Singularity University’de Faculty AI & Robotics alanında çalışmalarını sürdüren Nell Watson, alet kullanma yeteneğini bir kenara koyarak insan dahil tüm hayvanların zeka, duygu ve his sahibi olduğunu sorgulayarak RISE 2016’daki konuşmasına başladı. Şempanzelerin ve hatta kargaların basit araçlarla amaçlarına ulaşmaları ve analiz yapabilmeleri de zekalarına örnek oluyor. Köpeklerin engelleri aşarken, kedilerin iki nokta arasında zıplarken aldığı her kara yaptığı analitik hesaplamaların ürünü.
Ve dolayısıyla bu canlılar acıyı ve hüznü de yaşıyor. Geçmiş yıllarda bu düşünceler yaygın bir kanı değilken benzer durumların bebekler için de yaşandığını görüyoruz. Huffington Post’ta yayınlanan ve bebeklerin de yetişkinler gibi acı çektiğini aktaran yazıya atıfta bulunarak, başlıktaki şaşkınlık ifadesinin sakil durduğuna işaret etti.
Görsel: Huffington Post
Watson, bu örnekler eşliğinde geleceğin toplumunda birey olarak yer alacak olan robotların da acıyı ve hüznü hissetmeyi öğrenebileceğini öngörüyor. Makinelerin birey olarak tanınması ve hem yaşam içinde hem de birey olarak varolması bizleri de dijital düzlemde onları etik olarak yargılayacağımızı sorgulatıyor. İnsan olmanın doğasında yer alan hegemonya arzusunun robotlara karşı da uygulanacağı kehanetinde bulunan akademisyen, bir robota öğretebileceklerimizi ve onlardan neler öğrenebileceğimizi fark etmenin bu süreci etkileyeceğini ve hatta değiştirebileceğini söyledi.
Görsel: Bigumigu, RISE