Son yılların topluluk yaratma ve onu yönetme konusunda en iyi içgörüleri verebilecek projesi Humans of New York. Bana kalırsa içinde storytelling/hikaye anlatımı olan tüm projeler çalışıyor,
Humans of New York da öyle.
2 bavulla New York’a taşınan ve hiç deneyimi milyonların takip ettiği fotoğraf projesi yaratan Humans of New York kurucusu Brandon Stanton, aynı zamanda aynı isimli kitabın da yazarı ve bu kitap Amerika’da en çok satan kitaplar arasında. (Ben de imzalı bir adet edinme şansı yakaladım.)
Tumblr kurucusunun da favori
blogu Humans Of New York’muş bu arada.
Humans of New York projesini anlatan bir video aşağıda. Brandon Stanton özetle New York sokaklarında insanları durduruyor, onların fotoğraflarını çekiyor ve hikayelerini dinliyor. 2.5 yıldır da bu işi yapıyor.
Brandon Stanton’ın bir günü sabah evden çıkıp akşama kadar NY sokaklarında yürümekle geçiyor. Asla insanların arkasından yaklaşmıyor, birini gözüne kestirirse önünden dolanıyor ve konuşma başlatmaya çalışıyor. Mutlaka kendini ve yaptığı işi tanıyor, detaylarıyla anlatıyor. Fotoğrafını çekebilmek için izin alıyor. İnsanlara ne söylediğini öyle bir iştahla anlatıyor ki Stanton bu işi bu noktaya getirenin bu olduğunu anlıyorsunuz. İnsanlara nasıl yaklaştığı neredeyse onun işinin tüm sırrı. İlk önce genel sorular soruyor, sonra etkileşim arttıkça konu konuyu açıyor. Kışın en çok da sigara içenlerin yanına yaşanıyor, zaten kışın soğukta sigara içmek için dışarı çıkandan başka kimse durup da onunla bu kadar uzun süre sohbet etmiyor 🙂
https://vimeo.com/85667490
Bu kadar basit bir projeyi Facebook’ta 3.6 milyon takipçiyle buluşturan ne?
Humans Of New York, Instagram ve Tumblr’da da aktif ama asıl patlamasını Facebook’ta yaşamış. Her gün 30 bin artış gösteren takipçi sayısı, aslında en iyi stratejilerle yönetilen bir
sosyal medya hesabının göstergesi.
Stanton’a göre o Facebook’a çok şey borçlu. Çünkü şu anki bu yaşadığı şeyin 10 yıl önce mümkün olmadığını söylüyor. Ya New York Times editörlerinden biri sizi keşfedecek, ya da en iyi galerilerden birinde işiniz sergilenecek… Deneyimsiz biri için pek mümkün gözükmüyor bu senaryolar.
Gerçekten iyi bir fikir aslında nedir ve nasıl başarıya gider?
Stanton’ın en inandığı şey fikirlerin artık her zamankinden daha ucuz olduğu. Çok hızlı yayılıyor, çok rahat ortaya çıkıyor. Bunun için de Kickstarter ve Indiegogo gibi örnekleri veriyor. O kadar çok insan ‘çok iyi bir fikrim var ve bana destek olmalısın’ diyor ki belki de işin PR kısmına yüklenip işin aslını unutuyor.
Sosyal medyanın verdiği imkanların yarattığı paradoks ortada. Hem çok araç var kullanabileceğiniz, hem de bunları kullanabilen çok fazla insan. Facebook’a girdiğinizde tüm yakınlarınız size bir şey beğendirmeye çalışıyor, tüm bu içeriklerin arasından sıyrılabilmek için tek çare var Stanton’a göre, o da çok eski kafalı bir yol, çok çalışmak!
Stanton bu işe başladığında blog nedir onu bile bilmiyormuş. Bu da onun bu günlere gelmesini sağlamış. İşinin reklamını nasıl yapılacağını bilmediği için böyle bir şeye mesai harcamadan kendi işi için deli gibi çalışmış. Aklında yalnızca 10 bin fotoğraf çekmek olduğu günlerde Google Analytics’ten de haberi yokmuş ve işlerine kaç kişinin baktığını bilmiyormuş. İnandığı bir şey var da o da eğer bu işe başladığı ve çok çalıştığı yıllarda sosyal medyayı çok iyi tanıyor olsa bu kadar başarılı olamayacağı. Eğer aklınızda erişmek istediğiniz bir takipçi sayısı varsa bu yoldayken mutlaka vazgeçeceğinizi söylüyor Stanton, ama bunun yerine gerçekten işiniz için gece gündüz çalışır ve farkınızı bulup üstüne giderseniz asıl başarıya ulaşacağınızı da ekliyor.
Stanton PR ve reklama odaklanmak yerine çok çalışıp çok fotoğraf çektiği için gün gelip de PR’ı yapıldığında elinde çok fazla fotoğrafı olan bir fotoğrafçıya dönüşmüş. Yani işin sırrı PR için yola çıkmak değil, önce işi yapmak sonra PR ve reklam için çabalamak.
İlk gerçek ‘fan’
Stanton’a göre çok çalışıp, geceleri uyumayıp, her zaman daha iyi olmaya çalıştığınız o günlerde elinizdeki ürünün ya da projenin ilk gerçek ‘fan’ını bulmanız artık çok tanınan biri olabileceğiniz anlamına geliyor. Kendine zaman verip, takipçi kazanmaya çalışmadığı, işine odaklandığı günlerde ilk gerçek ‘fan’ını bulmuş ve gerisi gelmiş. Çünkü eğer takipçi toplamaya çalışmayıp, topluluğunuzun organik olarak büyümesi gerektiğine inanıyorsanız o ilk gerçek fan ile 1 kişi 100lere, 100lerce kişi binlere, binlerce kişi milyonlara dönüşüyor
sosyal medyanın doğası bu. Ve o ilk gerçek fan, o 1 kişi, kendinsin.
Kendi işini daha çok sevmek için ne yapmalısın?
Stanton kendi işinin ilk hayranı sen olmalısın diyor, ürününe ya da projene baktığında ben bunu daha çok sevmek için ne yapmalıyım dersen doğru yolu buluyorsun. Stanton ilk günlerde bir kişiyi 20 kez fotoğraflarmış, eve gidip o fotoğraflarda en iyi olanda en çok neyi sevdiği üzerine saatlerce çalışırmış. Sonra o sayı 10’a, sonra 8’e, şimdi de 2-3’e düşmüş.
Asıl Hikaye: Hikaye!
Stanton evet güzel, renkli ve çok sevilen fotoğraflar çekiyor. Ama bu sokak fotoğraflarını Humans Of New York gibi fenomen bir projeye dönüştüren ne? Hikaye anlatımı. Stanton bir işi yaparken o işte ne konuda fark yarattığınızı bulmanız gerektiğini söylüyor. Evet Stanton sokak fotoğrafçısı, ama insanları durdurup onların hikayelerini dinliyor ve fotoğraflarla birlikte bu sıradan hikayeleri paylaşıyor. Zamanla anlıyor ki onun güçlü yanı yabancı insanlarla konuşabilmek ve onları rahat hissettirebilmek.
Farkının üstüne git!
İlginçtir ki ilk zamanlarda artık ben de tanınıyorum, moda bloglarının o eğlenceli dünyasına girebilir ve moda fotoğrafları çekebilirim diyor Stanton. Sonra anlıyor onlardan farklı bir iş yaptığı için topluluğu büyürken o an herkes gibi olmaya başlıyor. Onun asıl işi moda fotoğrafçılığı değil, sıradan insanlarla konuşmak ve onların sıradan fotoğraflarını çekmek. Zamanla fotoğraflarla paylaştığı metinleri uzatıyor, metinler/röportajlar uzadıkça Stanton’ın takipçi sayısı artıyor.
Mükemmelliği Bekleme!
Sosyal medyada yarattığı farkı hikayeler anlatması olduğunda hikayeleri uzatıyor ve sayfaların büyümesi hızla artmaya başlıyor. Viral olan proje ile ilgili vereceği öğüt de mükemmel olmayı beklemenin anlamsız olduğu. Artık fikirler çok ucuz ve insanlar hep mükemmel fikri bulmaya çalışıyor.
Humans of New York fikri Stanton’ın NY’a taşındığında aklında olan fikir değilmiş, hatta alakası bile yokmuş, zamanla kendi içindeki farkı bulduğunda bu haline evrilmiş ama bu sürece kadar olan çok çalışma durumu bugünlerin zemini olmuş. Eğer fikriniz varsa yaratmaya ve onun üstünde çalışmaya başla,
eğer geribildirim alamazsan bir ürünü geliştiremezsin.
Humans of New York insanları nasıl seçiyor?
Başlarda proje hep çok renkli ve marjinal görünüme sahip insanları sayfalarına taşıyan bir projeydi, eğer bu süreci takip ettiyseniz artık daha sıradan insanların sayfada daha çok sayıda olduğunu görüyorsunuzdur. Stanton asıl olayın hikaye olduğunu anladığından beri insanlara yaklaşıyor, onlarla konuşuyor ve hikayeye göre kara veriyor. Zaten biriyle konuşurken hangi kısmın sayfalara taşınacağını hissettiğini söyleyen Stanton o kısımları kendi telefonuna mesaj olarak atıyor 🙂
Humans of New York’un markalara bakış açısı ne?
Stanton doğruyu söylemek gerekirse büyük topluluklar yaratabilmiş insanların her fırsatta markalarla işbirliği içinde olması ve tüm hayatlarını, tüm anlarını bu şekilde geçirmeleriyle ağır dalga geçiyor. Humans of New York projesi reklam almıyor, çünkü insanlar bu sayfada ne görmek istiyorsa onu görüyor, insanlara görmek istemedikleri bir şeyi vermek Stanton’ın en son yapacağı şey. Bu kadar büyümesinin sebebini de bu topluluğun, her gün 5 post girmesi ve insanlara görmek istemedikleri bir şeyi göstermesi olduğunu söylüyor.
Gerçekten ilham verici bir oturumdu. Bazen bir sanat projesinden sosyal medya stratejileri içgörüleri alabiliyorsunuz.