Tasarımcı, art direktör, öğretmen ve oyuncu… Jessica Walsh sunumuna “Stuart Brown’ın Play kitabını okudum. Oyunun ne olduğunu çok iyi anlatmış. İşe oyun kattığımda ilginç hale geldi ve buna hayatımı kattım.” diyerek başladı.
Bugüne kadar birçok farklı projeye imza atmış olan Walsh‘e göre: “Oyun insanın düşünce şeklidir. Nasıl düşündüğümüzü de etkiler. Picasso: “Her çocuk bir sanatçıdır, sorun büyüdüğümüzde nasıl sanatçı kalabileceğimizdir.” demiş. “Oyun sizi olgunlaştığınızda da halen yaratıcı tutan en iyi yoldur. Yaratıcı oyunlar tüm becerilerinizi ortaya çıkarır. Bazen işler arasında yaratıcı akış sürecinde kendimi bu oyunlara kaptırıyorum. Bilim adamlarına göre bu süreçte kendimize zaman ayırmamız gerekiyor.”
“Persistence is key!”
“En başarılı insanların en önemli özelliği sebat etmektir. Ne kadar yaratıcı olursanız olun telefonunuz sürekli çalıyor, Twitter’ınızdan sürekli bildirim geliyorsa yaratıcılığınız azalır. Bunun için kendinize zaman ayırmalısınız.”
Segmeister & Wals adlı ajansında yaptığı ilginç işlerle reklam dünyasında adından söz ettiren Walsh’e göre: “Müşteri bize fikirlerimiz için başvuruyor. Genellikle yaratıcılık herhangi bir kaynağımız olmadığında ortaya çıkıyor. Ajansımızda Frooti markası için yeni bir imaj çalışması yapmıştık. Mango meyvelerini sıra dışı bir şekilde kullanarak ve insanları minyatürize ederek yaptığımız çalışma tüm Hindistan’da yayınlandı.”
Frooti için yapılan diğer işleri Instagram sayfasından takip edebilirsiniz.
Walsh: “Bir diğer müşterimiz Aishti‘nin ambalajlarını yeniden tasarlarken, üzerinden müşterilerin isimlerini yazabileceği çok kaliteli ambalaj kağıtları kullandık. Ve dönem dönem temalarımızı değiştirdik.”
The Happy Show projesi ile inerken ve çıkarken farklı tasarımlarla okunan merdivenler:
Aizone markası için hazırladıkları kampanyadan örnekler:
Peki bu çılgın projeler nasıl akıllarına geliyor? Jessica Walsh: “Biz müşterilerimize sadece tek bir kampanya sunuyor ve eğer beğenmezlerse tekrar hazırlanacağımız teminatını veriyoruz. Gerçekten çok daha verimli çalışıyoruz. En iyi seçeneğin ne olduğunu belirlemek çok zor. En iyi fikri ve en iyi uygulanacağı mecrayı araştırıyor, uyguluyoruz.”
Walsh’ün insanların evlerinin önüne attıkları çöpleri konuşturarak yaptığı proje:
Walsh’ün kesinlikle en çılgın projesi ise bir arkadaşı ile ilişkilerdeki sorunları incelemek amacıyla sevgili olup 40 gün ilişki yaşayıp, her günü her iki yönden analiz etmek amacıyla bloglarında yayınlamaları ile başlıyor. Kurallar:
- 2 farklı günlük tutulacak
- Üzerinde hiç oynama yapılmayacak
- Yazılanları ancak 1 gün sonra bir diğer taraf okuyabilecek
Sonuç: İlişkilerde erkeklerin ve kadınların ne kadar farklı düşündükleri ortaya çıkıyor.
Bu proje o kadar ilgi görüyor ki Warner Bros bunu önümüzdeki yıl filme dönüştürmek için telif haklarını satın alıyor. CNN, BBC gibi kanallar haberlerini yapıyor, Amazon’da kitapları yayınlanıyor.
(Proje ile ilgili Twitter’dan alınan geri dönüşler.)
Walsh’e göre; belli kalıplarda düşünmemiz gerekmiyor. Onların dışına çıkabiliriz. Yapmak istediğiniz iş için mükemmel müşterilere veya devasa bütçelere ihtiyacınız yok. Egonuzu değil ruhunuzu besleyen işler yapın.