Paris Otomobil Fuarı, iki yılda bir düzenleniyor ve ziyaretçi sayısı bakımından dünyanın en büyük otomobil fuarı olarak kabul ediliyor. Geçtiğimiz hafta bu fuarın açılışında Fiat 500X’in lansmanını takip etmek için Paris’teydim. Fuarda onlarca markanın standında yüzlerce yeni otomobili inceleme fırsatım oldu. Otomotiv, tasarım ve pazarlama konusunda önemli olduğunu düşündüğüm bazı gözlemlerde bulundum. Bu gözlemlerimi de trend yazılarına dönüştürerek paylaşıyorum.
Otomobiller ve Ses Sistemleri
Aileden otomotivci olduğum için 1980’lerde otomobiller nasıl tasarlanırdı ve pazarlanırdı iyi hatırlıyorum. O yıllarda müzik setleri satın alınan araçların birçoğuna sonradan takılan aksesuarlardı. Bayiye gidip aldığınız otomobilin içinde bir “teyp” bile olmayabilirdi. Sonraki yıllarda bu müzik sistemleri konusu diğer yan sanayi markalarıyla yapılanlara benzer işbirliklerini doğurdu. Aldığınız araç nasıl üzerinde üreticinin anlaşmalı olduğu bir lastik markasıyla geliyorsa, müzik seti de markanın anlaştığı ve büyük ihtimalle orta karar bir ürün olarak araça bağlı olarak geliyordu. Seçme hakkı tanınmaması tüketicinin pek hoşuna gitmiyordu ve meraklılar mutlaka satın aldıktan sonra araçlarındaki ses sistemlerini yeniliyordu.
2000’lere geldiğimizde premium dediğimiz markalar araçlarını pahalı ses sistemlerini de opsiyon listesine ekleyerek sunmaya başladılar. Büyük ses sistemi markaları ve otomobil markaları arasındaki anlaşmalar da böylece başlamış oldu. Bugün, özellikle lüks ve premium segmentte otomobilin sahip olduğu en önemli donanımlardan birisi ses sistemleri. Bu nedenle otomotiv üreticileri, yeni modellerini geliştirirken önemli ses sistemi markalarıyla önden çalışarak doğrudan o modele uygun ileri seviye ses sistemlerini de hazırlatıyorlar.
Bentley Mulsanne ve Naim
Bu işbirliklerinin bir önemli sonucu olarak artık otomobillerde aracın markası dışında bir marka görünürlüğü de yaygınlaşmaya başladı. Otomotiv üreticisi pahalı lisans bedelleri ödeyerek aracına koyduğu ses sisteminin markasını ve logosunu da olabildiğince öne çıkartıyor ve ürününü konumlandırırken ses sistemleri markalarının premium algısından da yararlanıyor.
2014 Paris Otomobil Fuarı’nda en çok dikkatimi çeken konulardan birisi, araçların özellikle ön kapılarında yer alan ses çıkışlarında yer alan logolar ve bu logoların konumlandırılması oldu. Otomobil gibi çok pahalı bir ürünün kendi markası ve logosu yanına farklı bir logoyu ekleyerek bundan algı avantajı yaratmaya çalışması otomotivin yeni trendlerinden birisi.
Fuarda dikkatimi çeken premium otomobil marka ve ses sistemi işbirliklerinden birkaçını aşağıda bulabilirsiniz.
Mercedes-Benz S Serisi Coupé ve Burmester
BMW 6 Gran Coupé ve Bang & Olufsen
Volvo XC-90 ve Bowers & Wilkins
Hyundai Genesis ve Lexicon
Aston Martin Rapide S ve Bang & Olufsen
Audi TT ve Bang & Olufsen
Infiniti Q70 ve koltuk omuzluğunda yer alan tweeter’ıyla Bose
Maserati Ghibli ve Bowers & Wilkins
Porsche Cayman S ve Bose
Volkswagen Passat ve Dynaudio
Land Rover Discovery Sport ve kapı kolu arkasına saklı logosuyla Meridian
Manşet görseli: Bigumigu (Mercedes-Benz AMG GT)