Vine’ın kurucusu Dom Hoffmann tarafından geliştirilen Peach isimli mobil uygulama, bu ay başında CES 2016‘da yayınlandı. Hem Vine‘ın kardeşi olmasıyla hem de Magic Words (Sihirli Kelimeler) isimli çeşitli multimedya kodları sebebiyle bir anda popülerlik kazandı. CES ve SXSW gibi teknoloji, inovasyon ve yaratıcılık etkinlikleri mobil uygulamaların hızlı çıkış yapması için uygun zemini yaratıyor. Yaratıcı dünya insanlarının tüm gündemi bu etkinliklerle ilgiliyken mobil uygulamaların yapacağı bir sükseyle sıradan günde yapılacak bir duyurudan çok daha büyük etkileşim sağlanıyor. Peach’in bu açıdan rol modeli olarak Meerkat olduğunu söylemek çok da yanlış olmaz. SXSW 2015’te Twitter akışı üzerinde canlı yayın yapabilmesiyle bir anda yayılan ve Twitter’ı Periscope‘u geliştirmeye iten birkaç aylık bir yolculuktu Meerkat’ten akılda kalanlar.
Şimdilik sadece iOS cihazların desteklediği Peach‘i birkaç anahtar kelimeyle tanımlamak gerekirse; Twitter’ın mikro blogu ve Slack‘in grup mesajlaşmasının birleşerek Path benzeri bir forma dönüşümü. Uygulamayı açtığımız zaman kullanıcı adı ve şifre bilgileriyle hesap yaratıyoruz ve bomboş bir dünyaya merhaba diyoruz. Peach, Snapchat benzeri kaydırma aksiyonuyla geçiş yapabildiğimiz 3 temel menüye sahip; arkadaş listesi, profil sayfası ve bildirim menüsü.
Wired’ın Peach’i 1,5 dakikada özetlediği tanıtım videos. Uygulamanın bugünü ve geleceğine dokunmadan sadece özelliklerini anlatıyor.
Profilimiz üzerine metin başta olmak üzere pek çok farklı dosya formatıyla yayın yapabiliyoruz. Bu da Peach’in diğer sosyal ağlardan farklılaştığı bir etken. iOS için geliştirilen klavye uygulaması Slash Keyboard‘a benzer Sihirli kelimeler yardımıyla GIF, hava durumu, konum paylaşıp kare görsel üzerine büyük harflerle bağırıp çizim yapabiliyorsunuz. Ve zamanında GetGlue olarak bilinen günümüzün Telfie’si gibi izlediğimiz diziyi, filmi; Last.fm gibi dinlediğimiz müziği paylaşabiliyoruz. Sunduğu geniş içerik formatı seçeneğiyle kişisel almanak hazırlamak için geliştirilmiş bir uygulama izlenimi veriyor.
Arkadaşlarımızın olduğu ekrana geçtiğimizde ise telefon numarası ve kullanıcı adıyla arama yaparak ekleme talebi gönderebildiğimiz gerçeğiyle karşılaşıyoruz. Yani kimlerin Peach kullandığını öğrenmek için gayri ihtiyari diğer sosyal ağlar üzerinden iletişim kurmamız gerekiyor. En nihayetinde ağ üzerinde arkadaş sahibi olduğumuzdaysa Facebook’un “Dürt” özelliği farklı formlarla karşılıyor bizi. Emojiler eşliğinde el sallamak, kek atmak, kedi gibi tısslamak veya tek taş ile evlenme teklifi etmek mümkün. Buna ek olarak arkadaşlarınızın paylaştığı içerikleri beğenebiliyor, yorum yapabiliyor, telefonunuza kaydedebiliyor veya SMS üzerinden paylaşabiliyorsunuz.
Peach, etkileşimi ve kullanıcı uygulama içinde tutmaya yönelik geliştirdiği bu özellikleriyle Instagram gibi içerik üreten bir ağ olarak konumlandırılabilir. Uygulamanın ekosistemi içinde yapılan tüm işlemler siz ve arkadaşlarınız arasında gerçekleşiyor. Yani tüm dünyaya seslenemiyor ve diğer hesapları keşfedemiyorsunuz.
Kaydırma içerisinde son geçebildiğiniz ekran ise bildirim menüsü. Burada ise size kim el sallamış, kim yorum yapmış ve kim neyi beğenmiş görüp yanıtlayabiliyorsunuz. Fakat kullanıcı deneyimi ve arayüz tasarımı olarak baktığımız zaman keskin bir kırılma yaşanıyor. Çünkü profil sayfanızda ilk gönderiniz sayfanın üstünde yer alırken, bildirim menüsünde son bildirim sayfa üstünde yer alıyor.
Şu an sahip olduklarıyla birlikte Peach’e baktığımız zaman hayatımıza Meerkat’in aksine büyük bir yenilik sunamayan, sadece çeşitli ağların çekici özelliklerinin bir araya gelmesiyle kurgulandığı hissediliyor. Şayet Vine, Periscope ve Snapchat gibi kendine özel bir dal yaratıp ona tutunursa her gün hayatımıza girip çıkan uygulamalar nehrinde akıntıya kapılmayabilir.
?Peach isn’t on the ?web.
Your profile has no❌?URL.
?% proprietary walled garden?.
?Private but not ?privacy-positive.
Free as in ? not ?.
— David Carroll (@profcarroll) January 9, 2016
Product Hunt’ın üye olma aşamasını kaydettiği demo videosu;
Görsel; Peach