Gianantonio Locatelli’nin İtalya’nın kuzeyinde yer alan çiftliğindeki 2,500 inek günde 30.000 litre civarı süt veriyor. Bu inekler, yalnızca süt üretmekle kalmıyor, 100.000 kilonun üstünde de gübre üretiyor. Locatelli, bu boyutlardaki gübre yığınlarıyla nasıl başa çıkacaklarını düşündü ve yeni bir mimari materyal oluşturmak için inek gübresindeki potansiyeli ortaya çıkardı.
Milano Tasarım Haftası 2016 sırasında, mimar Luca Cipelletti ve Locatelli birlikte yeni projesini sergileyen Locatelli, görüntü olarak terakotaya (pişmiş kil bazlı, kızıl renkli mat seramik) benzer yeni yapı malzemesi merdacotta’yı tanıttı. Merdacotta, gübre ve kil birleşiminden meydana geliyor.
Gübrenin birden bire havalı bir tasarım malzemesi haline gelmesiyle birlikte, merdacotta, İtalya’daki Castelbosco’da ziyarete açılan Museo della Merda’da (Dışkı Müzesi) sergilenmeye başladı. Dünyanın, ana fikri inek gübresi olan ilk kültürel kurumu, böylece ortaya çıkmış oldu.
12 yıllık bir süreçte 1.000 ton gübrenin biyolojik yakıta dönüştürülmesi ve İtalyan hükümetine yakıt olarak satılmasının yanı sıra tuğla ve sıva yapımında kullanılmasının da dahil olduğu süreç sonunda Locatelli’nin çiftliğinde yer alan 14. yüzyıla ait şato, merdacotta’dan yapılan kap kacak ve mobilyaların sergilendiği bir müze haline geldi.
Çalışmalarını Milano’da sürdüren Luca Cipeletti, orta çağa ait görkemli yapının giriş katını 9 tematik odayla birlikte restore etti. Carlo Valsecchi, Daniel Spoerri ve Claudio Costa gibi tasarımcıların inek dışkısından tasarladığı saksılar, tabak çanaklar, sehpa ve klozet ise bu 9 odadaki yerlerini aldı.
Antik çağlarda, özellikle Mısır ve Etrüsk medeniyetlerindeki mimari yapılarda yaygın olarak kullanılan hayvan dışkısı, günümüzde de sürdürülebilir enerji kaynağı olarak kullanılabilmesi açısından büyük önem taşıyor. Ziyaretçiler, müzede geçmişte büyük bir öneme sahip olan hayvan dışkısının; kültür, tarih ve teknolojiyle birleşimini görebiliyor.
Görsel: Henrik Blomqvist