Tishk Barzanji, “Quiet Utopia” adlı illüstrasyon serisiyle bizleri mimarinin ve sanatın birleştiği, gizemli ve rengarenk bir dünyaya sürüklüyor. Mekan, renk, yapı bozumu ve insan etkileşimi kavramları hakkında keşif niteliği taşıyan işler, Escher’in sürrealist mimari çizimlerini anımsatan karmaşık kompozisyonlardan oluşuyor.
Canlı renklerin ardındaki huzursuz hisler
İllüstrasyonlar canlı renklerle bezeli huzurlu bir dünyayı anlatıyor gibi dursa da aslında alt metninde çok daha huzursuz kavramlar yatıyor. Duvarlar, hiçliğe giden merdiven basamakları ve imkansız mimariler aslında Barzanji’nin iç dünyasına dair yansımalar. Özellikle de birkaç yıl önce yaşadığı kötü bir döneme ait izler taşıyor. Irak asıllı olan ve İngiltere’de çalışmalarını sürdüren illüstratör, endişe bozukluğu geçirdiği bu dönemde kendini kaybolmuş gibi hissetmiş. Evden çıkamamış ve insanlarla olan bağları da kopmuş. Adeta hayatının gözlerinin önünde kayıp gittiğini hissetmiş. Şu anki çizimleri o döneme dair hislerini taşıyor. İzole olmanın ve kaygının insani tarafını çizimlerle göstermeyi hedeflemiş.
Tishk Barzanji hayatının bu sıkıntılı döneminde mekansal tasarımı ve insanların çevrelerindeki alanla nasıl etkileşime girdiğini de sık sık gözlemlemiş. Tasarımcıya göre yapıların şekilleri, örneğin bir yolun kıvrımı insanın ne yöne yürüyeceğinizi etkileyebilir. Bu açıdan uzay ve renk için sınırların olmadığı, her şeyin özgür irade ile çarpıştığı bir dünya yaratmak istemiş.
Fizik eğitimi aldıktan sonra fikrini değiştirip sanata yönelen Barzanji, çizimlerini tamamen elle kağıt üzerine yapıyor. Sulu boya ya da akrilikle renklerin temelini attıktan sonra dijitalde renkleri zenginleştiriyor.
Tishk Barzanji’nin çalışmalarını Instagram ve Facebook sayfası üzerinden takip edebilirsiniz.
Görsel: Tishk Barzanji