Alman kökenli İsveçli ressam Paul Klee’nin (1879 – 1940) estetik algısı, yaşadığı dönemi aşarak günümüze kadar etkilerini sürdürdü. Dışavurumculuk, kübizm ve gerçeküstücülük gibi pek çok akımı deneyimleyen Klee, soyut sanatın erken dönem hali olan “saf resim” (pure painting) akımının da öncüsü oldu.
Oğlu için yaptığı el kuklalarını saymazsak Klee’den sanat dünyasına 9.000 parça sanat yapıtı miras kaldı ancak Klee bunlarla yetinmedi. Sözcüklerin ustası Goethe’nin illüstrasyonlarıyla da tarihte iz bırakmış olmasına benzer şekilde Klee de resim yapmakla kalmadı ve ardında pek çok metin bıraktı. Klee’nin kaleme aldığı bu metinler Paul Klee NoteBooks Volume 1: The Thinking Eye (Paul Klee Defterleri Cilt 1: Düşünen göz) ve Paul Klee NoteBooks Volume 2: The Nature of Nature (Paul Klee Defterleri Cilt 2: Doğanın Doğası) isimleri altında 2 ayrı ciltten oluşuyor. Defterler, Klee’nin modern sanat hakkındaki makaleleri ile 1920’li yıllarda Bauhaus okullarında verdiği derslerin notlarından oluşuyor. Özellikle 2. ciltte ele alınan eserlerin çizgi, renk ve desen açısından detaylı eskizlerle analiz edilerek ders haline dönüştürüldüğü görülüyor.
Klee’nin defterlerindeki makaleler modern sanatı anlamak açısından büyük önem taşıyor. Hatta sanatın Wikipedia’sı olarak nitelendirilen Monoskop’a göre Klee’nin notları, Leonardo da Vinci’nin rönesans sanatına ışık tutan “A Treatise on Painting” (Resim Sanatı Üzerine Bilimsel İnceleme) başlıklı notlarıyla kıyaslanacak derecede önemli. Klee’nin defterleri, modern bir sanatçı tarafından tasarımın temel prensiplerinin eksiksiz olarak açıklandığı yegane eser olarak nitelendiriliyor.
Bern’de Paul Klee Merkezi aracılığıyla, Klee’nin Bauhaus öğretilerini içeren defterlerinden yaklaşık 3900 sayfayı çevrim içi hale getirilmiş ve sayfalar Monoskop’ta yayınlanmış.