Devasa rüzgar tekerleği “Windwheel”, hem kendi bünyesinde barındırdığı konutlara hem de tüm şehre yetecek kadar elektrik üretebilecek.
Şu an kullanımda olan üç kanatlı rüzgar değirmenleri rüzgarın taşıdığı kinetik enerjiyi önce mekanik enerjiye çeviriyor sonra da bu mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çeviriyordu.
Windwheel’in getirdiği en büyük yenilik, rüzgarın taşıdığı enerjiyi mekaniğe çevirmeden elektriğe dönüştürebilmesi. Aradaki bir enerji dönüşümünü elemek, verimi çok yükseltecek bir adım olacak.
Peki Delft Teknoloji Üniversitesi’nin de katkılarıyla geliştirilen Windwheel bu tek adımda elektrik enerjisine geçişi nasıl becerecek? Kısaca şöyle; Windwheel’in içinde bir elektrik alan oluşturulacak ve içine pozitif yüklü su molekülleri püskürtülecek. Pozitif yüklü su elektrik alanında eksi kutba doğru hareket ederken, rüzgar bu kütleli molekülleri geri ittirecek ve tekrardan potansiyel kazandıracak. Bu aynı, bir tepeden yuvarlanan taşa tekrar kuvvet uygulayarak yine tepeye çıkartmak ve bir daha bir daha yuvarlamak gibi…
Rüzgarın su üzerinde uyguladığı kuvvet ile tekrar kazandırılan potansiyel daha sonra yıldırımlara benzer bir şekilde elektrik akımı olarak alınacak.
Windwheel yapılarının üzerlerinin güneş panelleriyle kaplanması, konut atıklarından biyogaz elde edilmesi gibi yine yeşil teknolojilerle tüm kompleksin karbon ayak izini en aza indirme iddiası insanı heyecanlandırıyor.
Bu verimli yöntem ticarileşebilirse, elektrik faturalarını tarihi belgelere dönüştürme potansiyeli taşıyor. Korkum; bu yaz hepimizin diline yapışan “esmiyor” coğrafyalarında tekerlerin durması.
Görsel; doepelstrijkers.com