebook'ta ise hediye kazanmak için üye olunan marka uygulamalarının Facebook duvarınıza yaptığı gönderiler bu alanda değerlendirilebilirler.
Bir kişinin kendi takipçilerine ticari mesaj yayınlamasının gerçek hayattaki hali nasıl olurdu diye düşünürsek sosyal spam'in nasıl bir şey olduğunu daha iyi anlayabiliriz. Bir arkadaşınızın evine ziyarete gittiğinizi düşünün, arkadaşınızın oturduğu apartmana girdiğinize, tüm posta kutularına bir föy atıp, sonra gittiğiniz evde bulunan herkesin paltosunun, ceketinin cebine de yine bu föyü tıkıştırdığınızı düşünün. Gerçek hayatta oldukça kaba olabilecek bu durumun internetteki yansıması ise kendi çapında bir kabul duygusu yaratmaya başlıyor, bu da sosyal medyada bireyler arasındaki ilişkinin samimiyetine gölge düşürebiliyor.
Sosyal spam'i marka tarafından değerlendirdiğimde, yine föy örneği durumu anlamak için yeterli gibi görünüyor. Bir marka Twitter'da insanlara içi çok da dolu olmayan mesajlarını paylaştırabilmek için hediye rüşveti verdiğinde bunun sosyal medya iletişimi değil, promosyon kampanyası, eşantiyon dağıtma, uçaktan föy fırlatma gibi bir yöntem olduğunu anlaması gerekiyor.
Başa dönüp toparlamak gerekirse;
– Sosyal bir marka değilseniz sosyal medyada ne şekilde yer alacağınızı iyi düşünün, ajansınıza brief verirken onların da gazına gelerek markanızın konumlandırmasına uymayan projelere onay vermeyin,
– ROI hesaplarını takipçi sayısı, RT sayısı, abone sayısı, like sayısı gibi verilere köle ederek oluşturmayın, sonra promosyoncu marka olarak sosyal marka olduğunuzu zannedersiniz,
– Sosyal medyada varlığınızı bir anlama oturtun. Bir marka sosyal medya öncesinde kendini tanımlarken ne gibi çalıştaylardan geçip çeşitli marka özlerine ulaşıyorsa, sosyal medyada da aynı çalışmalardan yola çıkmalı. XYZ markasının hayatımızdaki yeri tanımlıysa, sosyal medyadaki yeri de bu önceden tanımlanmış yerden çok sapmamalı,
– Sırf rakip markadan önce bir şeyi yapmış olmak için emin olmadığınız projelere girişmeyin,
– Özellikle marka yöneticisiyseniz, 2 yıl sonra başka bir görevde değil, 10 yıl boyunca aynı görevde olacağınızı varsayarak proje geliştirin. Her zaman savunabileceğiniz işlere onay verin, gerçek başarı o ayın en çok konuşulan kampanyasını yapmak değil, markaya, kimliğine uygun ve doğru şekilde koyulmuş hedeflerle başarısını ortaya koyabilen projelere imza atabilmek.
Sosyal medyada gözümüz batan, bizi rahatsız eden işleri kolay gözlemliyoruz. İsterseniz bu haberin yorumlarında Türkiye'de başarılı bulduğumuz sosyal medya işlerinden de bahsedelim biraz. Ben de aklıma geldikçe yazacağım.