Analog fotoğrafçılık yerini dijital dünyaya bırakırken dijital fotoğraf makineleri tüm kullanıcı kesimlerine ulaşamamıştı. Bunun bir çok sebebi bulunuyor. Fiyat performans değerleri, harici ekipmanlara ihtiyaç duymaları, DSLR olmasa dahi depoloma alanında yaşanan sorunlar gibi başlıca sebepleri bulunuyor. Fakat cep telefonlarına kamera entegre edildiğinde fotoğrafçılık da cep telefonu kullanan herkese ulaştı. Uzun bir süre telefonun ekranını dışarı çevirip kendimizi çektik. Kolumuz kadraja girdikçe birbirimizle maytap geçtik. Telefonların ön taraflarına da bir kamera yerleştirilmesi durumu kolaylaştırırken fotoğrafçılığa yeni bir tanımın eklenmesi akıllı telefonların cebimizde yer etmesi ile oldu.
Bu yıl Oscar ödül töreninde Ellen DeGeneres Note 3 kullanarak çektiği selfie ile bu tanım sözlüklerde de yer almaya başladı. Ardından pek çok kampanyada kullanıldı. Seveni ve sevmeyeni ile günlük hayatımıza dahil oldu. Intel’in Make It Wearable yarışma projesi ile giyilebilir teknolojiler hakkında fikri olan geliştiricilere şans tanıyor.
Team Nixie de finalist ekiplerden birisi. “Dört pervaneli bir helikopter yapmak istiyorum.” cümlesiyle yola çıkan ekip bunu giyilebilir hale getirerek teknolojileri ortak paydada buluşturmayı amaçlamış. Drone’lara kamera entegre ederek aksiyon sporlarında kullanım kolaylığı sağlamayı amaçlayan Irıs+ ve AirDog isimli iki farklı drone bulunuyor.
Bileğinizden çıkarttığınızda drone havalanıyor ve sizin fotoğrafınızı doğru açıyla çekiyor. Ardından yanına geliyor. Havada yakalayıp tekrar bileğinize takıyorsunuz. Böylece ne kolunuz kadaja giriyor ne de ekrana sığmak için iki büklüm oluyorsunuz.
Projeyi Nixie kazanırsa prototipin ötesine geçerek hayatımıza adım atacak bir giyilebilir teknoloji olacak.