2025’e doğru geri sayarken yılın haberlerini inceledik ve 2024’te ele aldığımız konular arasında öne çıkanları, içerdikleri temalara göre derledik. Tüm derlemelerimize buradan erişebilirsiniz. Bu derlemede, en yenilikçi enerji projelerini ve iklimlendirme çözümlerini bir araya getirdik.
Bu yıl, bilindik enerji kaynaklarının ve sistemlerinin farklı şekillerde kullanıldığı örnekler sıkça karşımıza çıktı. Güneş panellerini çatı yerine tren raylarına döşeyen projeler ve portatif hidrojen kartuşları bunlar arasındaydı. Yine sokak lambalarını şarj istasyonuna dönüştüren proje de hayatın içine entegre olmaya hazır etkili işlerden biriydi. Çeşitli mekanlarda ve nesnelerde “elektriksiz” ısı kontrolü sağlayan malzemeler ve tasarımlar da karşımıza çıktı.
Şimdi hep birlikte bu örneklere yakından bakalım.
Toyota’nın Portatif Hidrojen Kartuşu Uzak Konumlarda Kolay Enerji Sağlıyor
Toyota, Japan Mobility Show Bizweek 2024 fuarında tanıttığı portatif hidrojen kartuşu ile düşük karbon emisyonlu ve kolay taşınabilir bir enerji çözümü sunmayı ve yeni işbirliklerini hedefliyor.
Toyota’nın ilk olarak 2022’de prototip olarak tanıttığı portatif hidrojen kartuşu, Japonya’nın Chiba prefektörlüğünde gerçekleşen Japan Mobility Show Bizweek 2024 fuarında güncel versiyonuyla sergiledi. İlk versiyonundan daha küçük ve hafif olan kartuşlar bu sayede elde veya sırt çantasında rahatça taşınabilir bir forma kavuşmuş. Toyota’nın karbon nötr vizyonu ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları kapsamındaki hedeflerinin çıktılarından biri olan portatif hidrojen kartuşunun bu versiyonunda yakıt hücreli elektrikli araçların Ar-Ge sürecinde geliştirdiği teknoloji sayesinde kartuşların boyutunu ve ağırlığını küçültmeyi başarmış.
İsviçre’de Raylara Güneş Paneli Döşemek için Pilot Çalışma
Sun-ways isimli girişim, İsviçre Federal Ulaştırma Dairesi ile iş birliği yaparak 5.000 kilometrelik demir yoluna çıkarılabilir güneş panelleri yerleştirmeyi hedefliyor.
Güneş panelleri için çoğunlukla çatıların tercih edilmesine alışkınız. Yoğun demir yolu ağlarında bile, rayların uzun süre gün ışığı aldığı fikrinden yola çıkan İsviçreli startup Sun-Way ise, rayların arasına güneş panelleri yerleştirerek bu alanı değerlendirme imkanı sunuyor. Sun-ways, İsviçre’deki 5.000 kilometrelik demir yolu raylarının arasına çıkarılabilir güneş panelleri (PV paneller) yerleştirerek tahmini 1 TWh’lik yıllık enerji potansiyelinden yararlanmayı amaçlıyor. Şirket, bunun potansiyel olarak ülkedeki toplu taşıma sektörünün neredeyse üçte birinin elektrik ihtiyacını karşılayabileceğini ve yıllık 200.000 tondan fazla CO2 tasarrufu sağlayabileceğini belirtiyor.
İnsan Bedenini Pil Olarak Kullanan Sistem
ABD’li araştırmacılar, vücut içi radyo frekans enerjisini kullanarak insan vücudunu güç kaynağına dönüştüren “Power-over-Skin” isimli giyilebilir bir verici geliştirdi.
Carnegie Mellon Üniversitesi ve Future Interfaces Group araştırmacıları, insanların vücutlarını ‘pillere’ dönüştürmek ve giyilebilir elektroniklere güç sağlamak için verici kullanan bir proje olan Power-over-Skin‘i tanıttı. İnsanlar bu güçlü vericiyi taktıklarında vücutlarına 40 MHz frekans gönderiyor. Bu yüksek frekanslarda vücutlar enerji iletkenleri haline geliyor ve radyofrekans enerjisinin vücutların içinden kolayca geçmesine olanak tanıyor. Enerji ‘depolandığı’ için daha sonra cihazlara aktarılabiliyor, ancak bu elektroniklerin vücuttan gelen elektriği emecek ‘alıcı’ panosuna sahip olması gerekiyor. Bu şekilde insan bedeni, giyilebilir cihazların pilleri bittiğinde veya artık çalışmadığında onlara güç sağlayarak, giyilebilir cihazların “pilleri” gibi işlev görüyor. Kullanıcıların vücutlarında depolanan enerjiyi elektronik aksama aktarmak için cihazı alıcı kartla tutmaları yeterli. Andy Kong, Daehwa Kim ve Chris Harrison’dan oluşan araştırma ekibi, son dönemde bulguların potansiyellerini ve süreçlerini detaylandırıyor. Ayrıca vücut içi güç aktarımına odaklanan bu sistemi; aralarında hesap makinesi, küpe, joystick olarak kullanılan bir giriş halkası ve bazı tıbbi yamaların da bulunduğu bir dizi küçük cihaza da uygulamışlar.
Sokak Lambalarına Elektrikli Araç Şarj İstasyonu İşlevi Katan Proje
Voltpost, mevcut sokak lambalarını elektrikli araç için şarj istasyonlarına dönüştürecek.
Şirketin aynı isimli şarj istasyonu tasarımı, prizlerin sokak lambalarının çevresine veya içine yerleştirilmesini ve bunların çelik benzeri bir kasa ile çevrelenmesini öngörüyor. Şirket, elektrikli araç şarj cihazlarının mevcut sokak lambalarına bir saatten kısa sürede takılabileceğini belirtmiş. Projeye göre sokak lambaları aydınlatma işlevini yerine getirmeye devam edecek, bu işleve şarj işlevi de eklenmiş olacak. Tasarım ekibi, sürücülerin elektrikli araç şarj cihazının nerede olduğunu görmelerine ve geceleri izole yollarda kendilerini güvende tutmalarına yardımcı olmak amacıyla istasyonlardaki fişler için neon yeşili bir kablo tasarlamış. Ayrıca sürücülerin en yakın şarj istasyonunun ve sokak lambalarının nerede olduğunu kolayca takip edebilmeleri için özel bir uygulama da mevcut. Uygulamada, sürücülere kendilerine en yakın Voltpost’un dolu olup olmadığı da bildiriliyor ve kullanıcı diğer müsait olan istasyonlara yönlendiriliyor.
Dış Mekandaki Isıyı Kullanarak Yazın Serinleten, Kışın Isıtan Sokak Mobilyası
MIT doğumlu bir girişim olan “Harness the Heat”, termal olarak aktif olan ve kentteki sıcaklığı kullanan bir bank yarattı.
2021’de faaliyete geçen start-up Harness the Heat, yazın serinleterek ve kışın ısıtarak dış mekan konforunu artıran termal olarak aktif bir mobilya sunuyor. Prototipi de yaratılan mobilya,, MIT Müzesi’nin “After Dark Series: Heat” sergisi için geliştirilmiş. Proje için topraktan betona kadar çeşitli malzemelerle denemeler yapılmış. Sonuçta kapalı su döngüsü, beton çakıllar ve sıkıştırılmış ahşap bir üst yapı tercih edilmiş. Boston’da 30°C’nin üzerinde sıcak günler yaşandığından, daha sergi sırasında ziyaretçiler soğuk çakıl taşlarının serinletici etkisinden yararlanmış. Bank, kış aylarında şehir sakinlerini ısıtmak için boşa harcanan ısıyı kullanacak. Harness the Heat’in genel misyonu, “daha konforlu ve yaşanabilir dış mekan kamusal alanları için şehirlerdeki ısıyı tanımlamak, toplamak ve pasif olarak kullanmak” şeklinde özetleniyor.
Giysiler, Otomobiller ve Binalar İçin Soğutma Kumaşı
Giysilerde, gıda teslimatında, otomobillerde ve binalarda kullanılmak üzere geliştirilen radyatif soğutma kumaşı; kullanıldığı alanı ısıdan ve termal radyasyondan koruyor.
Chicago Üniversitesi Pritzker Moleküler Mühendislik Okulu’ndan (PME) araştırmacılar, kentlerdeki binalardan, kıyafetlerden, otomobillrden ve hatta yiyecek depolarından kaynaklanan ısıyı ve termal radyasyonu engelleyebilecek yeni bir giyilebilir soğutma kumaşı geliştirdi. Kumaş, hem güneşten gelen ısıyı hem de aşırı sıcaklıkların ve sıcak hava dalgalarının sıkça yaşandığı kentsel yaşam alanlarındaki binalardan ve kaldırımlardan gelen termal radyasyonu azaltıyor. Chicago Üniversitesi araştırmacıları tarafından ABD’de Arizona güneşi altında gerçekleştirilen bir testte, soğutma kumaşının sıcaklığı açık hava sporlarında kullanılan diğer standart kumaşlardan 2,3 santigrat dereceye kadar daha soğuk tutabildiği görülmüş.
Arı Kovanından İlham Alan Elektriksiz Hava Soğutucu
Ant Studio’nun Beehive’ı, geleneksel soğutma tekniklerini modern tasarımla birleştirerek enerji yoğun soğutma ve hava temizleme sistemlerine çevre dostu bir alternatif sunuyor.
Yeni Delhi merkezli bir mimar ve Ant Studio’nun kurucusu olan Monish Kumar Siripurapu tarafından yaratılan Beehive sistemi; firmanın sanat, mimari, teknoloji ve doğayı bütünleştirme konusundaki tutkusunu ve uzmanlığını ortaya koyuyor. Ülkede ve özellikle de Yeni Delhi’de sıcaklıklar bu yaz 50 °C dereceye dayanmışken Beehive malzeme ve fizik avantajlarını kullanarak düşük maliyetli, geleneksel destekli bir soğutma sistemi sunuyor. Tasarım, hiçbir şekilde elektrik veya kimyasal bir madde kullanımı içermiyor
Nike ve Hyperice’tan Serinleten Yelek ve Masajla İyileştiren Bot
Nike ve Hyperice, sporcuların vücut ısılarını ayarlamalarını ve performanslarını artırmalarını sağlayacak yenilikler için güçlerini birleştirdi.
Nike x Hyperice yeleği, sporcuların geçmişte kontrol edemedikleri bir performans değişkenini hedeflemelerine olanak tanıyor ki o da “çevre”. Hyperice X kontrast cihazları serisinde kullanılan benzer teknolojiden yararlanan yelek, buz veya sıvıya ihtiyaç duymadan anında ısıtma ve soğutma sağlayan termoelektrik soğutucular kullanıyor. Böylece sporcuların ısınma ve soğuma sırasında vücut sıcaklıklarını gerektiği ayarlamalarına yardımcı oluyor. Nike x Hyperice iş birliğinin sonucu olarak doğan bot; sporcuların ayakları ve ayak bilekleri için isteğe bağlı olarak ısı ve dinamik hava sıkıştırma masajı sunan, giyilebilir ve yüksek bilekli bir tasarım. Nike x Hyperice yeleği ise buza veya sıvıya ihtiyaç duymadan anında ısıtma ve soğutma sağlayarak sporcuların vücut sıcaklıklarını ihtiyaçlarına göre ayarlamalarına yardımcı oluyor.
Bonus:
İsveç Halkına Yaz Güneşini Yansıtan IKEA Panosu
IKEA, İsveç’in serin yaz günlerinde kafelerdeki gölgeli noktalara güneş ışığı yansıtan hareketli bir reklam panosu hazırladı.
İsveçli mobilya devi IKEA, kafelerdeki gölgeli noktalara güneş ışığı yansıtan hareketli reklam panosu “Sun Billboard” ile dikkat çekici bir dış mekan gösterisi yaptı. Sun Billboard’un yaratıcı ajansı, Åkestam Holst NoA. Havells ve Ocean Outdoor ile iş birliği yapılan kampanyada, IKEA’nın NISSEDAL isimli aynası kullanıldı. Böylece şirketin her türlü ev çözümü yaratma becerisi de kampanyaya yansıtılmış oldu. Reklam panosundaki ayna, güneşin konumuna göre açısını gerçek zamanlı olarak ayarlayan bir GPS motoru tarafından kontrol ediliyor. Güneş gökyüzünde hareket ederken, NISSEDAL doğal güneş ışığını normalde gölgede kalan dış mekan oturma alanlarına yansıtıyor. Kafelerdeki müşteriler, ustaca tasarlanmış reklam panosu sayesinde güneşin sıcak ışığında yıkanırken latte’lerinin veya hamur işlerinin tadını çıkarabiliyor.
Görsel: Sun-Ways