KRÜW 35 PLAKA sergisiyle İzmir’de gevrek, boyoz ve çiğdemin tadına bakmaya giden Türkiye’nin en yeni ve sıkı sanatçı kolektifi Krüw’ün dışını çitleyip tanelerine ayırıyoruz. Haftanın talihli ismi ise Can Dağlı.
Krüw’ün üyeleriyle yaptığımız röportajların tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Can Dağlı İzmir’de doğdu, Ankara’da büyüdü ve İstanbul’da çalıştı. Ve nihayetinde tekrar İzmir’e döndü. Serbest illüstratör, grafik tasarımcı ve Envanter Heritage & Co.’nun eş-kurucusu ve yaratıcı yönetmeni olarak yaşamına devam ediyor. 8 sene İstanbul’da Alametifarika, Rafineri gibi reklam ajanslarında sanat yönetmeni olarak çalıştı. 2005’ten bu yana pek çok yerli ve yabancı müzik gruplarının sanat ve poster çalışmalarını yapıyor. Bu süre içerisinde; Sony, Nike, Crate&Barrel, Jack Daniels, Tuborg, Petra Coffee gibi pek çok marka ile çalışma fırsatı oldu. Eşi Gaye ile İzmir’de Originn Co-Working’deki atölyelerinde sevdiği dostlarıyla çalışmaya ve üretmeye devam ediyor.
“Hellvader” / Villainz
Kendini ifade etmenin yolunun çizimden geçtiğini nasıl, ne zaman anladın?
Can: Çok küçük yaşlarda çizime başladım. Yaşadığım hayatı ve iç dünyamı dışarı yansıtmanın en iyi yolu buydu benim için. Bu zamanla bir yaşam şekline dönüştü. Dinlediğim müzik, izlediğim filmler, okuduğum kitaplar bana ilham verdi.
İlkokulda kendi Power Rangers çizgi romanımı yaptım. Televizyonda izlediğim çizgi karakterleri çiziyordum. Bir çocuk için LEGO, oyuncak otomobil vesaire ne ise benim için kalem kağıt da öyleydi aslında. Yemek yerken masada duran şişeyi, yerde duran metal parayı, komşumuzun köpeğini de çizerdim. Çizmek, kendi anılarını yaratmak gibi. Lise ve üniversite zamanlarımda sevdiğim müzik gruplarına albüm kapakları yapmaya başladım. Hayatımda bu güne dek çok şey değişti. Çizim yapmanın verdiği keyif ise hiç değişmedi. Hala aynı heyecanla çiziyor ve kendimi bu konuda geliştirmeye çalışıyorum. Bu süreç devam ediyor aslında, her saniye yeni şeyler gözlemliyorum, anlıyorum, analiz ediyorum. Sonrasında zihnimde ortaya çıkan hissi, düşünceyi ya da durumu resmetmeye çalışıyorum. Sanırım yaşadığım sürece çizmek en iyi dostum olmaya devam edecek. 🙂
Nelerden ilham alıyorsun? Tasarım sürecin nasıl başlıyor, nasıl devam ediyor? Üretmeye başladığında aklından neler geçiyor?
Can: Doğal süreçlerden geçmiş, içinde emek barındıran ve kendisi olan / olmaya çabalayan her şey ilgimi çekiyor. Bir ustanın halı dokuması da, spreyle duvara yapılan mural da kendi yoğunluğunda ilgimi çekiyor. İlham her an, her yerde gelebiliyor aslında. Önemli olan ne gördüğün değil, gördüğünün sana ne hissettirdiği benim için.
Sanırım en uzun süreyi gözlem ve araştırma kısmında harcıyorum. Sindirdiğimi hissettiğim an ise uygulama kısmına geçiyorum. Hızlı bir hazırlıktan sonra ise akışına bırakıyorum. 🙂 Yani o işe başlıyorum ve gerisi bir anda geliyor. Sihirli bir nokta koymak gibi. Aslında özetle kafamdaki parçaları yerine oturtmaya çalışıyorum. Anlaşılır olması ve diyaloğa geçebilmesi benim için çok önemli. En azından bir mesaj verebilsin, bir his uyandırabilsin istiyorum. İşin yapım aşamasında son adım onu bitirmek oluyor. Ama bence en zor olanı da bitti diyebilmek. Belki de bitti dediğimiz an, bizim bittiğimiz andır. İşte bunlar hep tasarımcı kaygıları. 🙂 Tüm üretim süreci ile beraber bir iş ortaya çıktığında ona iç rahatlığıyla bakmak lazım. İşte bunu başarmak bir tasarımcı-illüstratör için yeni yapacağı projelere yön veren en büyük ilham bence.
Krüw ile nasıl tanıştın? Onlarca yaratıcı isimle birlikte üretmenin sana ne gibi katkıları oldu?
Can: Krüw ile tanışmam, Uçman ve Derin ile beraber oldu. Kafamızda hep “Daha önce yapılmamış ama sağlam bir duruşa sahip bir hareket-birlik başlatma” düşüncesi vardı. Aynı istek ve inanç bizi Krüw’da buluşturdu. En başta bu topluluk içinde herhangi bir sanatçı egosunun olmaması, birbirini samimi bir şekilde değerlendirme ve dostluk kurma bakımından bir ekip olmanın önemini ve ruhunu hissediyorsun. Bu bakımdan Krüw’un doğru bir kolektif ve sağlam bağları olan bir aile olduğunu düşünüyorum.
Bir süre önce İzmir’e taşındık. Burada Can Gürgül ve Kaan Bağcı ile Krüw’ün Ege cephesini tutuyoruz. 🙂 Farklı şehirler, farklı karakterler, farklı yaşamlar Krüw’ü besliyor diye düşünüyorum.
Gönlünde yeri bi’ ayrı olan tarafsız bakamadığın işin hangisi?
Can: Düşünce ve fikirde olgunlaştıktan sonra her işimi eleştiriye maruz bırakabiliyorum. Çünkü akıl, sürekli güncelliyor kendini. Ama tarafsız olduğum işlerim 5 – 12 yaşlarım arasında yaptığım her şey olabilir. Onlar olmasaydı olmazdı.
“Creators of Creatures” / Canavarz
Krüw’ün bir parçası olarak yer aldığın Canavarz sergisindeki Creators of Creatures işinde pek çok obje ve bunların sakladığı anlamlar var. Bu objeler film, kitap gibi kurgusal yapımlardan mı ilham alıyor? Senin canavarın nelerden beslendi?
Canavarz sergisi çoğumuz için kişisel bir proje oldu. Sonucunda korkularımızdan besleniyoruz. Bu kimisi için bir cin olur, kimisi için ise bir anne terliği. Bir şekilde beyinde travma yaratan olaylar yaşıyoruz. Canavarz’da en büyük korkumu düşündüm. Çünkü insanın içinden kurgusal korkular pek çıkmıyor. Zaten önceki işlerimizde popüler karakterleri kullanmıştık. O nedenle benim için bu iş daha içsel oldu. Üzerimizdeki baskılardan, yönetilmekten (Kral Tacı, Göz), rahatsız eden keskinliklerden, kontrolsüz güçten, (Köpekbalığı Dişi, Elmas), günümüzün büyük korkusu zamansızlıktan (Saat, Güve), kader ve şans çıkmazından (Tüy, Anahtarlık) ve kaçmaya çalışırken yakalanmaktan bahsettim. Aklımdaki “Peki neden?” sorusuna “Kendi canavarlarımızı kendimiz yaratırız” cevabını verdim.
İllüstratör kimliğinin yanı sıra girişimci bir ruhun da var. El yapımı deri aksesuarlar tasarlayan Envanter Heritage & Co.‘nun kurucususun. O cephede keyifler nasıl?
Can: Aslında hobilerimizi ciddiye aldığımızda bizi çok şaşırtıcı yollardan götürüyorlar. Çünkü gönül işi haline geliyor. Merak, heyecan ve ilerleme isteği çok yüksek seviyede oluyor. EH&Co; kendi emeğimizi, tasarımlarımızı ve hayat şeklimizi yansıtabileceğimiz bir çocuk aslında. Biz de onunla öğreniyoruz. Deri aksesuar fikri bizim kişisel ihtiyaçlarımızdan yola çıktı. Gerekli alet edevatları toplayıp çalışmaya başladık. Yaptığımız ürünleri Gaye ile devamlı kalite kontrol testinden geçiriyoruz. Mesela ilk yaptığım cüzdan hala cebimde. Hem grafik tasarımcı ve iletişimci olarak markanın yaratıcı sürecinde bulunuyoruz hem de elimizde makas, iğne ve iplikle üretim aşamasında yer alıyoruz. Bizce en önemli şey ise bir vizyon, bir yaşam tarzı yaratmak. Çünkü her şey kopyalanabilir ama yaşantılar, gözlemler, ilham aldığımız şeyler özgünlüğünü korur. Sonucunda bu dünyada olmayan bir iş yapmıyoruz ama markamızı kendimiz olarak görüyoruz. Bu da biz öğrendikçe ve kendimizi geliştirdikçe; EH&Co.’da öğrenmeye, gelişmeye devam edecek anlamına geliyor.
Originn’deki atölyemizde her gün aynı heyecan ve istekle çalışmaya devam ediyoruz. Sabah dükkanı açarken ‘’İyi ki!’’ diyoruz. Bu çok güzel bir his. Sevdiğin işi yapmak; tüketimin egemen olduğu bir dünyada üreterek var olmak.
Yolunuz düşerse kahveye ve sohbete atölyemize bekleriz. 🙂
Takip ettiğin sanatçılar kimler? İşlerini beğendiğin takip etmemizi önerebileceğin sanatçılar var mı?
Çok fazla sanatçı, tasarımcı, ve zanaatkardan ilham alıyorum. Eşim Gaye en yakından takip ettiğim sanatçı. 🙂 Hayal gücü beni her defasında hayrete düşürüyor. Raymon Pettibone’u çok severim. Aykırı çizimi ve posterlerdeki düzen anlayışı çok etkileyici. Mike Giant’a bayılırım. Sokak sanatçısı olması, dövmeye merakı, illüstrasyonla olan samimiyeti ortak noktalarımız. Bir de Jon Contino severek takip ettiğim ve antikalara olan merakı, serbest tipografi çalışmaları, desen bilgisi ve aile yaşantısıyla yaşam şeklini çok yakın gördüğüm bir tasarımcı. Bir süredir de Christian Watson’u takip ediyorum. Bir de son zamanlardaki favorilerim; Gemma O’Brien, Andrew Fairclough, Strangers&Strangers.
Can Dağlı’yı EH&Co, Behance, Instagram üzerinden takip edebilirsiniz.
“Who You Gonna Gore” / 90’z
90’z poster illüstrasyonu
Canavarz poster illüstrasyonu
KRÜW 35 PLAKA poster illüstrasyonu
Envanter Heritage & Co. / İllüstrasyonlar
Envanter Heritage & Co. / İllüstrasyonlar
Envanter Heritage & Co. / İllüstrasyonlar
Görsel: Can Dağlı