Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
Reklamcılıktan Mobilyacılığa Uzanan Bir Girişimcilik Hikayesi: Kıymık

Reklamcılıktan Mobilyacılığa Uzanan Bir Girişimcilik Hikayesi: Kıymık

Endüstriyel mobilyalar üreten Kıymık'ın hikayesini kurucularından Erhan Çırak'tan dinledik.

Eğer reklam sektöründe çalışıyorsanız takip ettiğiniz reklamcıların paylaşımlarında Kıymık‘ı daha önce görmüş olma ihtimaliniz çok yüksek. Değilseniz kısaca Kıymık, endüstriyel ve “mid-century modern” diye adlandırılan tarzda mobilyalar üreten butik bir atölye. Kıymık’ı benzeri tasarım ve üretim atölyelerinden ayıran önemli detaysa, kurucularından Erhan Çırak’ın reklam sektöründe çalışan ve bilinen bir isim olması. Bigumigu olarak reklamcıların birçok farklı alanda girişimlerine daha önce yer vermiştik, mobilyacılığa başlayan reklamcıyı da kaçıramazdık. Erhan’a işin merak edilebilecek yönleriyle ilgili bazı sorular yönelttik ve gerçekten çok samimi yanıtlar aldık. Röportajımızı Kıymık ürünleriyle ilgilenenlerin ve reklamcılık kariyerini başka yönlere kaydırma hayalleri kuranların severek okuyacağına inanıyoruz.

Reklamcıyken mobilya üretmek nereden çıktı? Kıymık’ın hikayesini anlatır mısın?

“Bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığımda kendimi devcileyin bir böceğe dönüşmek üzereyken buldum” diyerek etkileyici bir giriş yapmak isterdim fakat öyle olmadı. 41?29!’dan ayrılıp (o dönem 41?29!’du, ailevi sağlık meseleleri ayrılma kararımda etkili olmuştu) ListeList markalı içerik ekibine copywriter olarak geçtiğim dönemde Şişhane’de yüksek tavanlı, zemini ahşap tarihi bir apartmana taşınmıştım. Yeni ev, yeni umutlar ve hayaller için de ‘yeni’ mobilyalar olsa fena olmaz diye düşünüyordum o sıralar. Kafamda esaslı bir reset vardı. Sonrasında Mudo’nun web sitesine girip ev & mobilya sekmesinde birkaç dakika gezindim, çıkmam pek uzun sürmedi.

Endüstriyel tasarımları incelediğimde satın almak yerine abimle birlikte üretmenin benim için kredi kartı bilgilerimi girmekten daha kolay olacağını düşündüm. Çünkü babamın işi dolayısıyla ikimiz de çocukluğumuzdan bu yana PVC ve ferforje kapı doğrama gibi kesim, kaynak gibi el becerileri gerektiren işlerde epey çalışmıştık. Yaz tatillerim inşaatlarda geçti. Abimse bu tür el becerisi gerektiren işleri benden çok daha uzun süre yapmıştı. Çocukluğu böyle geçen bir reklamcı olarak; diğer her reklamcı gibi, reklamcılıktan arta kalan zamanlarda ruh sağlığımı muhafaza edebileceğim, insanların hayatında kalıcı olacak bir şeyler yapmaya ihtiyacım vardı. Hali hazırda zaten dünyada popüler olan endüstriyel ve mid century modern mobilya trendlerini, tasarımlarını yakından takip ettiğim için ne yapmamız ve nasıl ilerlememiz gerektiğini biliyordum.

Bir hafta sonu atlayıp Bursa’ya gittim ve abimle konuştum, büyüdüğümüz evin çatı katında şimdi epey mütevazı görünse de gelecekte epey işimizi görecek fotoğraftaki tezgahı yaparak Kıymık’a başladık. 2 yıl’dan bu yana da reklamcılık ile birlikte devam ediyor. (Steve Jobs ve Wozniak gibi mevzuya garajda girişmek isterdik ama o dönemde araba garajdaydı. Bir yıl kadar sonra garajı atölyeye çevirdik. Umarım abim tarafından kovulup tekrar dönmek zorunda kalmam.)

Evren Çırak e Erhan Çırak

Evren Çırak ve Erhan ÇırakAbin zaten bu konuda çalışıyor muydu?

O sıralar epey alakasız bir iş yapıyordu aslında. Bir fabrikada lastik imalatı üzerine çalışıyordu. El becerisi konusunda ayı gibi yetenekli bir adam olduğu için çok kısa sürede adapte oldu. Çocukluğumuzda da PVC, alüminyum ve ferforje kapı doğrama gibi kesme, kaynak ve montaj gerektiren işlerde uzun süre çalıştığı için direkt vites yükselterek mevzuya giriştik.

İlk müşterilerinizi nasıl buldunuz?

Her yeni başlayan startup gibi yakın çevremdeki insanlar üzerinden müşterilerimizi bulduk. Sonrasında ise mevzu kulaktan kulağa ilerledi. Şu sıralar da Instagram ve Facebook dışında pek farklı sayılmaz aslında. Her ilk gibi, bu da kolay olmadı tabii. Başımızdan geçen epey saykedelik bir hikaye var ilk müşteri konusu ile ilgili.

Eski 4129Greyli, Dwarf Planet’ın art group head’i Ercan Nailoğlu’na yaptığımız çalışma masasını teslim etmek için akşam nakliye kamyonunu bekliyorduk. Çalışma masası da Beşiktaş Kahvaltıcılar Sokağı’nda bir apartmanın önündeydi o esnada. Ben de kamyonu beklerken yan sokaktaki bir cafede arkadaşımla konuşuyordum. Masayı kontrol etmek için sokağa girdiğimde masanın olduğu apartmanın önünde yeller esiyordu. Satışını yaptığımız masa daha teslim edemeden ortadan kaybolmuştu. Neyse ki açık bir dükkan vardı, işleten adama gidip masayı görüp görmediğini sordum. Bir kızla çocuğun masayı sırtlayıp gittiğini söyledi ve gittikleri sokağı gösterdi. Kibar Feyzo’daki Şener Şen gibi 3 sokak koşup sonunda bizim masa başında yalnız bekleyen kızı gördüm. Yanına gittiğimde beni fark edip “aa sizin masanız mıydı, biz çöp sanmıştık” dedi. Evet, yaptığımız ilk ürün çöp sanılmıştı. Kızın erkek arkadaşı masayı birlikte taşıyamadıkları için evden arkadaşlarını getirmeye gitmiş o sırada. Polisi arasam masayı tek başıma 3 sokak ileriye, olduğu yere tek başıma taşımam gerekecekti. Aramadım elbette, kıza masayı bir ucundan tutturdum ve eski yerine taşıdık. Sonrasında da masasını Ercan’a teslim ettik. (O kız ve erkek arkadaşı bu satırları okuyorsa irtibata geçsin lütfen, asıl ilk müşterilerimiz onlar oldukları için kendilerine aynısından hediye bir masa yapmak istiyoruz.)

 

Reklam dünyasından herkese tanıdık gelecek önemli müşterilerin oldu, kimler Kıymık ürünleri kullanıyor?

Evet, yakın çevre faktörü etkili oldu bu konuda. 4129Grey’in Chief Happiness Officer’ı ve CEO’su Alemşah Öztürk, 4129Grey Kreatif Direktör’ü Seren Köroğlu, Plasenta Ajans Başkanı ve Yönetici Kreatif Direktörü Cem Batu, Punch Kurucusu ve Kreatif Direktör’ü Ali Musa Paça gibi sektörün önde gelen isimleri ile çalışma şansımız oldu.

Sektör dışında ise Markafoni, Evtiko ve GİRVAK kurucusu Sina Afra, Fotoğrafçı ve Instagram influencer’ı Ayman Şanlıtürk gibi ilham verici isimlere ürün yaratma fırsatı yakaladık. Kabaca bir genelleme yapacak olursam Kıymık şu ana kadar yazarlar, art directorlar, illüstratörler, kreatif direktörler, ajans başkanları, girişimciler, fotoğrafçılar ve internet influencerlarına özel ürünler üretti.

 

Birbiriyle alakasız görünen bu iki iş alanını (reklam ve mobilya) karşılaştırırsan neler öne çıkıyor?

1) Brief
Reklam: Ses getirecek ve 12 lira medya bütçesi ile milyonlarca paylaşılacak bir viral istiyoruz.
Mobilya: Şu orta sehpanın tablasıyla bu masanın ayağını birleştirdiğiniz bir yemek masası istiyorum.

2) Revizyon
Reklam: Telefonda ayaküstü verdiğimiz brief bu değildi, 28 alternatif daha bekliyoruz.
Mobilya: No revizyon, no cry.

3) Bütçe
Reklam: Siz iyi fikir getirin, bütçe çıkarız.
Mobilya: Biraz pahalı sanki, neden bir üründen 27 milyon tane üreten IKEA kadar ucuz değil?

4) Kreatif Üretim Süreci
Reklam: ÇOK ACİL!!!111123DÖRT
Mobilya: Ortalama 1-2 hafta.

 

Kıymık’ın hedefleri neler?

Önceliğimiz insanlar ile birlikte yaşayan; onların hatıralarında rol oynayan ve bir karaktere sahip olan gerçek ürünler yaratmak. Sonrasında ise yatırım alarak diğer fazlara geçmeyi planlıyoruz. Birkaç yatırımcı görüşmemiz oldu fakat henüz net bir durum söz konusu değil. Yatırım ile birlikte Kıymık’ın hikayesi olan ürünlerini hayatın her alanında “custom” seven daha geniş bir kitleye yaymayı amaçlıyoruz.

Bunun dışında ise insanlara ilham vermekten ziyadesi ile mutlu olacağımız, dijital dünyaya yönelik birtakım gizli planlarımız var. (Atölyemizin bulunduğu bahçedeki ağaçlardan birinin altına gömdük yeterince gizli kalması için.)

Reklamcılık alanındaki tecrübelerin Kıymık’ta sana ne gibi faydalar sağladı?

Reklamcılığın sağladığı en somut faydanın ise kesinlikle hikaye anlatımı olduğunu söyleyebilirim. Aksi takdirde yarattığınız ürünler demir ve keresteden oluşan, üzerine bardak ya da kitap koyduğunuz; ayaklarınızı uzattığınız fabrikasyon muadillerine dönüşüyor.

Reklamcılığın diğer bir dolaylı faydası da katıksız mutluluk. Şöyle ki, 1 yıl içerisinde yüzlerce iyi fikir bulsanız; hatta bunların çoğu ödüllük olsa dahi çeşitli ve haklı nedenlerden ötürü hayata geçirilebilen proje, kampanya sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Bu çok doğal ve sektörün dinamiklerine uygun bir sonuç. Kıymık’ta ise iyi olduğuna inandığım tüm şeyleri somut bir nesneye dönüştürerek hayata geçirebiliyorum ve iki durumu dengeleyerek mutluluk kat sayımı artırabiliyorum.

 

Masa başında hayatını sürdüren bir reklamcı olarak atölyede kaynak yapan birine dönüştüğünde çevrendeki insanların tepkisi ne oldu?

Hafta sonu Bursa’daki atölyeye sık sık gitmem başta annemi çok şaşırttı ve mutlu etti. Çünkü kendisi 10 yıldır Bursa’ya dönüp düğün salonu açmam için elinden geleni yapıyor. (Henüz başarılı olamadı.) Reklamcı olan çevrem ise reklam dışında abimle birlikte bir şeyler yapıyor olmama sevindiler ve desteklediler. Çünkü hemen her reklamcı, reklam dışında bir şeylerle uğraşmak ve ruh sağlığını bununla koruyarak mutlu olmak ister. (Onlar adına konuştum ama idare ederler umarım. En azından benim çevrem böyle.)

Şakayla karışık abimle ve benimle birlikte çalışma teklifi yaparak bizi mutlu eden arkadaşlarım da oldu. <4 Birkaç arkadaşım ise hafta sonu benimle atölyeye gelmek istiyor.

Velhasıl, yorumlar genel olarak sevindirici. Bu soru vesilesiyle 4129Grey’den Kıymık’ın isim babası olan Ahmet Terzioğlu’na ve Kıymık’ın logosunu tasarlayarak bize destek olan Burhan Felek’e bir kez daha hürmetlerimi iletiyorum.

Kıymık’ı sosyal medyada da takip etmek için:
https://www.facebook.com/kiymikco
https://www.instagram.com/kiymikco/