Avrupa’da her yıl 3,5 milyon bisiklet çalınıyor. Bu değer de her 6 dakikada bir bisikletle ve sahibinin birbirinden ayrıldığı anlamına geliyor. Bir de AB içerisinde serbest dolaşım olduğunu da göz önüne alırsak Almanya’da çalınan bir bisikletin Belçika’dan çıkması hiç de imkansız değil. Bu nedenle de çalınan bir bisikletin yuvaya geri dönmesi oldukça düşük bir ihtimal.
Almanya merkezli girişim Bike-ID, bisikletleri koruyacak tek bir veritabanı ve plaka sistemi geliştirdi. Bike-ID’nin plakaları, 300 titanyum mikro etiketten oluşuyor ve bisikletin üzerine yapıştırıldıktan sonra araca zarar vermeden çıkarmak imkansız hale geliyor. Öncelikle Avrupa’yı hedef bölge olarak belirleyen Bike-ID, sonraki aşamada Kuzey Amerika’yı radarına koymuş.
Plaka bisiklete yapıştırıldıktan sonra uygulama üzerinden bisikletin bilgileri ve fotoğrafı, Bike-ID’nin veritabanına işleniyor. Böylece bir bisiklet alacağınız zaman bisikletin plakasını taratıp çalıntı olup olmadığını öğrenebiliyor veya kimsesiz bisikletlerin kime ait olduğunu görebiliyorsunuz.
Girişimin bu anlamdaki en büyük avantajı ve dezavantajı küresel bir hizmet olması. Almanya, Finlandiya ve Birleşik Krallık, bisiklet plaka ve kayıt sistemi kullanan ülkeler arasında. Ancak hepsinin veritabanı kendine özel ve diğerleriyle eş zamanlı çalışmıyor. Bu nedenle de bisiklet o ülkeden çıkış yaptıysa veritabanının da bir anlamı kalmıyor. Bike-ID bunu önlerken ne kadar etkili bir güç olacağı da insanların kullanımına, yani popülerliğine bağlı olacak.
Bike-ID plakalarının üretim aşaması ve 0,4 mm büyüklüğündeki mikroskobik görüntüleri;
Görsel; Bike-ID