Dünya, enerji kriziyle ve enflasyonla sınav veriyor. Dolayısıyla faturaları düşüren sürdürülebilir ısıtma ve soğutma çözümlerine yoğun bir ilgi söz konusu. 2022’de yer verdiğimiz tüm sıra dışı ısıtma ve soğutma çözümlerini şurada görebilirsiniz. Bu defa ise Water-Filled Glass’ın içinde su olan camları var sırada.
Water-Filled Glass (WFG), 2020 yılında İngiltere’de, Loughborough Üniversitesi mimarlık bölümü öğretim görevlisi Matyas Gutai ve meslektaşları Daniel Schinagl ile Abolfazl Ganji Kheybari tarafından kurulmuş bir girişim. Ekip çok camlı binaları önemli ölçüde daha sürdürülebilir hale getirmek için geliştirdikleri patentli teknolojiyle adını duyurdu.
Pencerelerdeki camların içinde, aralarında güneş ışığını ve tüm diğer ısı kaynaklarını emen ince bir su tabakası yer alıyor. Su ısıya maruz kaldığında, bu ısı zemin altındaki kapalı borulardan düşük basınçla binanın daha soğuk bölgelerine veya bir termal depoya pompalanıyor.
İklime ve binanın pencere-duvar oranına bağlı olarak enerji faturalarını % 25 oranında azaltabilir
Arasında su olan camlar, termal enerjiyi bu şekilde emerek ve aynı zamanda da pencerelerden binaya giren güneş ısısı da sınırlayarak sıcak havalarda klima ihtiyacını azaltıyor.
Gutai, Dezeen’e yaptığı açıklamada şöyle söylemiş: “Pencereye su koymanın kulağa çılgınca bir fikir gibi geldiğini biliyoruz. Ancak bunun önemli bir etki yaptığına inanıyoruz. Çünkü binaların enerjisini ve karbon emisyonlarını azaltmayı düşündüğünüzde, camı düşünmek için hala büyük bir potansiyel ve fırsat sunuyor.. Cam, ısıtma ve soğutma enerjisi tüketiminin büyük bir kısmından sorumludur ve her binada bulunan bir malzemedir. Yani çılgın fikirlerimiz var ama deli değiliz”.
Bir izleme cihazı, suyun temizliğinden sorumlu
WFG, iklime ve bir binanın pencere-duvar oranına bağlı olarak, teknolojisinin standart pencerelere kıyasla enerji faturalarını yaklaşık yüzde 25 oranında azaltabileceğini tahmin ediyor.
Şirket bu teknolojiyi iki farklı binada çoktan uygulamış. Bu prototip binalardan ilki Macaristan’da küçük bir kabin olan Water House 1.0. İkincisi ise Tayvan’daki Feng Chia Üniversitesi’nde bir pavyon olan Water House 2.0. Haberde gördüğünü fotoğraflar da bu prototiplerden.
Şirket, bu sistemin üretiminin ve uygulanmasının kolay olduğunu, ayrıca binaların estetiğine içeriden veya dışarıdan herhangi bir olumsuz etki yapmadığını belirtiyor. Suyu otomatik olarak temizlemek için yılda bir kez bakım kontrolleri yapılması gereken bir izleme cihazı kullanılıyor. Soğuk iklime sahip bölgelerde, suyun donmasını önlemek için dış taraftaki boşluğun argon yalıtımıyla doldurulduğu üç camlı pencerelerin kullanılması gerekiyor. Suyu yaklaşık 40 santigrat dereceye kadar ısıtabilen teknoloji, geleneksel bir ısı pompasına veya kazana bağlanabiliyor. WFG aynı zamanda ürününün, mevcut pencereleri yıkmadan camın arkasına takılabileceği bir retrofit versiyonu da geliştirmiş.
Bu teknolojinin sürdürülebilirlik açısından ne derece mantıklı olup olmadığını hep birlikte tartışalım. Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı unutmayın.
Bu sistem bana, güneş ışığını kablosuz ağa dönüştüren akıllı camları anımsattı. İlginizi çekiyorsa buradan göz atabilirsiniz.
Görsel: Water-Filled Glass