Film yapımcısı ve dijital hikaye anlatıcı Tunç Topçuoğlu (@tunctop), üniversite yıllarından bu yana farklı araçları ve mecraları birleştirerek hikayelerini anlatabileceği alanlar yaratıyor. Yerel ve küresel birçok markayla çalışan ve her mecraya özgü hikayeler üreten sanatçı, Bigumigu olarak ziyaret ettiğimiz Web Summit, SXSW, Cannes Lions gibi festivallerde bizimle birlikte etkinlikleri takip etmiş o dönem paylaştığımız videoları hazırlamıştı. Kendisini konuk olarak ağırladığımız Yeni Yaratıcılar buluşmasında Türkiye ve Hollanda’da aldığı akademik eğitim, farklı disiplinlerin yarattığı algılar ve çok disiplinli olmak üzerine konuşma fırsatı yakalamıştık. Tunç Topçuoğlu, ortaya çıkardığı son projede de yaratıcılığını ve hikaye anlatıcılığını yansıtıyor.

“İkimiziz ama yalnızım” gençleri bilinçlendirmek için hazırlanıyor

“İkimiziz ama yalnızım” isimli kısa film madde kullanımının önüne geçilmesi konusunda farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Film; Harran Üniversitesi tarafından yürütülen, Norveç, Portekiz, Polonya ve Türkiye’den ortaklarının olduğu “Drug Abuse Prevention for Youth” isimli Erasmus+ KA205 projesi kapsamında hazırlandı. Gençlerde madde kullanımının önüne geçilmesi konusunda farkındalık oluşturmayı hedefliyor.

Harran Üniversitesi ve Dapy.org isimli derneğin çatısı altında yürütülen proje Erasmus ve AB destekli bi proje. Derneğin kurucusu olan Hakan Gülerce etkili yaratıcı bir üretim gerçekleştirip bir iş ortaya çıkarmak için sanatçı ve yönetmen Tunç Topçuoğlu ile iletişime geçiyor. Daha önceden El Turco Digital çatısı altında da bu tip analog, kağıt, çizim, stopmotion odaklı sosyal projeler üreten Tunç Topçuoğlu projeyi ve arkasındaki fikri desteklediği için işin içine dahil oluyor.

Film şu an için çevrimiçi eğitimlerde kullanılıyor ancak ilerleyen süreçlerde kamu spotu olarak sosyal medya ve televizyonlarda da görmek mümkün olabilir. 3 filmlik seriden oluşan projenin ilk filmi “İkimiziz ama yalnızım” yayınlandı. Filmin ikincisinin çalışmalarına başlandığını söyleyen Tunç, ikinci filmin de yakında yayınlanacağının bilgisini verdi. Bu filmde gerçek bir madde bağımlısının hikayesi işlenecek. Son filmde ise uyuşturucunun zararları tek tek anlatılacak.

“İkimiziz ama yalnızım” filminin ortaya çıkış hikayesini, üretim sürecini ve aşamalarını senaryosunu ve yönetmenliğini üstlenen Tunç Topçuoğlu’ndan dinleme fırsatı yakaladık. Keyifli okumalar!

View this post on Instagram

A post shared by Tunc Topcuoglu (@tunctop)

“İkimiziz ama yalnızım filminin üretimi tamamen analog gerçekleşti.”

Süreç nasıl başladı?

Tunç Topçuoğlu: Süreç, Harran üniversitesinde bir hocanın (Hakan Gülerce) benim takipçim olması ve bu hassas konuyu anlatsa anlatsa sanatçı ve yönetmen tunctop genclere net ve eğlenceli bir şekilde aktarır diyerekten bana ulaşması ile başladı. Derneğin kurucusu olan Hakan Gülerce etkili bi iş ortaya çıkartmak istiyordu ancak madde kullanımının zararları konusunda kreatif olarak ne yapılırsa yapılsın ya özendirmeye giriyordu ya da ilgi çekici olmuyordu. Ekip bu noktada benimle iletişime geçti ve bu yolculuğa başladık.

Filmin tamamlanması ne kadar sürdü? Proje hangi aşamalardan geçti?

Tunç Topçuoğlu: Filmde doğru mesajı vermek, sözleri ve müziği hazırlamak, çizimleri gerçekleştirmek ve renklendirmek için yaklaşık 4 ay boyunca çalışıldı. Çizim ve renklendirme süreci 2 aylık bir çalışmanın sonunda nihayete ererken geri kalan zamanda montaj, müzik ve animasyonlar tamamlandı. Her ne kadar projede çalışanlar birbirimizi fiziksel olarak görmesek de, baya el emeği göz nuru bir iş ortaya çıktı.

Hakan Gülerce ve ekibinde dahil olduğu üretim sürecinde tüm prodüksiyonu tek başıma gerçekleştirdim. Görselleri sadece kalem kağıt ile üretilen projenin şarkı sözleri, karakter tasarımları, bütün çizimleri, çekimi, montajı ve animasyonları bana ait. Renklendirme ve 3boyutlu cut-out kısımlar dahil her şeyi evde analog olarak ürettim.

Renki çizimler ve ses tasarımı ilgiyi artırıyor

Neden Karikafilm?

Tunç Topçuoğlu: Pandemi sürecinde gençliğinden beri hayranı olduğum karikatürist Emrah Ablak ile yaklaşık 3-4 ay boyunca çevrimiçi şekilde buluşma fırsatı yakaladım ve karikatür konusunda uzmanlaştım. Zoom ve Whatsapp üzerinden hikaye anlatımı, karakter yaratmak ve illüstrasyon işinin teknikleri konusunda kendisinden bilgi edinme fırsatı buldum. Emrah Ablak’ın karikafilm süreçlerine de dahil olduğum için bu tip hassas bir konuyu en doğru ve en naif bir şekilde anlatmak için bu tekniğin doğru olduğuna karar kıldım.

Günün sonunda Emrah Ablak karikatürist, ben ise yönetmenim. Emrah Ablak’ın çizgi kalitesine ve tarama tekniklerine ulaşmam imkansız olduğundan ben işi hep storyboard tadında görmeye çalıştım. Mesela kadrajlarım dikdörtgen ve renkli. Bunun sebebi çizimimin detayının dışında da izleyenin ilgisini yakalamak. Bu renkli çizimlerin üzerine animasyonlar ve detaylı ses tasarımları da ekliyorum ki ilgi hiç kaybolmasın.

Düşünsene biri oturmuş bir hikaye düşünmüş, bu hikayeyi çizmiş ve çizdiklerini kameraya çekmiş. Ekranda bu filmi izlerken çizen kişinin karakalem izlerini bile görebiliyorsun. Teknolojinin bu kadar hakim olduğu bir ortamda bu eski usül yaklaşıma göz kırpmadan bakmamak imkansız.

Neden şarkılı bir anlatım?

Tunç Topçuoğlu: Ablak’ın icadı karikafilm durağan bir formata sahip. Bu projede ise ses tasarımı hikayeyi anlatmak açısından oldukça büyük bir öneme sahip. Bu projenin ses tasarımını çok güvendiğim SOSYAL MÜZİK ekibi ile gerçekleştirdik. Eski bir reklamcı Emre Çakar ve eski bir bankacı olan Eren Tokgöz’den oluşan bu ekip isimleri gibi ekibin geri kalanı ile beraber sosyal müzikler yapıyorlar. Ekibin pandemi sürecinde bir hayli enteresan projeler ortaya çıkardığını söylemek de mümkün.

Künye

Görsel: Tunç Topçuoğlu